Diyanet kök hücreye karşı temkinli
2006-11-02
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Saim Yeprem, İslam’ın bilimsel çalışmaları her zaman desteklediğini, ancak yaratılışa müdahaleyi hiçbir zaman hoşgörmediğini belirtti. kök hürelerin genetik yapısı üzerindeki çalışmaların, amansız hastalıkların tedavisinde kullanılmasının İslam açısından hiçbir sakıncası bulunmadığını ifade eden Yeprem, bu faaliyetlerin son derece tehlikeli uygulamalara da yol açabileceği kaydetti.
Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Saim Yeprem, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yayın organı “Diyanet” dergide “İslam’ın Kök Hücre’ye Bakışı” konulu bir makale kaleme aldı. “İster labboratuvar ortamında olsun, isterse ana rahminde bulunsun, kök hücre maksadıyla embriyonun itlafına olumlu bakmak mümkün değildir” diyen Yeprem, kök hücre konusunda, güncel bilgiler açısından bakıldığında Kuran’da kök hücre ya da uygulamaları, hatta klonlama olarak algılanabilecek birçok ayet görüldüğünü kaydetti.
Kök hücre çalışmalarının Allah’ın yartmasına, fıtratına bir müdahale olup olmadığını da soran Yeprem, İslam’ın bilimsel çalışmaları desteklediğini belirtti. Yeprem, “Ancak bilimsel araştırmalar tamamlanıp uygulama safhasına geçildiği zaman durum değişmekte, zincirleme rezervler koyma gereği ortaya çıkmaktadır” dedi.
“BİLİME HİZMETE EVET,YARATILIŞA MÜDAHALEYE HAYIR”
Bir hastalığı önleme ve tedavi etmede kullanılması durumunda bu çalışmaların İslam tarafından destekleneceğini kaydeden Yeprem, doğayı ve doğadaki varlıkları dejenere etmek, doğanın dengesini bozmak, insanlığın zararına ve mahvına sebep olmak gibi yaratılışa müdahaleyi İslam’ın hoş görmesinin mümkün olmadığını bildirdi.
Yeprem, “Kök hücre uygulamalarında bir başka rezerv de kök hücrenin elde ediliş safhasıdır. İslam’ın önemli prensiplerinden biri, meşru bir gayeye ulaşılmasındaki vasıtanın ve metodun da meşru olmasının gerektiği prensibidir. Bu prensip ‘Yetişkin Kök Hücre’ için de, özellikle ‘Embriyonik Kök Hücre’ için de geçerlidir” dedi.
EMBRİYO ÜRETİMİNE DİKKAT
Tüp bebek uygulamasını örnek göjsteren Yeprem, bu yöntemin desteklendiğini ancak ihtiyaçtan fazla yumurtanın döllenmemesi gerektiğini, aksi halde artanların imha edilmesinin dini yönden sakıncalı olacağını bildirdi. Yeprem, “Ancak, tıbbi zaruretler veya teknik imkan/imkansızlıklar sebebiyle elde etmek istenen bebek sayısından fazla embriyo oluşturulması gerektiğinde bu işlem mümkün olan minimum seviyede tutulmalı ve artanlar itlaf edilmek yerine tedavide kullanılmak üzere kök hücre çalışmalarına tahsis edilmelidir. Ana rahminde implantasyonu gerçekleşenblastocistlere, tıbbi zaruretler dışında, artık kesinlikle müdahale edilmemelidir” dedi. Son dönemlerde yetişkin kök hücrelerden embriyonik kök hücrelerin bütün özelliklerini taşıyan hücrelerin yapılabileceğini gösteren çalışmalardan sık sık bahsedildiğini dile getiren Yeprem, herhangi bir sebeple sonlandırılmış gebelik, düşük, kürtaj ve IVF de implantasyon sonrası artan embriyolar gibi materyallerden bu maksatlarla yararlanılabileceğine işaret etti.
“KADINLAR YEDEK PARÇA FABRİKASI GİBİ GÖRÜLMEMELİ”
Yeprem, “Organ transplantasyonunda kullanılmak üzere, organ üretmeye yönelik hücre çalışmaları ise embriyoların itlafı sonucunu doğurmayacak veya kadınları yedek parça fabrikası haline getirmeyecekyöntemlerle yürütülmeli ve uygulamaya geçilmelidir” dedi.
“HAYVAN CENİNİNDEN ALINAN KÖK HÜCRE DİNİ ACIDAN UYGUNDUR”
Embriyonik kök hücrelerin dışında vücudun diğer organlarından alınan kök hücrelerin de aynı fonksiyonu icra edebileceğine dair yapılan çalışmaları ise embriyonik kök hücrelerden ayrı değerlendirmek, bunu organ nakli gibi görmek ve böylece tedavi amaçlı kullanımına dini açıdan müspet bakmak gerektiğine işaret eden Yeprem, kök hücrenin hayvan cenininden alınan alınarak yapılması durumunda dini açıdan bir problem olmayacağı kaydedildi.
Yeprem, “Kök hürelerin genetik yapısı üzerindeki çalışmalar amansız hastalıkların tedavisine imkan verecek şekilde yürütülüp bu maksatla uygulandığı takdirde evrensel nitelikte, etik ve moral değer açısından ve tabiidir ki İslam açısından da teşvik edilecek nitelikte faaliyetler olmakla birlikte son derece tehlikeli uygulamalara da yol açabileceği daima gözönünde bulundurulmalıdır. Kök hüce uygulamaları konusunda İslam’ın bakışını belirlemek için gerekli bütün veriler tıp ve ilgili bilimadamları tarafından verilecek veriler olacağına göre bu bakışın şekillenmesinde birinci derecede rol yine sizlerin olacaktır” dedi.
Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Saim Yeprem, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yayın organı “Diyanet” dergide “İslam’ın Kök Hücre’ye Bakışı” konulu bir makale kaleme aldı. “İster labboratuvar ortamında olsun, isterse ana rahminde bulunsun, kök hücre maksadıyla embriyonun itlafına olumlu bakmak mümkün değildir” diyen Yeprem, kök hücre konusunda, güncel bilgiler açısından bakıldığında Kuran’da kök hücre ya da uygulamaları, hatta klonlama olarak algılanabilecek birçok ayet görüldüğünü kaydetti.
Kök hücre çalışmalarının Allah’ın yartmasına, fıtratına bir müdahale olup olmadığını da soran Yeprem, İslam’ın bilimsel çalışmaları desteklediğini belirtti. Yeprem, “Ancak bilimsel araştırmalar tamamlanıp uygulama safhasına geçildiği zaman durum değişmekte, zincirleme rezervler koyma gereği ortaya çıkmaktadır” dedi.
“BİLİME HİZMETE EVET,YARATILIŞA MÜDAHALEYE HAYIR”
Bir hastalığı önleme ve tedavi etmede kullanılması durumunda bu çalışmaların İslam tarafından destekleneceğini kaydeden Yeprem, doğayı ve doğadaki varlıkları dejenere etmek, doğanın dengesini bozmak, insanlığın zararına ve mahvına sebep olmak gibi yaratılışa müdahaleyi İslam’ın hoş görmesinin mümkün olmadığını bildirdi.
Yeprem, “Kök hücre uygulamalarında bir başka rezerv de kök hücrenin elde ediliş safhasıdır. İslam’ın önemli prensiplerinden biri, meşru bir gayeye ulaşılmasındaki vasıtanın ve metodun da meşru olmasının gerektiği prensibidir. Bu prensip ‘Yetişkin Kök Hücre’ için de, özellikle ‘Embriyonik Kök Hücre’ için de geçerlidir” dedi.
EMBRİYO ÜRETİMİNE DİKKAT
Tüp bebek uygulamasını örnek göjsteren Yeprem, bu yöntemin desteklendiğini ancak ihtiyaçtan fazla yumurtanın döllenmemesi gerektiğini, aksi halde artanların imha edilmesinin dini yönden sakıncalı olacağını bildirdi. Yeprem, “Ancak, tıbbi zaruretler veya teknik imkan/imkansızlıklar sebebiyle elde etmek istenen bebek sayısından fazla embriyo oluşturulması gerektiğinde bu işlem mümkün olan minimum seviyede tutulmalı ve artanlar itlaf edilmek yerine tedavide kullanılmak üzere kök hücre çalışmalarına tahsis edilmelidir. Ana rahminde implantasyonu gerçekleşenblastocistlere, tıbbi zaruretler dışında, artık kesinlikle müdahale edilmemelidir” dedi. Son dönemlerde yetişkin kök hücrelerden embriyonik kök hücrelerin bütün özelliklerini taşıyan hücrelerin yapılabileceğini gösteren çalışmalardan sık sık bahsedildiğini dile getiren Yeprem, herhangi bir sebeple sonlandırılmış gebelik, düşük, kürtaj ve IVF de implantasyon sonrası artan embriyolar gibi materyallerden bu maksatlarla yararlanılabileceğine işaret etti.
“KADINLAR YEDEK PARÇA FABRİKASI GİBİ GÖRÜLMEMELİ”
Yeprem, “Organ transplantasyonunda kullanılmak üzere, organ üretmeye yönelik hücre çalışmaları ise embriyoların itlafı sonucunu doğurmayacak veya kadınları yedek parça fabrikası haline getirmeyecekyöntemlerle yürütülmeli ve uygulamaya geçilmelidir” dedi.
“HAYVAN CENİNİNDEN ALINAN KÖK HÜCRE DİNİ ACIDAN UYGUNDUR”
Embriyonik kök hücrelerin dışında vücudun diğer organlarından alınan kök hücrelerin de aynı fonksiyonu icra edebileceğine dair yapılan çalışmaları ise embriyonik kök hücrelerden ayrı değerlendirmek, bunu organ nakli gibi görmek ve böylece tedavi amaçlı kullanımına dini açıdan müspet bakmak gerektiğine işaret eden Yeprem, kök hücrenin hayvan cenininden alınan alınarak yapılması durumunda dini açıdan bir problem olmayacağı kaydedildi.
Yeprem, “Kök hürelerin genetik yapısı üzerindeki çalışmalar amansız hastalıkların tedavisine imkan verecek şekilde yürütülüp bu maksatla uygulandığı takdirde evrensel nitelikte, etik ve moral değer açısından ve tabiidir ki İslam açısından da teşvik edilecek nitelikte faaliyetler olmakla birlikte son derece tehlikeli uygulamalara da yol açabileceği daima gözönünde bulundurulmalıdır. Kök hüce uygulamaları konusunda İslam’ın bakışını belirlemek için gerekli bütün veriler tıp ve ilgili bilimadamları tarafından verilecek veriler olacağına göre bu bakışın şekillenmesinde birinci derecede rol yine sizlerin olacaktır” dedi.
- Okan Demir 18 Aralık
- Süleyman Saim Tekcan 18 Aralık
- Reshad Strik 16 Aralık
- Derya Uluğ 15 Aralık
- Balım Sultan 12 Aralık
- Charles Leclerc 10 Aralık
- Aka Gündüz Temur 09 Aralık
- John Napier 1550
- Vahe Kılıçarslan 508
- Hakan Fidan 399
- Okan Demir 302
- Nadide Sultan 228
- Emrah Lafçı 198
- Umut Eker 143
- Mustafa Karataş 79
- Erol Mütercimler 77
- Tansu Polatkan 75
- İvana Sert 71
- Ercument Karacan 63
- Samet Güzel 62
- Taha Özer 62
- Nevzat Demir 61
- Vahe Kılıçarslan 508
- Umut Eker 143
- Emrah Lafçı 198
- Hakan Fidan 399
- Erol Mütercimler 77
- Mustafa Karataş 79
- Nadide Sultan 228
- Tansu Polatkan 75
- Samet Güzel 62
- İvana Sert 71