FB TW PIN NWS

Bektaşi

Bektaşi

Bektaşi Tarikatı , 13. yüzyıl Osmanlı İmparatorluğu'nda ortaya çıkan bir Sufi tarikatıdır. Topluluğun kökenleri Kızılbaş ve Aleviliğe işaret ediyor. Yeniçeriler Osmanlı siyasetinde baskın bir güç haline geldikçe, Bektaşiliği topluluğun dini olarak benimsediler; Sünni İslam ise Müslüman milletine hakim oldu. Bektaşiler, Bektaşileri Kitap Ehli olmaktan ziyade sapkın olarak gören Şiiler ve Sünnilerden zulüm gördüler. 1826'da II. Mahmut, Uğurlu Hadise'den sonra Yeniçerileri kaldırdı ve ardından Bektaşi Tarikatı'nı yasaklayan bir fetva çıkardı. Tanzimat reformcuları Alevilere veya Bektaşilere kendi milletlerini vermeyi reddettiler. Aleviler ve Bektaşiler, devlet onayı olmadan ve yetkililerin tacizine uğrayarak dinlerini uygulamaya devam ettiler. Birçoğu, Doğu Anadolu ve Arnavut yaylaları gibi asgari hükümet kontrolüne sahip kırsal bölgelerde kaldı. Osmanlı İmparatorluğu'nun dağılması ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasının ardından, Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal ATATÜRK 1925'te Bektaşi Tarikatı da dahil olmak üzere tüm tekkeleri kapattı. Sonuç olarak, Bektaşi liderliği merkezlerini Türkiye'den Arnavutluk, Tiran'a taşıdı.

Bektaşiler ve Aleviler şu anda Türkiye Anayasası ve Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından dini azınlık olarak tanınmıyor.

Bektâşîlik, adını 13. yüzyıl Anadolu'sunun İslâmlaştırılması sürecinde etkin faaliyet gösteren ve Hoca Ahmet Yesevi'nin öğretilerinin Anadolu'daki uygulayıcısı konumunda olan Hacı Bektaşi Veli'den alan, daha sonra ise 14. ilâ 15. yüzyıllarda Azerbaycan ve Anadolu'da yaygınlaşan Hurûfilik akımının etkisiyle ibahilik, teslis (üçleme), tenasüh ve hulul anlayışlarının da bünyesine katılmasıyla 16. yüzyılın başlarında Balım Sultan tarafından kurumsallaştırılan, On İki İmam esasına yönelik sufi/tasavvufî tarikat.

1930 yılına kadar Hacı Bektaşi Veli Türbesinde olan Bektaşi Dergahı, Atatürk'ün tekke ve zaviyeleri kapatması sonrasında Tirana'da bulunan Dünya Bektaşi Merkezi'ne taşınmıştır. Dergah Dede'si 2011 yılından beri Baba Mondi'dir.

Türkiye’de Alevilik denildiğinde ilk akla gelen isim Bektâşîliktir. Bektâşîlik, aslında Hacı Bektaşi Veli tarafından kurulduğuna inanılan bir İslâmî tarikattır. Bu tarikat mensupları (el alarak ya da diğer bir deyişle nasip alarak bu örgütlenmeye katılan kişiler) ise Bektâşî olarak adlandırılırlar. Ancak Ali ve Ehl-i Beyt sevgisi, tevella (Ehl-i Beyt’i sevenleri sevme) ve teberra (Ehl-i Beyt’i sevmeyenleri sevmeme) gibi Alevîliğin temel esaslarına bağlı oluşları dolayısıyla Bektâşîliğe Alevilik de denilebilir. Anadolu, Azerbaycan, Balkanlar ve İran'daki tüm Alevî tarikat mensupları On İki İmam inancına bağlıdır.

Başlangıcından günümüze kadar kökenleri Horasan Melametîliğine dayanan bu tarikatlar, tarihî gelişim süreci içerisinde Vefâ'îyye/Bâbâ'îyye (Baba İlyas/Baba İshak), Yesevîlik/Âhilik, Kalenderîlik/Haydarilik, Rufâîlik/Gâlibîlik, Saltuk'îyye/Barak’îyyûn, Hurûfîlik/Bektâşîlik, Nîmetullahîlik/Nûrbakşîlik, Şahkulu Baba/Zünnun'îyye, Çelebî'yye/Celâl'îyye, Gül Baba/Dedebabalık (Bektâşî Babagan) ve Alicilik/Harabatîlik olarak sıralanabilir.

Bektâşîlik, Hümanist esaslı bir öğretidir. Öğretinin odağında "insan" vardır. Amacı, İnsan-ı kâmil olarak tanımlanan olgun, yetkin insana ulaşmaktır. Bu ise belirli bir eğitim sürecini gerekli kılar. Hacı Bektaşi Veli’nin Türk dünyasının felsefesine çok büyük katkıları olmuş olup hâlen yaygın olarak kullanılan birçok özlü sözü bulunmaktadır. Öncelik yol kurallarındadır. Onlar "Hatır kalsın, yol kalmasın" diyerek bunu açıklarlar.