FB TW PIN NWS

Enflasyon yılsonunda yüzde 9.2-10 aralığında gerçekleşecek

0000-00-00
Merkez Bankası, yılık enflasyonun eylül sonunda yüzde 7.8 olan belirsizlik aralığının üzerinde gerçekleşmesi nedeniyle hükümete bir mektup yazdı. Banka mektubunda, 2006 yılı sonunda enflasyonunu yüzde 70 olasılıkla yüzde 9.2’yle yüzde 10.6 aralığında tahmin etti.

Merkez Bankası Kanunu’nun 42’nci maddesine göre, hedeften belirgin olarak sapıldığında veya sapma olasılığı ortaya çıktığında hesap verebilirlik mekanizması devreye giriyor. Enflasyon belirsizlik aralığının yüzde 7.8’i aşması nedeniyle Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz ve Başkan Yardımcısı Erdem Başçı imzasıyla, Hükümet’e hitaben Devlet Bakanı Ali Babacan’a bir mektup gönderdi. Mektupta, sapmanın nedenleri ve tekrar hedefe yakınsanabilmesi için alınması gereken tedbirleri-politika kararlarını açıkladı. Söz konusu mektup “program şartlılığı” çerçevesinde IMF’ye de iletilecek.

Hedefin aşılmasının nedenlerinin anlatıldığı mektupta, eylül ayında belirlenen memur ücret artışlarının enflasyon üzerinde özellikle hizmet fiyatları kanalıyla ek baskı oluşturabileceği savunuldu.

“DALGALANMA OLMASAYDI ENFLASYON YÜZDE 7.5 OLURDU”
Döviz kurundaki değişimlerin enflasyon üzerindeki etkisinin 5 aylık bir süre içinde yüzde 20 civarına ulaştığı belirtilen mektupta, kur etkisinin yıllık enflasyonu 3 puan kadar artırdığı belirtildi. Buna göre, mayıs ve haziran aylarındaki mali piyasa dalgalanmaları olmasaydı enflasyon eylül ayı itibarıyla yüzde 7.5 civarında gerçekleşecekti.

DÖVİZ KURUNUN YILLIK ENFLASYON ÜZERİNDEKİ ETKİSİ 3.5 PUAN
Döviz kurunun enflasyon üzerindeki birincil etkilerinin büyük oranda tamamlandığı ifade edilen mektupta, bu etkinin ilerleyen aylarda sınırlı kalmasının beklendiği ifade edildi. Bu çerçevede, döviz kuru hareketlerinin yıllık enflasyon üzerindeki etkisinin yıl sonunda yaklaşık 3.5 puana ulaşacağı tahmin edildi.

Memur ücretlerindeki artışların, temmuz ayında enflasyon tahminleri üretilirken yapılan varsayımların üzerinde gerçekleştiğine işaret edilen mektupta, “Söz konusu artışlar, enflasyon üzerinde ek bir baskı oluşturabilecektir” denildi.

“2007 ENFLASYONUNA 1 PUANLIK KATKI”
Döviz kurunun enflasyon üzerindeki birincil etkilerinin büyük oranda 2006 yılı içinde tamamlanacağı ve iç talepteki yavaşlamanın ikincil etkilerini sınırlayacağı kaydedilen mektupta, “Buna rağmen, 2006 yılında enflasyonun yüksek seyretmesinin fiyatlama davranışları üzerinde olumsuz etkilerinin görülebileceği düşünülmektedir. Özellikle hizmet fiyatları kanalıyla oluşması öngörülen ikincil etkilerin 2007 yılında enflasyon üzerinde yaklaşık 1 puanlık bir ek baskı oluşturacağı tahmin edilmektedir” denildi.

“YILSONU ENFLASYON TAHMİNİ”
Enflasyonun orta vadede tekrar hedefe yakınsayabilmesi için sıkı para politikasının bir süre daha sürdürülmesi gerektiği kaydedilen mektupta, güncellenmiş tahminlere göre 2006 yılı sonunda enflasyonun yüzde 70 olasılıkla yüzde 9.2’yle yüzde 10.6 aralığında gerçekleşeceği öngörüsüne yer verildi.

Para politikasının mevcut sıkı duruşunun 2007 yılının son çeyreğinin başına kadar korunduğu ve sonrasında ölçülü bir faiz indirimine gidildiği bir senaryoya göre enflasyon oranının 2008 yılının ilk çeyreği sonunda yüzde 1.7’yle yüzde 5.2 aralığında gerçekleşeceği ve enflasyonun 1.5 yıllık bir zaman diliminde hedefe yakınsayacağı tahmin edildi. Anılan faiz patikasının mevcut bilgi setine dayanarak oluşturulan bir politika çerçevesini ifade ettiği ve enflasyon görünümüne dair her türlü yeni bilginin bu patikayı değiştirebileceği kaydedildi. Merkez Bankası, 2007 yılı sonu için öngörülen rakamı ise yüzde 3.5’le yüzde 6.8 olarak açıkladı.

RİSKLER
Merkez Bankası mektubunda, enflasyon görünümüne ilişkin birinci risk, iç talepteki yavaşlamanın öngörülen düzeyin altında gerçekleşme olasılığı olarak belirlendi. Kamu harcamalarındaki artışın hızlanması veya para politikasının ekonomik faaliyet üzerindeki etkisinin öngörülenden daha geç ortaya çıkmasının bu riskin gerçekleşmesine neden olabileceği belirtildi. İkincil önemli risk unsuru ise küresel piyasalarda yaşanabilecek dalgalanmalar, üçüncü risk ise enflasyonun ve enflasyon bekleyişlerinin, aşağı inme konusunda beklenenden daha güçlü bir direnç gösterme olasılığı olarak belirlendi.

Hizmet fiyatlarının büyük oranda geçmişe yönelik olarak ayarlanmasından kaynaklanan ve enflasyonda hızlı düşüşün öngörüldüğü dönemlerde ortaya çıkabilen ek bir risk bulunduğuna işaret edilen mektupta, kamu çalışanlarına yapılan ücret ayarlamalarının bu riski daha da belirginleştirdiği kaydedildi. Mevcut durumda hizmet fiyatlarındaki yıllık enflasyonun yüzde 12 civarında olduğu anımsatılan mektupta, “Yaptığımız projeksiyonlar, iç talepte öngörülen yavaşlama sonrasında bu rakamın 2007 yılında yüzde 9’lara kadar düşebileceğine işaret etmektedir. Bir diğer ifadeyle, hizmet grubu önümüzdeki yıl enflasyonu üzerinde 2.5 puanlık bir etki oluşturacaktır. Bu durumda 2007 yılı sonunda hedefe ulaşılabilmesi için mal grubu enflasyonunun yüzde 2’lere yakın bir düzeyde gerçekleşmesi gerekmektedir” denildi.Mektupta, şu görşülere yer verildi:
“Ancak, enflasyonun tahminlerimizden daha yukarıda gerçekleşmesine yol açabilecek önemli risk unsurları bulunmaktadır. Söz konusu risklerin gerçekleşmesi, para politikasının sıkılaştırılmasına yol açabilecektir. Bu doğrultuda, önümüzdeki dönemde para politikasının olumsuz haberlere karşı daha duyarlı olacağı bir duruş sergilenecektir. Bu yaklaşım, orta vadeli enflasyon hedefimize ulaşma konusundaki kararlılığımızın bir göstergesi olarak algılanmalıdır.”

BENZER ŞOKLAR YAŞAYAN ÜLKELER
2007 yılı enflasyon hedefinin yüzde 4 olarak korunduğuna, mayıs ve haziran aylarında mali piyasalarda yaşanan dalgalanmaların enflasyon görünümü açısından önemli bir dışsal şok niteliğinde olduğuna dikkat çekilen mektupta şu görüşle yer verildi:
“Benzer şoklar yaşayan bir çok ülke enflasyon hedeflerini değiştirme yoluna gitmiştir (örneğin Brezilya, 2003). Mevcut durumda, ana senaryo altında oluşturulan tahminlerimiz, enflasyonun hedefe yakınsama süresinin bir buçuk yılı bulabileceğine işaret etmektedir. Bununla birlikte para politikasına ilişkin kararlı ve temkinli duruşumuz göz önüne alındığında, enflasyonun 2007 yılı sonunda hedefe yakın olma olasılığının yüksek olduğu ifade edilebilir. Daha da önemlisi, hedefi değiştirmenin bizatihi kendisinin, enflasyon bekleyişlerini ve fiyatlama davranışlarını olumsuz etkileme potansiyeli taşıdığı ve bundan sonra verilecek taahhütlerin güvenilirliğini azaltabileceği düşünülmektedir.”

Merkez Bankası, yüksek faiz dışı bütçe fazlasının, son yıllarda enflasyonla mücadele konusunda elde edilen kazanımlarda önemli bir rol oynadığı anımsatılarak, bu kazanımların korunması ve daha da ileri götürülmesi için Avrupa Birliği’ne uyum ve yakınsama sürecinin devamlılığı ve mali disiplinin kalitesini artıracak olan yapısal reformların kesintiye uğramadan sürdürülmesinin kritik önem taşıdığı belirtildi.