Hecenin Beş Şairi
Beş hececiler şu sanatçılardan oluşmuştur:
Orhan Seyfi Orhon (1890-1972),
Halit Fahri Ozansoy (1891-1971),
Enis Behiç Koryürek (1892-1949),
Yusuf Ziya Ortaç (1895-1967),
Faruk Nafiz Çamlıbel (1898-1973).
1911 yılında Genç Kalemler etrafında toplanan sanatçıların gayretleriyle zaten başlamaya da hazır olan edebiyatta milli olma kavramı kısa süre içerisinde etkili olmaya başlamıştı.
İşte bu rüzgarın etkisiyle de şiirde Anadolu’yu konu olarak işleyen, halkın konuştuğu Türkçeyi şiire sokan ve en önemlisi de uzun süredir tartışılan hece-aruz vezni tartışmasını sonlandırarak hece ölçüsünü şiire egemen kılan ve hecenin beş şairi olarak da bilinen bu sanatçılar, Türk edebiyatının önemli bir dönüm noktasını oluşturmaktadır. Özellikle Türk şiirini aruzun boyunduruğundan kurtarmaları önemlerini son derece arttırmaktadır.
Şiire 1910’lu yılların başında başlayan Beş Hececilerin ilk etapta o dönem hakim olan Fecr-i Ati’nin çizgisinde bir sanat görüşüne sahip olduklarını söyleyebiliriz. Şiire aruz ölçüsüyle başlamışlardır ancak Ziya Gökalp, Ömer Seyfettin gibi isimlerden etkilenerek hece ölçüsüne doğru bir kayış yaşamışlardır. Aruz-hece ölçüsünün büyük bir tartışma yarattığı o dönemde hece ölçüsüne doğru yönelmeleri, artık bu topraklarda aruzun değil hece ölçüsünün hakim olmasının başlangıcını oluşturmuştur. Sadece ölçü olarak bir değişim yaşatmamışlardır; şiirin işleyeceği konu ve dilin süsten, sanattan ve yabancı kelimelerden kurtulup sade bir Türkçe ile yazılmasını sağlamaya çalışmışlardır.
Özellikle Anadolu ve Anadolu insanının yaşamının şiire konu olarak alınması düşüncesini Faruk Nafiz Çamlıbel‘in “Sanat” adlı şiirinde çok net bir şekilde görürüz. Onlara göre yüzyıllardır bu toplum ve ülke için en büyük fedakarlığı Anadolu halkı yapmıştır ancak bugüne kadar Anadolu kadınlarının göz yaşları görmezden gelinmiştir.
Her ne kadar “Beş Hececiler” için bir edebi topluluk desek de aslında hecenin bu beş şairi bir araya gelip birlikte bir topluluk oluşturmamışlardır. Her ne kadar konu bakımından farklı temaları işlemişlerse de; aynı döneme denk gelen, aynı düşünceleri yansıtan, şiirde dilin sadeleşmesini ve hecenin kullanılmasını savunan şairler sonradan bir edebi grup gibi değerlendirilmiş ve “Hecenin beş şairi” olarak adlandırılmıştır. Bu adlandırmayı ve gruplandırmayı da kolaylık olsun diye bu şairleri bir araya toplayan İsmail Hakkı Sevük yapmıştır.
Beş Hececilerin Özellikleri
1. Milli edebiyat akımından etkilenen topluluk şiire yeni bir soluk getirmiştir.
2. Şiirlerinde aruzun yerine hece ölçüsünü kullanmışlardır. Hece ölçüsünün 11 ve 14’lü gibi uzun kalıplarını kullanmayı tercih etmişlerdir.
3. Sade, süsten uzak bir Türkçe kullanmışlardır. Genç Kalemler’in başlattığı akımı devam ettirmişlerdir.
4. Şiirlerinde kahramanlık, Anadolu, memleket sevgisi, vatanın güzellikleri gibi konuları işlemişlerdir. Ancak Anadolu’yu yakından tanıyamadıkları için Anadolu’nun gerçekçi bir şekilde şiire yansıtılmasından söz edemeyiz.
5. 1. Dünya Savaşı ve Kurtuluş savaşı döneminde şiir yazdıkları için “memleketçi edebiyat” ağır basmıştır.
6. Şiirlerinde söyleve yakın bir anlatım görülür.
7. Gerçekçi bir şiir anlayışına sahip olsalar da romantizme kaydıkları görülür.
8. Nesir yani düz yazı cümlelerini şiir içine sokmuşlardır.
9. Halk şiirinin nazım türlerini kullanmayı tercih etmişlerdir. Serbest müstezatla da şiir yazmayı denemişlerdir.
10. Faruk Nafiz Çamlıbel’in “Sanat” adlı şiiri bu topluluğun görüşlerini yansıtması bakımından bir bildiri niteliği de taşımaktadır.
Beş Hececilerin edebiyatımıza kazandırdıkları şunlardır:
Aruz-hece ölçüsü tartışmasını sonlardırmış ve Türk şiirine hece ölçüsünü egemen kılmışlardır.
Genç Kalemler dergisi sonrasında başlayan dildeki millileşmeyi şiire sokmayı başarmışlardır.
O güne kadar unutulan Anadolu ve Anadolu insanı edebiyatın konusu olmuştur.
Memleketçi edebiyatı hakim kılmışlardır.
- Okan Demir 18 Aralık
- Süleyman Saim Tekcan 18 Aralık
- Reshad Strik 16 Aralık
- Derya Uluğ 15 Aralık
- Balım Sultan 12 Aralık
- Charles Leclerc 10 Aralık
- Aka Gündüz Temur 09 Aralık