FB TW PIN NWS

Mücadelesi güzel kadın Demet Işıl Yılmaz

2020-10-20
Mücadelesi güzel kadın Demet Işıl Yılmaz
Mücadelesi güzel kadın

Akşam gazetesinden Yeliz Coşkun'a Demet Işıl Yılmaz'ın verdiği röportaj aynen aşağıya aktarılmıştır.

Daha önce annesinin kanseri yenmesi için dua etmiş bir evlat, şimdi kendi oğlu için kanseri yenmeye çalışan güçlü bir anne Demet Işıl Yılmaz… Mücadelesiyle binlerce insana örnek olan Demet Hanım ile korona günlerinde tedavi sürecini, #mücadelesigüzelkadınları ve hikâyesini konuştuk…

Daha 31 yaşında genç bir anne, Demet Işıl Yılmaz… Hem de çok güçlü bir anne! Burada ‘güç’ten bahsettiğim her annenin sahip olduğundan biraz daha fazlası… Evladı için kanserle savaşan, kendi annesini de aynı hastalıktan kurtarmak için uğraşmış bir evlat aynı zamanda…

Demet Hanım, bir gün şans eseri göğsünde kitle olduğunu fark ediyor. Annesinde de meme kanseri öyküsü olduğu için endişeleniyor ve zaman kaybetmeden doktora gidiyor. Teşhis aynı.

İşte Demet Hanım’ın benim ve binlerce insanın hayran kaldığı güç mücadelesi o an başladı…

Zorlu, sancılı bir süreç yaşadı. Ama kendisiyle barışmayı çok güzel başardı. Hem de Esra Özcan’ın objektifine hikâyesini anlatan pozlar verecek kadar…

Birçok insana da örnek oldu. Son üç aydır ise tüm dünyanın savaştığı pandemide o bir de kanser hastası olarak mücadele verdi. Gelin hikâyesini kendisinden dinleyelim...

BİR TEK OĞLUMU DÜŞÜNDÜM

Demet Hanım, tedaviniz hangi aşamada?

Önce iki memem alındı ve yerlerine protez yapıldı. Toplamda 4 ameliyat ve sonrasında uzun süren bir kemoterapi tedavisi gördüm. Şimdi ise radyoterapinin son aşamasındayız.

Teşhis konulduğunda neler hissettiniz?

Sadece oğlumu düşündüm. İkimiz için de çok erken. O zaman oğlum 2.5 yaşındaydı, hayallerim vardı. Bu kadar erken kanserle tanışmayı hiç beklemiyordum. Annem de kanser hastası, ben 12 yaşındaydım onun teşhisi konulduğunda, süreç benim için hem çok tanıdık, hem de çok yabancıydı.

Ölmekten korktunuz mu hiç?

Her gece… Hâlâ korkuyorum. Uzunca bir süre de geçmeyecek gibi.

Psikolojik destek aldınız mı? Oğlunuzla nasıl anlattınız bunu?

Destek almaya devam ediyorum. Emir, benim hasta olduğumu biliyor. Tedaviye gittiğimi de biliyor, adının kanser olduğunu da. Ama kanserin ne demek olduğunu bilmiyor.

O ACIDA SIRA SAÇA GELMİYOR

Kendinizi kel gördüğünüzde ne hissettiniz?

Kemoterapi öncesi doktorumun önerisiyle kazıttım saçlarımı ve kemoterapiden evvel olacağım port ameliyatına kel gittim. Kafa tasımın bu kadar güzel çıkacağını bilseydim hiç bu kadar üzülmezdim. Hastalığımı öğrendiğim dakikadan itibaren hep saça takılmıştım, sonradan rahatladım. O kadar büyük acılar çekiyorsunuz ki konu saça gelmiyor.

PERUĞUM OĞLUM İÇİN

Neden peruk takıyorsunuz?

Oğlumun yanında beni ötekileştirmesinler diye. Tek başıma olduğumda, ya da hastanede peruğu çok az kullandım. Ama Emir ile dışarı çıktığım her an perukla çıktım. Zaten travmayla dolu süreçte bir de annesi hasta diye acıyan gözler veya hastayız diye kaçılan insanlardan etkilenmemesi için çok uğraştım.

KORONADA TEDAVİ DEVAM ETTİ

Karantina sürecinde tedaviniz nasıl devam etti?

Koronanın Türkiye’de çıktığını öğrendiğim dakikadan itibaren çok telaşlandım. Bambaşka bir telaş, ölüm korkusu gibi, kaçamamak gibi. Doktorumu aradım ne yapacağımı bilemediğimi söyledim. Onlar da yaşımın çok genç olmasından dolayı tedavimde aksama yapmayacaklarını ilettiler. Ben devam ettim aynı düzende ama korkarak, bazen kaçarak, kan almam gerekirken riske atmamak için almayarak… Kötü bir süreçti, hâlâ da etkileri var.

Peki hastanede sizin için nasıl önlemler alındı?

Benim tedavi gördüğüm hastane iki bina olduğu için birini tamamen koronalı hastalar için ayırmışlardı. Refakatçi sayımızı 1’e düşürdüler, hatta çoklu ünitelerde alanlara izin bile vermediler. İlacımın ağırlığından ve önlem amaçlı ben tek başıma ve yatarak aldım tüm kemoterapileri, tek bir personel bana bakıyordu. Gün geldi tedirginliğimden hastane yemeği bile yiyemedim. En motive olduğum şey kemoterapiden önce kafenin bana getirdiği kahvelerdi, onlardan uzak kaldım. Bağışıklığım çok düştüğünde almam gereken kan takviyelerini ise önlem amaçlı alamadım. Hastanede çok az tutmaya çalıştılar hemen taburcu oldum.

MASKENİN ÖNEMİ ÖĞRENİLDİ

Salgın günlerinde nasıl korunuyorsunuz?

Bizim gibi kanser hastaları için çok bir şey değişmedi, aksine bizim maskeyi neden kullandığımızı anlayamayanlar anlamış oldu. Hep çok korunaklı olmak zorunda olduğumuz bir tedavi süreciydi, o yüzden benim korona olmamla ağır bir grip olmam arasında çok bir fark yoktu. Bu sürecin bana en kötü etkisi haftada bir nefes almaya çıkışlarımın bile yok olması oldu, artık ev ile bütünleşmiş halde buldum kendimi.

SAĞLIĞIM İÇİN DİKKATLİ BESLENDİM

Hepimizin bu dönemde en dikkat etmesi gereken konu bağışıklığımız. Peki siz bunun için neler yapıyorsunuz?

Beslenmeme çok dikkat ediyorum, bu süreçte de en çok ona dikkat ettim. Protein ağırlıklı, çok iyi yıkanmış ve derinden soyulmuş meyve ve sebzeler tükettim. Ne kadar kilo alırım, ne kadar şişerim diye düşünmeden yalnızca bağışıklığım için pekmezler içtim, ballar tükettim. Kemoterapim bitip kan değerlerim normale döndüğünde ise diyetisyenle o ödemi atmaya çalıştık.

BENZİNİ OLMAYAN ARACI YARIŞA SOKMUŞUM GİBİ!

Kanserden önce ve kanserden sonra olarak hayatınızı karşılaştırsanız neler söylersiniz?

Koskoca bir yorgunlukla, benzini olmayan bir arabayı yarışa sokmuşum. Şimdi araç bakımda, bir daha yarışa katılmayacak, yalnızca beni bir yerden bir yere götürmeye yarayacak.

Geriye baktığınızda en çok özledikleriniz neler?

Oğlumla geçirdiğim her gün. Biz, teşhisten sonra hiç eskisi gibi olamadık, taşı beni dediği ve yorulup ağladığı çoğu yerde kolumu kullanamadığımı anlatmaya çalıştım Emir’e. Eskiye dönüp bir tek bu anılara özlemle bakıyorum.

67 KİŞİ KANSER OLDUĞUNU ÖĞRENDİ

Takipçileriniz arasında sayenizde hastalığını fark edenler oldu mu?

Benim bildiğim 67 kişi, hastaneme gelip ameliyat sonrası benim yattığım odada kalmak isteyen 5 kişi. Ve bilmediğimiz kim bilir kaç kişi? Ben “Kanser olduğumu kendim nasıl anladım?” videomu sadece kadınlar için çektim, birileri benim kadar geç kalmasın istedim. Amacına ulaşmış olması ve onlarla yürümek beni çok mutlu ediyor ve acımı azaltıyor.

KİTABIMIN ADI ‘MECBURİYETSİZ’

Bir kitap yazmışsınız. Adı ne olacak, baskı aşamasına geldi mi?

Kitabımın adı MECBURİYETSİZ. Şu an baskı aşamasında, çıkış tarihi, kapak çalışmaları yapılıyor. Kanser bana mecburiyetlerimi bırakmayı öğretti, ben de bunların neler olduğunu kanser olmadan görmeleri için okuyuculara bir armağan hazırlamak istedim. Yaz sonu iyileştim müjdesiyle kitabımın çıkışı en büyük hayalimiz.

Kanseri yendiğiniz müjdesini aldığınızda ilk yapacağınız şey ne olacak?

Çok istediğim bir kare fotoğraf var onu çektireceğim. Saçlarım çıkmış, sağlıklı bir hale gelmişim, büyüdüğüm, çocukluğumun geçtiği Antalya’dayım ve “Nerede kalmıştık?” diye bağırıyorum. Yepyeni hücrelerimle, yepyeni, çoğu yeri yapay protez üst bedenimle ama eskisinden daha çok yaşamak isteyerek.

BİNLERCE TAKİPÇİM İYİLEŞMEMİ BEKLİYOR

Eski televizyoncusunuz. Şimdi de Youtube kanalınız için videolar çekiyorsunuz…

Benim YouTube serüvenim Emir’ in doğumundan sonra başladı. Önce o süreçte neler yaşadığımı anlattım. Ardından kanser oldum ve bunu da kanalımdaki içeriklere dahil ederek yayınlamaya devam ettim. Milyonlarca izleyicim, binlerce abonem oldu benim iyileşmemi bekleyen, benimle dua eden. İlk hedefim onların karşısına çıkıp bu mücadeleyi beraber bitirdiğimizi ve olumlu sonuçlandığını paylaşmak. Sonrasında ise şu an Instagramda yapmaya başladığım #mücadelesigüzelkadınlar canlı yayınları. Bir reality program formatında televizyona veya YouTube’a taşımak istiyorum.

YAYINDA GERÇEK HAYAT HİKAYELERİNİ DİNLİYORUM

Nedir bu projenin detayları?

Çarşamba geceleri Instagram ve YouTube hesabımdan eşzamanlı olarak #mücadelesigüzelkadınlar canlı yayınları yapıyorum, tecavüze uğramış, eş, baba şiddetine uğramış televizyon ekranlarında göremediğimiz ama hayatın gerçekleri olan tüm hikayeleri canlı olarak bazen yüzleri gözükerek bazense kendilerini gizleyerek anlatıyorlar. Bu kadınlara iyileştiğimde ilk iş beraber başka insanları iyileştireceğimizi söylemiştim, o yüzden gururla her hafta onları karşıma alıyor ve sonra binlerce kişinin onları iyileştirdiğini görüyor ve çok mutlu oluyorum.