Ermenistan Azerbaycan köylerini vurdu
2020-09-27
Ermenistan, Azerbaycan köylerini vurdu.
Ermenistan'ın Azerbaycan sivil yerleşim birimlerine ateş açması üzerine bölgede çatışmalar başladı. Azerbaycan ordusu hain saldırı sonrası Ermenistan'a karşı operasyon başlattı. Çok sayıda Ermeni askeri, tesis ve askeri araçların tespit edilerek imha edildiği duyuruldu. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev "Şehitlerimizin kanı yerde kalmayacak. Ermenistan ordusuna ait askeri araçları imha ettik." dedi.
Azerbaycan Savunma Bakanlığı, Ermenistan'ın cephe hattı boyunca geniş çaplı saldırı düzenlediğini duyurdu. Azerbaycan mevzileri ve sivil yerleşimleri hedef alınan saldırıda bazı sivillerin hayatını kaybettiği belirtiliyor. Ermeni güçlerinin, ateş açması üzerine Azerbaycan ordusu karşı saldırı başlattı. Tüm cephe hattında şiddetli çatışmaların devam ettiği bildirildi. Bakanlık, Fuzuli ve Cebrayıl bölgelerinde 6 köyün Ermenistan işgalinden kurtarıldığını açıkladı. Azerbaycan Meclisi havaş haline geçti. Karar cephe hattı ve riskli bölgeleri kapsıyor.
Azerbaycan'da, cephe hattı ve riskli bölgelerde 24 saat için "Savaş Hali" ilan edildi. Başkent Bakü'de ve bazı kentlerde gece yarısından itibaren geçerli olmak üzere sokağa çıkma yasağı uygulanacak.
Azerbaycan'da Anayasanın 111. maddesine göre savaş ilanı alınmasının gerekçesinde şu ifadeler yer aldı: Azerbaycan Cumhuriyeti topraklarının belirli bir bölümü fiilen işgal edildiğinde, bir yabancı devlet veya devletler Azerbaycan Cumhuriyetine karşı gerçek bir silahlı saldırı tehdidi olduğunda, Azerbaycan Cumhuriyetine savaş ilan ettiğinde, gerçek bir tehdit durumunda Azerbaycan Cumhuriyetinin tamamında ve ayrı ayrı bölgelerinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı'nın talimatıyla savaş hali ilan edilir ve kararname 24 saat içinde Azerbaycan Cumhuriyeti Milli Meclisinin onayına sunulur.
Ermeni güçlerinin, Azerbaycan sivil yerleşim birimlerine ateş açması üzerine Azerbaycan ordusunun başlattığı karşı saldırı devam ediyor. Azerbaycan Savunma Bakanlığından yapılan açıklamada, cephe hattının Terter, Ağdam, Fuzuli, Cebrayıl ve Murovdağ yönünde Ermenistan'ın işgali altındaki stratejik yüksekliklerin ele geçirilmesi yönünde çatışmaların devam ettiği belirtildi.
Açıklamada, Azerbaycan ordusunun füze, top ve hava araçlarıyla Ermenistan ordusunun komuta noktalarını, manevra yapan birliklerini, askeri tesis ve araçlarını hedef aldığı aktarıldı.
Şiddetli çatışmalar tüm cephe hattında devam ediyor.
ALTI KÖY ERMENİSTAN'DAN ALINDI
Azerbaycan ordusu, Ermeni güçlerin Azerbaycan sivil yerleşim birimlerine ateş açması üzerine başlattığı karşı saldırıda, işgal altındaki bazı yerleşim birimlerini kurtardı.
Azerbaycan Savunma Bakanlığı Sözcüsü Yarbay Anar Eyvazov, düzenlediği basın toplantısında, uzun yıllardır işgal altında olan Fuzuli bölgesinin Karahanbeyli, Gervend, Köy Gerediz, Yukarı Abdurrahmanlı köyleri ile Cebrayıl bölgesinin Büyük Mercanlı ve Nüzgar köylerinin Azerbaycan ordusunun kontrolüne geçtiğini bildirdi.
Ağdere ve Murovdağ yönünde de bazı stratejik yüksekliklerde kontrol sağlandığını belirten Eyvazov, diğer yerleşim birimlerinin de kurtarılması için operasyonun sürdüğünü aktardı.
Öte yandan, Azerbaycan Güvenlik Konseyi, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev başkanlığında toplandı.
"ERMENİSTAN'A AİT 12 UÇAKSAVAR FÜZE SİSTEMİ İMHA EDİLDİ''
Azerbaycan Savunma Bakanlığı tarafından, "Kara birliklerinin, tank birimlerinin, füze ve topçu birliklerinin, insansız hava araçlarının desteğiyle cephede ve savunmanın derinliklerinde bulunan çok sayıda Ermeni askerini, tesis ve askeri araçlarını tespit ederek imha ettiği" aktarılan açıklamada, cephe hattının farklı yönlerinde Ermenistan'a ait 12 adet OSA uçaksavar füze sisteminin de imha edildiği belirtildi.
''SAVAŞ HELİKOPTERİMİZ DÜŞÜRÜLDÜ, MÜRETTEBAT HAYATTA''
Açıklamada, Azerbaycan Hava Kuvvetleri'ne ait bir savaş helikopterinin Ermenistan ordusu tarafından Terter yönünde düşürüldüğü, mürettebatın hayatta olduğu bilgisine de yer verildi.
Azerbaycan Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, Ermenistan ordusu saat 06.00 sıralarında cephe hattı boyunca geniş kapsamlı provokasyonda bulunarak Azerbaycan ordusunun mevzilerine ve sivil yerleşim birimlerine büyük çaplı silahlar, top ve havanlarla ateş açtı.
Açıklamada, Terter'in Gapanlı, Ağdam'ın Çıraklı ve Orta Garvand, Fuzuli'nin Alhanlı ve Şükürbeyli, Cebrayıl'ın Çocuk Mercanlı köylerine Ermenistan ordusunun yoğun bombardımanı sonucu sivillerden ölü ve yaralıların olduğu bildirildi. Bu bölgelerde sivil altyapının da ciddi şekilde hasar gördüğü aktarıldı.
Dağlık Karabağ'daki sorun nedir:
Dağlık Karabağ'daki çatışmalar Pazar günü sabah saatlerinde Ermenistan'ın ateşkes ihlaliyle başladı. Ermenistan, bölgeyi yarım asırı aşkın bir süredir işgal altında tutuyor.
Güney Kafkasya’da 4 bin 400 kilometrekarelik bir alanı kapsayan Dağlık Karabağ (Yukarı Karabağ), Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki en büyük sorun olarak yıllardır çözüm bekliyor.
Peki, ikisi de eski Sovyetler Birliği ülkesi olan Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki Dağlık Karabağ sorununun tarihçesi ne? 'Dağlık Karabağ' bölgesinin kelime kökeni birkaç farklı dilin karışımından oluşuyor. İsminin içinde bulunan birkaç dil bile, bölgenin tarih boyunca farklı kültürler arasındaki geçişkenliğe nasıl maruz kaldığını başlıbaşına gösterir nitelikte.
İngilizcesi Nagorny (ya da Nagorno) Karabakh. 'Nagorny' kelimesi Rusçada 'dağlık' (нагорный), anlamına geliyor. Azerbaycancada da, tıpkı Türkçe'deki gibi 'dağlık' anlamına gelen 'dağlıq' ya da 'yukarı' anlamına gelen 'yuxarı' kelimeleri ile anılıyor. Karabağ ise, Türkçe ve Farsçada ortak bir kelime olup, 'siyah bahçe' demek.
Azerbaycan ve Ermenistan’ın 1922’de Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’ne katılmasıyla Dağlık Karabağ, kabullenilmiş görünen, ancak Ermeniler tarafından benimsenmeyen bir yapıya evrildi. 1923’te Azerbaycan Cumhuriyeti’ne bağlı otonom bölge statüsü verilen Dağlık Karabağ'da, bölgede yaşayan etnik Ermenilerin, Azerbaycan yönetiminden duydukları rahatsızlığı zaman zaman gündeme getirmelerine rağmen, Sovyet sisteminin durma noktasına geldiği 1980’lerin sonuna kadar statüko korundu.
Sovyetler Birliği’nin son lideri Mihail Gorbaçov’un tıkanan sistemin önünü açmak için 1985’te başlattığı açıklık (glasnost) ve yeniden yapılanma (perestroika) süreciyle beraber, Kafkasya’nın bütün sorunlu alanları gibi Dağlık Karabağ da gün ışığına çıktı. Sovyet yönetiminin her geçen gün zayıflayan otoritesini değerlendiren Dağlık Karabağ Otonom Yönetimi, 1988’de Ermenistan Cumhuriyeti’ne bağlanmayı talep etti. Bu talep karşılık bulmazken Azerbaycan ile Ermenistan’ın 1991’de bağımsızlıklarını ilan etmelerinin akabinde Dağlık Karabağ Ermenilerinin ayrılma girişimleri de yoğunlaştı.
Bu dönemde Karabağ'daki Azeri nüfusu zorunlu göçler nedeniyle yüzde 20'ye kadar düşmüştü. 10 Aralık 1991’de yapılan ve bölgede kalan Azerilerin boykot ettiği referandumda Ermeniler, Azerbaycan’dan ayrılmak için oy kullandı. Referandumun ardından Dağlık Karabağ’ın bağımsızlığı ilan edildi, ancak bu girişim uluslararası toplumda karşılık bulmadı. Ermenistan ordusunun desteklediği Dağlık Karabağ Ermenileri ile bölgede yaşayan Azeriler arasındaki gerilim, bağımsızlık ilanıyla gittikçe yükseldi. Çıkan çatışmalar, 1992’de Ermenistan ordusu ve Dağlık Karabağlı Ermeniler ile Azerbaycan ordusu arasında sıcak savaşa dönüştü.
Dağlık Karabağlı Ermeniler, savaş sonunda bölgenin tümünün kontrolünü ele geçirdikleri gibi komşu yedi bölgeyi (rayon) de işgal ettiler. Böylelikle Dağlık Karabağ ile Azerbaycan'ın doğrudan temas noktaları oldukça sınırlandı. Dağlık Karabağ sorunu akademik çevrelerde yıllardır 'donmuş çatışma' olarak nitelendiriliyor. Aralıklarla devam eden çözüm müzakerelerine rağmen hem Dağlık Karabağ-Azerbaycan temas hattında hem de Azerbaycan-Ermenistan sınırında, karşılıklı ateşkes ihlalleri sık sık tekrarlanıyor. 2014'ün Ağustos ayında 20 yılın en kanlı çatışmaları yaşandı. Dağlık Karabağ sınırında iki gün süren çatışmalarda 13 Azerbaycan askeri öldü. Ermenistan Savunma Bakanlığı da 20 askerinin öldüğünü açıkladı.
Yarım milyon mülteci Azerbaycan ve Ermenistan'a sığındı, yaklaşık bir milyon insan zorla yer değiştirmek zorunda kaldı. Dağlık Karabağ çatışmaları başlamadan önce varolan bazı kasaba ve köyler tamamen terk edildi ve harabeye döndü. Azerbaycan topraklarının yüzde 14’ünden fazlası halen işgal altında. Azeriler bölgenin tarihsel olarak kendi kontrolünde olduğunu ve dolayısıyla kendilerine ait olduğunu iddia ediyor; Ermeniler ise bölgede hep Ermenilerin yaşadığını ve Azeri yönetiminin gayrimeşru olduğunu savunuyor.
İç mesele olarak görüldüğünden dış müdahale konusunda diğer devletler gönülsüz davrandı. İhtilaf, Azerbaycan ve Ermenistan arasında yaşanması dolayısıyla 1992’den itibaren devletlerarası bir hale büründü. Azerbaycan’da savunma harcamaları 2003’ten bu yana her yıl yaklaşık yüzde 50 oranında arttı. 2012’de savunma harcamaları, Azerbaycan’ın toplam kamu harcamalarının beşte birini oluşturur hale geldi. Ermenistan da Rusya’nın yardımıyla cephaneliğini genişletti.
Tam sayılar net olarak bilinmemekle beraber, küçük yerleşimler ile Laçin ve Kelbecer’in nüfusunun toplamda yaklaşık 14 bin kişi olduğu sanılıyor. AGİT Minsk Grubu eş başkanlarına göre 2005 yılından bu yana nüfusta belirgin bir artış yok. Bölgeye yerleşen etnik Ermeniler altyapıya, ekonomik faaliyetlere ve kamu hizmetlerine kısıtlı bir erişime sahip. Birçoğunun kimlik belgeleri de eksik.
Sorunun en zayıf yeri 175 kilometre uzunluğundaki temas hattı. Mayın tarlalarıyla dolu bu hat, Birinci Dünya Savaşı siperlerini andırıyor. Temas hattına Ermeni tarafından 30 bin, Azerbaycan tarafından ise bu sayıdan biraz daha fazla asker konuşlandırılmış durumda. AGİT Minsk Grubu aracılığıyla yürütülen müzakereler zorlu geçiyor; zira liderler uzlaşıya yaklaşsa da ülkelerinde kamuoyunun isteklerini karşılayamama endişesiyle geri adım atıyor.
Ermenistan'ın Azerbaycan sivil yerleşim birimlerine ateş açması üzerine bölgede çatışmalar başladı. Azerbaycan ordusu hain saldırı sonrası Ermenistan'a karşı operasyon başlattı. Çok sayıda Ermeni askeri, tesis ve askeri araçların tespit edilerek imha edildiği duyuruldu. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev "Şehitlerimizin kanı yerde kalmayacak. Ermenistan ordusuna ait askeri araçları imha ettik." dedi.
Azerbaycan Savunma Bakanlığı, Ermenistan'ın cephe hattı boyunca geniş çaplı saldırı düzenlediğini duyurdu. Azerbaycan mevzileri ve sivil yerleşimleri hedef alınan saldırıda bazı sivillerin hayatını kaybettiği belirtiliyor. Ermeni güçlerinin, ateş açması üzerine Azerbaycan ordusu karşı saldırı başlattı. Tüm cephe hattında şiddetli çatışmaların devam ettiği bildirildi. Bakanlık, Fuzuli ve Cebrayıl bölgelerinde 6 köyün Ermenistan işgalinden kurtarıldığını açıkladı. Azerbaycan Meclisi havaş haline geçti. Karar cephe hattı ve riskli bölgeleri kapsıyor.
Azerbaycan'da, cephe hattı ve riskli bölgelerde 24 saat için "Savaş Hali" ilan edildi. Başkent Bakü'de ve bazı kentlerde gece yarısından itibaren geçerli olmak üzere sokağa çıkma yasağı uygulanacak.
Azerbaycan'da Anayasanın 111. maddesine göre savaş ilanı alınmasının gerekçesinde şu ifadeler yer aldı: Azerbaycan Cumhuriyeti topraklarının belirli bir bölümü fiilen işgal edildiğinde, bir yabancı devlet veya devletler Azerbaycan Cumhuriyetine karşı gerçek bir silahlı saldırı tehdidi olduğunda, Azerbaycan Cumhuriyetine savaş ilan ettiğinde, gerçek bir tehdit durumunda Azerbaycan Cumhuriyetinin tamamında ve ayrı ayrı bölgelerinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı'nın talimatıyla savaş hali ilan edilir ve kararname 24 saat içinde Azerbaycan Cumhuriyeti Milli Meclisinin onayına sunulur.
Ermeni güçlerinin, Azerbaycan sivil yerleşim birimlerine ateş açması üzerine Azerbaycan ordusunun başlattığı karşı saldırı devam ediyor. Azerbaycan Savunma Bakanlığından yapılan açıklamada, cephe hattının Terter, Ağdam, Fuzuli, Cebrayıl ve Murovdağ yönünde Ermenistan'ın işgali altındaki stratejik yüksekliklerin ele geçirilmesi yönünde çatışmaların devam ettiği belirtildi.
Açıklamada, Azerbaycan ordusunun füze, top ve hava araçlarıyla Ermenistan ordusunun komuta noktalarını, manevra yapan birliklerini, askeri tesis ve araçlarını hedef aldığı aktarıldı.
Şiddetli çatışmalar tüm cephe hattında devam ediyor.
ALTI KÖY ERMENİSTAN'DAN ALINDI
Azerbaycan ordusu, Ermeni güçlerin Azerbaycan sivil yerleşim birimlerine ateş açması üzerine başlattığı karşı saldırıda, işgal altındaki bazı yerleşim birimlerini kurtardı.
Azerbaycan Savunma Bakanlığı Sözcüsü Yarbay Anar Eyvazov, düzenlediği basın toplantısında, uzun yıllardır işgal altında olan Fuzuli bölgesinin Karahanbeyli, Gervend, Köy Gerediz, Yukarı Abdurrahmanlı köyleri ile Cebrayıl bölgesinin Büyük Mercanlı ve Nüzgar köylerinin Azerbaycan ordusunun kontrolüne geçtiğini bildirdi.
Ağdere ve Murovdağ yönünde de bazı stratejik yüksekliklerde kontrol sağlandığını belirten Eyvazov, diğer yerleşim birimlerinin de kurtarılması için operasyonun sürdüğünü aktardı.
Öte yandan, Azerbaycan Güvenlik Konseyi, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev başkanlığında toplandı.
"ERMENİSTAN'A AİT 12 UÇAKSAVAR FÜZE SİSTEMİ İMHA EDİLDİ''
Azerbaycan Savunma Bakanlığı tarafından, "Kara birliklerinin, tank birimlerinin, füze ve topçu birliklerinin, insansız hava araçlarının desteğiyle cephede ve savunmanın derinliklerinde bulunan çok sayıda Ermeni askerini, tesis ve askeri araçlarını tespit ederek imha ettiği" aktarılan açıklamada, cephe hattının farklı yönlerinde Ermenistan'a ait 12 adet OSA uçaksavar füze sisteminin de imha edildiği belirtildi.
''SAVAŞ HELİKOPTERİMİZ DÜŞÜRÜLDÜ, MÜRETTEBAT HAYATTA''
Açıklamada, Azerbaycan Hava Kuvvetleri'ne ait bir savaş helikopterinin Ermenistan ordusu tarafından Terter yönünde düşürüldüğü, mürettebatın hayatta olduğu bilgisine de yer verildi.
Azerbaycan Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, Ermenistan ordusu saat 06.00 sıralarında cephe hattı boyunca geniş kapsamlı provokasyonda bulunarak Azerbaycan ordusunun mevzilerine ve sivil yerleşim birimlerine büyük çaplı silahlar, top ve havanlarla ateş açtı.
Açıklamada, Terter'in Gapanlı, Ağdam'ın Çıraklı ve Orta Garvand, Fuzuli'nin Alhanlı ve Şükürbeyli, Cebrayıl'ın Çocuk Mercanlı köylerine Ermenistan ordusunun yoğun bombardımanı sonucu sivillerden ölü ve yaralıların olduğu bildirildi. Bu bölgelerde sivil altyapının da ciddi şekilde hasar gördüğü aktarıldı.
Dağlık Karabağ'daki sorun nedir:
Dağlık Karabağ'daki çatışmalar Pazar günü sabah saatlerinde Ermenistan'ın ateşkes ihlaliyle başladı. Ermenistan, bölgeyi yarım asırı aşkın bir süredir işgal altında tutuyor.
Güney Kafkasya’da 4 bin 400 kilometrekarelik bir alanı kapsayan Dağlık Karabağ (Yukarı Karabağ), Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki en büyük sorun olarak yıllardır çözüm bekliyor.
Peki, ikisi de eski Sovyetler Birliği ülkesi olan Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki Dağlık Karabağ sorununun tarihçesi ne? 'Dağlık Karabağ' bölgesinin kelime kökeni birkaç farklı dilin karışımından oluşuyor. İsminin içinde bulunan birkaç dil bile, bölgenin tarih boyunca farklı kültürler arasındaki geçişkenliğe nasıl maruz kaldığını başlıbaşına gösterir nitelikte.
İngilizcesi Nagorny (ya da Nagorno) Karabakh. 'Nagorny' kelimesi Rusçada 'dağlık' (нагорный), anlamına geliyor. Azerbaycancada da, tıpkı Türkçe'deki gibi 'dağlık' anlamına gelen 'dağlıq' ya da 'yukarı' anlamına gelen 'yuxarı' kelimeleri ile anılıyor. Karabağ ise, Türkçe ve Farsçada ortak bir kelime olup, 'siyah bahçe' demek.
Azerbaycan ve Ermenistan’ın 1922’de Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’ne katılmasıyla Dağlık Karabağ, kabullenilmiş görünen, ancak Ermeniler tarafından benimsenmeyen bir yapıya evrildi. 1923’te Azerbaycan Cumhuriyeti’ne bağlı otonom bölge statüsü verilen Dağlık Karabağ'da, bölgede yaşayan etnik Ermenilerin, Azerbaycan yönetiminden duydukları rahatsızlığı zaman zaman gündeme getirmelerine rağmen, Sovyet sisteminin durma noktasına geldiği 1980’lerin sonuna kadar statüko korundu.
Sovyetler Birliği’nin son lideri Mihail Gorbaçov’un tıkanan sistemin önünü açmak için 1985’te başlattığı açıklık (glasnost) ve yeniden yapılanma (perestroika) süreciyle beraber, Kafkasya’nın bütün sorunlu alanları gibi Dağlık Karabağ da gün ışığına çıktı. Sovyet yönetiminin her geçen gün zayıflayan otoritesini değerlendiren Dağlık Karabağ Otonom Yönetimi, 1988’de Ermenistan Cumhuriyeti’ne bağlanmayı talep etti. Bu talep karşılık bulmazken Azerbaycan ile Ermenistan’ın 1991’de bağımsızlıklarını ilan etmelerinin akabinde Dağlık Karabağ Ermenilerinin ayrılma girişimleri de yoğunlaştı.
Bu dönemde Karabağ'daki Azeri nüfusu zorunlu göçler nedeniyle yüzde 20'ye kadar düşmüştü. 10 Aralık 1991’de yapılan ve bölgede kalan Azerilerin boykot ettiği referandumda Ermeniler, Azerbaycan’dan ayrılmak için oy kullandı. Referandumun ardından Dağlık Karabağ’ın bağımsızlığı ilan edildi, ancak bu girişim uluslararası toplumda karşılık bulmadı. Ermenistan ordusunun desteklediği Dağlık Karabağ Ermenileri ile bölgede yaşayan Azeriler arasındaki gerilim, bağımsızlık ilanıyla gittikçe yükseldi. Çıkan çatışmalar, 1992’de Ermenistan ordusu ve Dağlık Karabağlı Ermeniler ile Azerbaycan ordusu arasında sıcak savaşa dönüştü.
Dağlık Karabağlı Ermeniler, savaş sonunda bölgenin tümünün kontrolünü ele geçirdikleri gibi komşu yedi bölgeyi (rayon) de işgal ettiler. Böylelikle Dağlık Karabağ ile Azerbaycan'ın doğrudan temas noktaları oldukça sınırlandı. Dağlık Karabağ sorunu akademik çevrelerde yıllardır 'donmuş çatışma' olarak nitelendiriliyor. Aralıklarla devam eden çözüm müzakerelerine rağmen hem Dağlık Karabağ-Azerbaycan temas hattında hem de Azerbaycan-Ermenistan sınırında, karşılıklı ateşkes ihlalleri sık sık tekrarlanıyor. 2014'ün Ağustos ayında 20 yılın en kanlı çatışmaları yaşandı. Dağlık Karabağ sınırında iki gün süren çatışmalarda 13 Azerbaycan askeri öldü. Ermenistan Savunma Bakanlığı da 20 askerinin öldüğünü açıkladı.
Yarım milyon mülteci Azerbaycan ve Ermenistan'a sığındı, yaklaşık bir milyon insan zorla yer değiştirmek zorunda kaldı. Dağlık Karabağ çatışmaları başlamadan önce varolan bazı kasaba ve köyler tamamen terk edildi ve harabeye döndü. Azerbaycan topraklarının yüzde 14’ünden fazlası halen işgal altında. Azeriler bölgenin tarihsel olarak kendi kontrolünde olduğunu ve dolayısıyla kendilerine ait olduğunu iddia ediyor; Ermeniler ise bölgede hep Ermenilerin yaşadığını ve Azeri yönetiminin gayrimeşru olduğunu savunuyor.
İç mesele olarak görüldüğünden dış müdahale konusunda diğer devletler gönülsüz davrandı. İhtilaf, Azerbaycan ve Ermenistan arasında yaşanması dolayısıyla 1992’den itibaren devletlerarası bir hale büründü. Azerbaycan’da savunma harcamaları 2003’ten bu yana her yıl yaklaşık yüzde 50 oranında arttı. 2012’de savunma harcamaları, Azerbaycan’ın toplam kamu harcamalarının beşte birini oluşturur hale geldi. Ermenistan da Rusya’nın yardımıyla cephaneliğini genişletti.
Tam sayılar net olarak bilinmemekle beraber, küçük yerleşimler ile Laçin ve Kelbecer’in nüfusunun toplamda yaklaşık 14 bin kişi olduğu sanılıyor. AGİT Minsk Grubu eş başkanlarına göre 2005 yılından bu yana nüfusta belirgin bir artış yok. Bölgeye yerleşen etnik Ermeniler altyapıya, ekonomik faaliyetlere ve kamu hizmetlerine kısıtlı bir erişime sahip. Birçoğunun kimlik belgeleri de eksik.
Sorunun en zayıf yeri 175 kilometre uzunluğundaki temas hattı. Mayın tarlalarıyla dolu bu hat, Birinci Dünya Savaşı siperlerini andırıyor. Temas hattına Ermeni tarafından 30 bin, Azerbaycan tarafından ise bu sayıdan biraz daha fazla asker konuşlandırılmış durumda. AGİT Minsk Grubu aracılığıyla yürütülen müzakereler zorlu geçiyor; zira liderler uzlaşıya yaklaşsa da ülkelerinde kamuoyunun isteklerini karşılayamama endişesiyle geri adım atıyor.
- Pavel Durov 15 Kasım
- Aleksandr Lukaşenko 14 Kasım
- Cihat Aral 11 Kasım
- Şimal 10 Kasım
- Edi Rama 09 Kasım
- Ayşe Egesoy 08 Kasım
- Victor Osimhen 07 Kasım
- Emre Kocadağ 226
- Ali Rıza Bozkurt 162
- Çağrı Doğanay 161
- Kaya Çilingiroğlu 146
- Gülben Ergen 108
- Recep Tayyip Erdoğan 91
- Barış Baran 79
- Türkan Şoray 71
- Feridun Kunak 67
- Meltem Cumbul 67
- Tijen Par 67
- Murat Göğebakan 66
- Tansu Polatkan 66
- Petek Dinçöz 57
- Demet Akalın 56
- Ali Rıza Bozkurt 162
- Emre Kocadağ 226
- Tuğba Ekinci 52
- Feridun Kunak 67
- Tansu Polatkan 66
- Petek Dinçöz 57
- Kaya Çilingiroğlu 146
- Çağrı Doğanay 161
- Gülben Ergen 108
- Fatih Erdoğan (iş adamı) 52