FB TW PIN NWS

enstalasyon

enstalasyon

Yerleştirme ya da enstalasyon, geleneksel sanat eserlerinden farklı olarak, çevreden bağımsız bir sanat nesnesi içermeyip belirli bir mekân için yaratılan, mekânın niteliklerini kullanıp irdeleyen ve izleyici katılımının temel bir gereklilik olduğu sanat türü. Kapalı veya açık mekânlarda yapılabilir.

Kökleri kavramsal sanat ve hatta 20. yüzyıl başındaki Marcel Duchamp'ın hazır-yapımları ve Kurt Schwitters'e kadar giden enstalasyon, diğer adıyla yerleştirme sanatı, çağdaş sanatta mimarlık ve performans dışında birçok başka görsel sanat disiplininden de destek alan melez (hibrid) bir tarzdır. Uygulanmasında sanat eserinin sergileme veya gösterim aşamalarını vurgulayan yerleştirme, 1970'lerde şekillenmiştir.

1960'ların ABD ve Avrupa'da asamblaj ('assemblage') ve çevre terimleri sanatçıların belli bir mekânda bir araya getirdikleri malzemeler için kullanılsa da yerleştirme tabiri sadece eserlerin sergilenme şekli, örneğin resimlerin duvara ne şekilde ve nasıl bir düzende asıldığını ifade etmek için kullanılıyordu. Zamanla galeri mekânının farkındalığı ile ve sanat eserinin mekândan bağımsız gözlenemeyeceği/tecrübe edilemeyeceği fikriyle yerleştirme şekli ve mekân ön plana çıkarılmaya başlanmıştır.

Yerleştirme Sanatı olarak da bildiğimiz enstalasyon, geleneksel sanat eserlerinden farklı olarak mekan ile birlikte ve mekanı kullanarak yapılan bir sanat türüdür. İzleyici ya da ziyaretçi katılımı bu sanat türünde ön plandadır. Açık veya kapalı mekanlarda yapılan bu sanat kısacası her yerde yapılabilir ve ziyaretçilere sunulabilir. Mekan odaklı olduğundan belkide mimari ve iç mimari de önemli olduğunu söyleyebiliriz.

Enstalasyon her türlü malzeminin kullanımına olanak verebilir. Resim, video, heykel ve ışık vs. gibi sanat malzemesi olarak kullanabileceğimiz herşey diyebiliriz. Bu sanatın farklı materyaller kullanılarak yapıldığından sadece göze değil insanın farklı duyularına hitap edebilir.

Ülkemizde, son senelerde özellikle büyük şehirlerin işlek mekanlarında rastladığınız tersine asılmış rengarenk şemsiyelerle kaplanmış sokaklar, şehirlerin gözde mekanlarının hemen yanı başına konulmuş kalp işaretli şehir isminin yazılı olduğu harfler dizisi gibi çok boyutlu, somut ve izlerken varlığına dahil olunan eserlerin dayandığı sanat anlayışını birçoğumuz merak etmiştir. Özünde modadan ibaret kendi başına sanat eserleri sandığımız bu yapıtlar aslında 20. yüzyılda ortaya çıkmış oldukça yeni ve sıra dışı bir sanat anlayışı olan enstalasyondur.

“Enstalasyon” Fransızca bir kelime olan “installation”’’dan diğer dillere geçmiştir. Enstalasyon kelimesi Türkçede “yerleştirme, tesis etme, döşeme, kurma” gibi anlamlara gelir . Türkçede daha çok yerleştirme sanatı olarak bilinir.

Enstalasyon sanatı, geleneksel sanat anlayışlarından çok farklı bir içerik ve öze taşımaktadır. Sanat sınıflandırması içinde de oldukça karmaşık bir yere sahiptir. Enstalasyon sanatı malzeme olarak mekanı ve her türden görsel malzemeyi kullanırken yaratılan esere dramatik performansı da dahil edebilir. Enstalasyon sanatı, doğa ve insan ürünü olan sanat eserinin birleşmesinin eseridir. Enstalasyonun hayranlık uyandırmak gibi amacının yanında ilgi ve algıyı arttırarak belli bir konuya dair farkındalık yaratmak da işin içerisine girer. Enstalasyon sanatı belli bir mekana yönelik bütünleyici bir yapıya sahip olmakla birlikte çevreden bağımsız da ortaya konulabilir. Enstalasyon sanatı, mekana yeni ve etkileşimli bir anlam ve değer kazandırır. Mekan içerisine katılan eser, mekandan bağımsız olmayıp onunla bütünleşen bir özelliğe sahiptir. Enstalasyon, diğer sanatlardan farklı olarak izleyici yorumu ve katılımının en önemli unsur olduğu bir sanat çeşididir.

Enstalasyon sanatını icra etmek için hem kapalı hem de açık mekanlar olarak meydanlar, bulvarlar vb kullanılabilir.

Enstalasyon, gerek kullanılan malzeme gerekse de içerisinde malzeme ve performansın bir arada kullanılması yönüyle çok katmanlı ve karmaşık bir sanat disiplini olarak ele alınır.

Enstalasyon Sanatının Tarihi
Enstalasyon sanatı, oldukça yeni ve genç bir sanattır. Avrupa’da 1960’larda ortaya çıkan bu sanat o zamanlar “asamblaj ve çevresel düzenleme” terimleri bu sanat için kullanılmaktaydı. Enstalasyona bir sanat olarak değil, eserlerin sergilenirken düzenlenme stili olarak bakılmaktaydı. Sanat galerileri ve mimarlar eserlerine dikkat çekicilik kazandırmak ve eserin mekandan bağımsız olamayacağını vurgulamak için enstalasyonu kullanırdı. Enstalasyon 1970’lerden itibaren çağdaş mimari ve sanatın en sık gündeme gelen sanat türü oldu. 20. yüzyılın başlarında Marcel Duchamp, Kurt Schwitters gibi sanatçılar enstalasyon sanatının öncüleri olmuşlardır. Enstalasyon günümüzdeki yapısına ise 1970’lerden itibaren kavuşmuştur. Enstalasyon sanatının ilk kez tasnifi Robert Smithson tarafından yapılmıştır. Smithson, enstalasyon sanatını mekana bağlı ve mekandan bağımsız olarak iki kategoride tasnif etmiştir. 1980’den itibaren enstalasyon sanatı örneklerinde doğal malzemelerin yanında dijital destek unsurları olarak video, ses, bilgisayar, internet gibi araç ve ortamlar da dahil olmuştur.

Enstalasyon Sanatının İşlevi
Enstalasyon sanatı, ortaya konulan esere hayranlık beslememizi sağlamanın çok ötesinde işlev ve amaçlar taşır. Günümüzde çoğunlukla sosyal mesajlar vererek farkındalık yaratma amacıyla kullanılmaktadır. Hayatın sürdüğü her yerde karşımıza çıkabilecek olan enstalasyon eserleri savaş, yolsuzluk, kadına şiddet, çocuk sevgisi gibi her türden güncel konun işlenebildiği bir özelliğe sahiptir.

Sosyal mesaj vermenin yanında bir kente kimlik kazandırmak veya bir mekanın varlığına ilgi ve değer kazandırmak suretiyle görünürlüğünü arttırmak da enstalasyonun başlıca amaçlarındandır. Yine son yıllarda fuarlar, olimpiyatlar gibi gelenekselleşmiş aktivitelerde dikkat çekiciliği arttırmak için enstalasyon sanatına çokça başvurulur. Enstalasyon sanatını yukarıda bahsettiğimiz amaçlar için değerli kılan husus, bu sanatın odağında mekan veya faaliyetle bütünleşmiş olarak seyirciyi sanata dahil etmesi vardır.

Türkiye’de Enstalasyon Sanatı
Ülkemizde enstalasyon sanatı anlamında yetişmiş pek sanatçı bulunmasa da bu sanata olan ilgi son derece yoğundur. Son yıllarda sokakların tavanına asılı şemsiyelerle süslenen yerler hemen hemen her şehirde karşımıza çıkmaktadır. Yine bu doğrultuda birçok eser moda halinde teknolojinin de etkisiyle oldukça hızlı bir şekilde yayılmaktadır.