Pissarro

Özellikle manzara resimleri tanınır ve izlenimciliğin (empresyonizm) kurucularından sayılır.
Pissarro, tam adı Jacob-Abraham-Camille Pissarro’dur. 10 Temmuz 1830 tarihinde Virgin Adaları'nın başkenti olan Charlotte Amalie'de ticaretle uğraşan varlıklı bir Yahudi ailesinin çocuğu olarak doğmuştur. Babası Portekiz kökenli Fransız bir sefarad olan Abraham Gabriel Pissarro, annesi ise Dominik Cumhuriyeti vatandaşı Rachel Manzano-Pomie idi.

Pissarro, 12 yaşına kadar St. Thomas adasındaki Charlotte Amalie’de Afro-Karayipli çocukların gittiği karma okula gitti. Siyahlarla birlikte büyüyen Pissarro, bu dönemde ırkçı eğilimlerden tümüyle uzak bir kişilik yapısına sahip oldu. 12 yaşında, eğitim amacıyla Paris'e yatılı bir okula gönderildi. 5 yıl sonra geri geldi. Babası ressam olmasına izin vermeyince 1852 yılında Venezuela'nın başkenti Caracas'a kaçtı ve 2 yıl Danimarkalı ressam Fritz Melbye'nin yanında kaldı. 25 yaşındayken 1855 yılında Paris'e taşındı. Paris'te Güzel Sanalar Yüksekokulu'nda resim eğitimi almaya başladı. Jean Baptiste Camille Corot, Pissarro'yu sanat yaşamının ilk günlerinde en çok etkileyen isim oldu. Ve böylelikle manzara resimleri yapmaya başladı. 1864 ve 1865 Paris Salonu kataloglarında kendisini Jean Baptiste Camille Corot'un öğrencileri arasında saydı. Pissarro’nun çizgileri, bütün sanat yaşamı boyunca daima net ve temiz oldu.

1860’lardan itibaren hocası Jean Baptiste Camille Corot’dan ayrılarak kendi tarzını oluşturmaya başladı. Ancak, pek başarılı olmayan sergi denemelerinden sonra maddi sıkıntı içine girdi. 1869 ve 1870 yıllarında Claude Monet ve Pierre Auguste Renoir ile çalışmalarını sürdürdü. Bu süre içinde empresyonist resmi savundu ve elinden geldiğince sergilere destek olmaya çalıştı.

1870'te Fransa-Prusya savaşı patlak verince, Louveciennes'teki evinden Eylül 1870'de İngiltere'ye kaçtı. Temmuz 1871'de geri döndüğünde ise bir çok erken dönem çalışmasına Prusya askerleri tarafından zarar verildiğini gördü.

Pissarro, 1872 ve 1882 yılları arasında Paris'e 35 km uzaklıktaki Pontoise köyünde yaşadı ve hepsi çok küçük bir alanda bulunan üç yüzden fazla manzara çizdi.

1880’li yılların ortalarında genç sanatçılar Paul Signac ve Georges Seurat ile tanıştı. Noktasal fırça darbelerinin hakim olduğu ve saf renklerin harmonisinden oluşan pointilist çalışmalar yaparak, Signac, Seurat ve oğlu Lucien ile bir sergi açtı. Olumlu eleştiriler almasına rağmen satış açısından başarılı geçmeyen serginin ardından sanatçı Pointilizm üzerine yoğunlaştı.

Ressam, Fransa'ya dönüşünün ardından 1890 yılında yeniden İngiltere'yi ziyaret etti ve Londra'nın merkezinin konu edildiği on manzara resmi çizdi. 1892'deki gelişinde ise Kew Gardens ve Kew Green'i resmetti. Ressam bu ülkeye son kez 1897 yılında geldi ve Bedford Park'ın pek çok tablosunu yaptı.

Erken yaşlarda çizdiği resimler, siyahları ele alırken dahi dönemin sömürgeci eğilimlerini yansıtmıyor, siyah figürleri "renkli ve eğlenceli" konu mankenleri olarak değil, tıpkı beyaz figürler gibi eşit insanlar olarak ele alıyordu.

Pissarro, Fransa köy ve şehir hayatına dair pek çok tablo yaptı. Hem Pontoise çevresine ait manzara resimleri hem de Montmartre görüntüleri resmetti.

1893de Paris'te bir otel odası tuttu ve penceresinden gördüklerini resimlemeye başladı. Aynı görünümleri günün değişik saatlerinde betimlediği 24 resim bu döneme aittir. 1890'larda da bir süre Rouen'da ırmak manzaraları yaptı. En verimli dönemi son yılları oldu. Sanat Yaşamında 1.600 resim ve 200 baskı gerçekleştirmiştir.

Pissarro, annesinin hizmetçilerinden biri olan Julie Vellay ile evlendi. ilk çocuğu Lucien 1863′de dünyaya geldi. Çiftin sekiz çocuğu oldu. Bunlardan biri doğumda, biri ise dokuz yaşındayken öldü. Diğer çocukların hepsi büyüdüklerinde resimle ilgilendiler. En büyük oğlu olan Lucien, William Morris'in takipçilerinden biri oldu.

Pissarro’nun oğlu Lucien’e yazdığı mektuplar 1950 yılında yayınlandı. Bu mektuplar okunmaya değer. Çünkü bunlar ressamın kişiliğini daha açık, seçik çizgilerle ortaya çıkarmaktadır. (Ve bir mektubunda Camille Pissarro oğluna şöyle yazıyordu:

“Resim benim bütün yaşantımdır. Ötesi neme gerek! İnsan bir şeyi bütün ruhu ile içindeki soylu yönü ile yaptı mı ötesi önemsizdir!”

Pissarro, 13 Kasım 1903 tarihinde Paris'te 73 yaşında vefat etti.

Pissarro, yaşamı boyunca çok az tablosunu satabildi. 2005 yılında ise ABD'de bazı resimleri 2 ile 4 milyon dolar arasındaki fiyatlara alıcı buldu.

Kaynak:Biyografi.info