FB TW PIN NWS

Alemdar Vakası

Alemdar Vakası

Tarihimizde yenilik hareketlerine karşı ayaklanan Yeniçerilerin Alemdar Mustafa Paşa'ya ve Rusçuk yaranına karşı giriştikleri hareketin adıdır. Alemdar Mustafa Paşa 28 temmuz 1808 de sadrazam olunca, hem geri fikirlileri temizlemeye, hem de IV. Mustafa zamanında yarım bırakılan ıslahata yeniden başlamıştı. Nizam-ı Cedit’i İstemeyenler sürgüne gönderilmiş veya yok edilmişti. Konya Valisi Kadı Abdurrahman Paşa dağılmış olan Nizam-ı Cedit askerlerinden toplıyabildiklerini alarak İstanbul’a gelmiş, Sekban-ı Cedit adıyle kurulan bu askerlerin başına komutan olmuştu. Donanmanın başına getirilen Rusçuk yaranından Abdullah Ramiz Efendi de Donanmada bir hayli temizlik yapmıştı. Alemdar Mustafa Paşa ve adamları olan Rusçuk yaranı artık bütün idarenin ellerinde olduğunu sanıyor, kendilerine karşı bir ayaklanma olabileceğini ummuyorlardı.

Halbuki IV. Mustafa’yı tekrar tahta çıkarmayı düşünenler gizli gizli çalışmakta idiler. Halk da büyük bir çoğunlukla yeniçerilerin taraftarı ve yenilik düşmanı idi. Alemdar’ın nüfuzu gittikçe azaldı. Düşmanları zamanla açıkça onun aleyhinde atıp tutmaya, duvarlara yaftalar yapıştırabilecek kadar ileri gitmeye başladılar. Bir kısım tecrübeli devlet adamları Alemdar’a, bir zaman için Edirne’ye çekilerek, Rumeli kuvvetlerini toplayıp yeniden İstanbul’a gelmesini tavsiye ettilerse de dinletemediler.

Nihayet ramazanın 26 ncı günü olan 14 kasım 1808’de Alemdar’a suikast yapılması yeniçeriler tarafından karar altına alındı. Sadrazamın yangın yerine gitmesi adet olduğundan, o gece yangın olduğu haberi etrafa yayılacak, Alemdar dışarı çıkınca hemen öldürülecekti. Yeniçeriler Babıali önüne gelerek «Yangın var!» diye gürültü etmeye başladılar. Dairesinde yatmakta olan Alemdar yangının aslı olmadığını ve bir suikasta uğrayacağını anlayınca dışarı çıkmadı. Bunun üzerine yeniçeriler Ağakapısına giderek Yeniçeri Ağası Mustafa Ağayı parçaladılar. Sonra tekrar Babıali’ye dönerek sadaret kethüdası dairesini ateşlediler. Alemdar ilkin abdest aldı, pencereden ateş ederek, kapıda yeniçerilerle çarpışan muhafızları Sekbanlara yardıma başladı, onu dışarı çıkaramayacaklarını anlayan yeniçeriler de oturduğu daireyi, yani Paşakapısı’nı dört taraftan ateşlediler. Çaresiz kalan Alemdar, cariyelerini de yanına alarak, Harem bahçesindeki taş kulenin içine sığındı. Bir zaman bu kulenin kapısında mücadeleye devam etti. Fakat, gün ağardığı halde, adamları ve askerleri İstanbul’da dağınık olduğundan, yardımına kimse gelmedi. Bunun üzerine Alemdar cariyelerini dışarı çıkararak, kendisinden ayrılmamakta ayak diriyen başkadını ve başağası ile kuleye, kapandı.

Bu sırada dört, beş yüz kadar yeniçeri de kulenin kubbesine tırmanarak, tepesini delip içeri girmeye çalışıyorlardı. Alemdar, yeniçerilerin elinde alçakça ölmektense, kulenin içindeki barut varillerini ateşleyerek intihar etmeyi daha doğru buldu. Yanındaki iki sadık bendesi ile beraber, aynı kulenin üzerine tırmanmış ve etrafını sarmış olan yeniçerilerle birlikte havaya uçtu.

Yeniçeriler bundan sonra Sadrazam Kethüdası Mustafa Refik ve Defterdar Tahsin Efendileri de öldürdüler. Reisülküttap Galip Efendiye dokunmadılar. Bu sırada Kaptan-ı Derya Abdullah Ramiz ile Sekban-ı Cedit Komutanı Kadı Abdurrahman Paşa, kuvvetlerini toplayarak, deniz yolu ile Topkapı Sarayı’na çıktılarsa da ayaklanmayı bastıramadılar. Tekrar deniz yolu ile çekilerek kaçtılar. Bu arada II. Mahmut, Şeyhülislam fetvasına dayanarak, IV. Mustafa’yı boğdurduğu için asiler, kendilerini tutan Mustafa’yı tahta çıkaramadılar. Fakat Sekban-ı Cedit ocağını kaldırarak Selimiye ve Levent Çiftliği kışlalarını yaktılar. Böylece yenilik hareketleri onsekiz yıl geri kalmış oldu.