FB TW PIN NWS

haseki

haseki

Osmanlı Saray ve askerî teşkilâtlarında bazı görevliler için kullanılan bir unvan.

Arapça hâsstan gelen hâssa kelimesiyle Farsça “gî” ekinden oluşan haseki (hâssagî) “yakın arkadaş, özel sohbet arkadaşı” anlamına gelir. Kelime terim olarak Memlükler’de çoğul biçimiyle (hasekiyye) sultanın en yakın köleleri için kullanılmıştır. Memlükler’den önce kurulan bazı İslâm devletlerinde “hükümdarın muhafız kıtası, güvenilir ve seçkin maiyeti” anlamında yine has kelimesinden türetilen havâs, sıbyânü’l-havâs, hassagân ve hasekiyân gibi tabirlerin kullanıldığı bilinmektedir. Haseki, Osmanlı saray teşkilâtında padişahın münasebette bulunduğu câriyelerle sarayın Bîrun kısmında hizmet gören Bostancı Ocağı’nın ileri gelen bir sınıfına mensup olanlar, askerî teşkilâtında ise çeşitli hizmetlerde bulunan bazı görevliler hakkında bir unvan olarak kullanılmıştır.

Padişahın gözüne giren ve gönlünü çelerek zevcesi olan gedikli câriyelere haseki veya “hünkâr hasekisi” denirdi. “Has odalık” veya “ikbal” de denilen bu câriyelerin en gözde olanı “başikbal” unvanıyla anılırdı. Hasekiliğe yükselen câriyeye samur kürk giydirilirdi. Hasekilerden erkek çocuk doğuranlara “haseki sultan” unvanı verilir ve başına kıymetli taşlarla süslü bir altın taç takılırdı; kendisine bir daire tahsis edilerek geçimi için haslar ayrılır, hizmetine câriyeler ve emrine bir kethüdâ verilirdi. Ölen bir padişahın erkek çocuk doğurmuş hasekileri Eski Saray’a gönderilir, çocuğu olmayan veya kız çocuk doğurmuş olanlar ise yüksek rütbeli devlet adamları ile evlendirilirdi.

Haseki sultanlar içinde Kanuni Sultan Süleyman’ın zevcesi Hürrem Sultan ile Sultan I. İbrahim’in gözdesi Şah Sultan (Telli Haseki), isimlerinden çok haseki unvanıyla meşhur olmuşlardır. Bunlardan birincisinin Mimar Sinan’a inşa ettirdiği Haseki Külliyesi hâlâ ayaktadır. Haseki sultan tabirinin yerini zamanla kadın ve kadınefendi almıştır. Kadınlar da başkadın, ikinci, üçüncü ve dördüncü kadın gibi derece ve unvanlarla anılmışlardır.