ÖSS başvuruları Şubat'ta
2006-11-22
ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, 2007-Öğrenci Seçme Sınavı’na (ÖSS) başvuruların şubat-mart aylarında alınacağını belirterek, başvuru, içerik ve yerleştirme koşulları açısından 2007-ÖSS’nin 2006’dakinden farklı olmayacağını bildirdi.
Yarımağan, ÖSS başvurularının geçen yıl internet üzerinden alınmaya başlandığını anımsatarak, bu teknik imkanın kolaylık sağladığını anlattı. Bu kolaylık nedeniyle önceki yıllarda olduğu gibi başvuruları erkenden almayacaklarını söyleyen Yarımağan, "Önceki yıllarda kasım ayında aldığımız başvuruları, bu yeni teknoloji kullanımı nedeniyle şubat-mart aylarında alıyoruz. 2007-ÖSS için başvurular şubat ayında başlayıp, mart ayında sona erecek. Ama kesin tarihler henüz belli olmadı" dedi.
2007-ÖSS ile ilgili bir değişiklik olup olmayacağı sorusu üzerine Yarımağan, bu konuda karar organının YÖK olduğunu anımsatarak, "Şu ana kadar bize ulaşmış bir değişiklik yok. Bildiğim kadarıyla önemli bir değişiklik yok. Sınav ilkeleri ve kuralları açısından geçen yılın aynısı olacak" diye konuştu.
'Değişiklik konusunda şuranın yetkisi yok'
Adayların "Değişiklik olacak mı?" diye meraklanmalarının gereksiz olduğunu vurgulayan Yarımağan, şunları söyledi:
"Milli Eğitim Şurası’nda birtakım tavsiye kararları alındı. Ben adaylara, bunların sadece tavsiye kararları olduğunu, bu konuda yetkili organın YÖK olduğunu ve YÖK’ün alınmış hiçbir kararı bulunmadığını, 2007-ÖSYS’nin gerek başvurular, gerek sınavın içeriği gerekse yerleştirme koşulları açısından 2006’dan farklı olmayacağını belirtmek istiyorum."
2006 yılında, kontenjanların büyük bölümünün boş kaldığı anımsatılarak, bununla ilgili bir önlem alınıp alınmayacağına ilişkin soruyu Yarımağan, şöyle yanıtladı: "Bazı kontenjanların boş kalması bir miktar sistem değişikliğinden, bir miktar da adayların sınavda tercihlerinden kaynaklandı. Bu ve benzer sorunların 2007 yılında da yaşanmaması için birtakım küçük önlemler alınması düşünülebilir. Bu yıl yaşanan sorunun önümüzdeki yıllarda yaşanmaması gerekir. Yaşanmaması için adayların ve idare olarak bizim yapmamız gerekenler var. O nedenle bazı küçük değişiklikler olabilir ama bu değişiklikler adayları ilgilendiren değişiklikler değil. Adaylar yine aynı şekilde sınava hazırlanacaklar, aynı konulardan sınava girecekler. Yerleştirme aynı biçimde yapılacak. Hangi adayın hangi programlara gideceği değişmeyecek. Kamuoyunda ’katsayı’ diye bilinen, adayların kendi alanlarındaki yükseköğretim programlarına gitmede onlara sağlanan avantaj sürecek. Bu sistemin genel kurallarında, genel ilkelerinde bir değişiklik olmayacak." Yarımağan, "adayların dikkat etmeleri gereken kuralları" anlatırken, bugünkü sistemin adayları kendi alanlarındaki programlara gitmeye yönlendirdiğine işaret ederek, adayların bunun bilincinde olarak sınava hazırlanmaları gerektiğini vurguladı. Yarımağan, "Bence okuluna devam eden, derste öğretmeninin anlattıklarını iyi öğrenen bir öğrenci, zaten kendiliğinden sınava hazırlanmış oluyor. Sınav okuldakinden farklı bir konuda yapılmadığı için sınava hazırlanmak zaten dersleri gereği gibi izlemek ve başarmak anlamına geliyor. Onu başaran büyük ölçüde sınava hazırlanmış demektir" dedi. Bu yıl olduğu gibi üçüncü bir ek yerleştirme yapılıp yapılmayacağı sorusuna karşılık Yarımağan, "Olmaması lazım. Onun içinde de öğrencilerin bilinçlendirilmesi gerekiyor. Herkesin kendi alanındaki testlere cevap vermesi lazım" diye konuştu.
'Şurada alınan kararları doğru bulmuyorum'
Yarımağan, 17. Milli Eğitim Şurası’nın kendilerini ilgilendiren bölümlerini izlediğini ifade ederek, şöyle konuştu:
"Açıkçası alınan kararları doğru bulmuyorum. Özelikle eğitim açısından doğru olmayan kararlar alındığını düşünüyorum. Bu şura, beni biraz hayal kırıklığına uğrattı. Türkiye’nin bu kadar seçkin eğitimcilerinin katıldığı bir şurada, çok daha derinlemesine ve eğitimle ilgili konularda görüşlerin belirtileceğini, kararların alınacağını düşünüyor insan. Oysa bu yönde belki bir tek, okul öncesi eğitimin zorunlu hale getirilmesi gibi bir öneri vardı. O da çok fazla ilgi çekmedi. Onun dışında gerçekten eğitimle ilgili bir görüşün veya bir kararın alındığını görmedim. Bütün şura, büyük ölçüde belli bir konuya odaklandı.
Sanki şura o amaçla toplanmış izlenimi verdi. Bu yüzden de aslında şuranın amacına ulaştığını düşünmüyorum."
Yarımağan, şurada katsayı ile ilgili konuda alınan kararı da şöyle değerlendirdi: "Bu bence eğitim açısından son derece olumsuz bir karar. Kararın kökeninde programların, yani meslek lisesi programlarının lise programlarıyla karşılaştırılarak gruplandırılacağı ifade ediliyor. Bunun arkasında şu seziliyor:
'Meslek lisesi programları lise programlarıyla eşitlenmeye çalışılacak, aynı haklara sahip olunması için. Bu da tabii eğitimi olumsuz yönde etkileyecek. Bir meslek lisesinin hem meslek lisesi derslerini hem de genel lisenin belli bir alanının tüm derslerini içermesi kağıt üzerinde gerçekleştirilebilir ama uygulamada buradan çıkacak adaylar ne meslek lisesi mezunu olurlar ne de genel lise mezunu olurlar. İkisinin ortasında, açıkçası çok da başarılı olmayacak öğrenciler olurlar. Bu tamamen belli bir amaca yönelik uygulamadır. Gerçekleştirileceğine inanmıyorum ama gerçekleştirilirse de son derece olumsuz sonuçlar verir. Bunun yerine bence daha sağlıklısı, meslek lisesi mezunlarının kendi alanlarında üniversiteye gitme imkanlarının sağlanmasıdır. Meslek lisesi mezunlarının bir kısmı iş hayatına atılacaktır, bir kısmı sınavsız geçiş ile meslek yüksekokuluna gidecektir ama çok başarılı öğrencilere de kendi alanlarında lisans programlarına gitme imkanı verilebilir. Bunun ötesindeki uygulamalar bence eğitim açısından sağlıklı değil.'
Yarımağan, ÖSS başvurularının geçen yıl internet üzerinden alınmaya başlandığını anımsatarak, bu teknik imkanın kolaylık sağladığını anlattı. Bu kolaylık nedeniyle önceki yıllarda olduğu gibi başvuruları erkenden almayacaklarını söyleyen Yarımağan, "Önceki yıllarda kasım ayında aldığımız başvuruları, bu yeni teknoloji kullanımı nedeniyle şubat-mart aylarında alıyoruz. 2007-ÖSS için başvurular şubat ayında başlayıp, mart ayında sona erecek. Ama kesin tarihler henüz belli olmadı" dedi.
2007-ÖSS ile ilgili bir değişiklik olup olmayacağı sorusu üzerine Yarımağan, bu konuda karar organının YÖK olduğunu anımsatarak, "Şu ana kadar bize ulaşmış bir değişiklik yok. Bildiğim kadarıyla önemli bir değişiklik yok. Sınav ilkeleri ve kuralları açısından geçen yılın aynısı olacak" diye konuştu.
'Değişiklik konusunda şuranın yetkisi yok'
Adayların "Değişiklik olacak mı?" diye meraklanmalarının gereksiz olduğunu vurgulayan Yarımağan, şunları söyledi:
"Milli Eğitim Şurası’nda birtakım tavsiye kararları alındı. Ben adaylara, bunların sadece tavsiye kararları olduğunu, bu konuda yetkili organın YÖK olduğunu ve YÖK’ün alınmış hiçbir kararı bulunmadığını, 2007-ÖSYS’nin gerek başvurular, gerek sınavın içeriği gerekse yerleştirme koşulları açısından 2006’dan farklı olmayacağını belirtmek istiyorum."
2006 yılında, kontenjanların büyük bölümünün boş kaldığı anımsatılarak, bununla ilgili bir önlem alınıp alınmayacağına ilişkin soruyu Yarımağan, şöyle yanıtladı: "Bazı kontenjanların boş kalması bir miktar sistem değişikliğinden, bir miktar da adayların sınavda tercihlerinden kaynaklandı. Bu ve benzer sorunların 2007 yılında da yaşanmaması için birtakım küçük önlemler alınması düşünülebilir. Bu yıl yaşanan sorunun önümüzdeki yıllarda yaşanmaması gerekir. Yaşanmaması için adayların ve idare olarak bizim yapmamız gerekenler var. O nedenle bazı küçük değişiklikler olabilir ama bu değişiklikler adayları ilgilendiren değişiklikler değil. Adaylar yine aynı şekilde sınava hazırlanacaklar, aynı konulardan sınava girecekler. Yerleştirme aynı biçimde yapılacak. Hangi adayın hangi programlara gideceği değişmeyecek. Kamuoyunda ’katsayı’ diye bilinen, adayların kendi alanlarındaki yükseköğretim programlarına gitmede onlara sağlanan avantaj sürecek. Bu sistemin genel kurallarında, genel ilkelerinde bir değişiklik olmayacak." Yarımağan, "adayların dikkat etmeleri gereken kuralları" anlatırken, bugünkü sistemin adayları kendi alanlarındaki programlara gitmeye yönlendirdiğine işaret ederek, adayların bunun bilincinde olarak sınava hazırlanmaları gerektiğini vurguladı. Yarımağan, "Bence okuluna devam eden, derste öğretmeninin anlattıklarını iyi öğrenen bir öğrenci, zaten kendiliğinden sınava hazırlanmış oluyor. Sınav okuldakinden farklı bir konuda yapılmadığı için sınava hazırlanmak zaten dersleri gereği gibi izlemek ve başarmak anlamına geliyor. Onu başaran büyük ölçüde sınava hazırlanmış demektir" dedi. Bu yıl olduğu gibi üçüncü bir ek yerleştirme yapılıp yapılmayacağı sorusuna karşılık Yarımağan, "Olmaması lazım. Onun içinde de öğrencilerin bilinçlendirilmesi gerekiyor. Herkesin kendi alanındaki testlere cevap vermesi lazım" diye konuştu.
'Şurada alınan kararları doğru bulmuyorum'
Yarımağan, 17. Milli Eğitim Şurası’nın kendilerini ilgilendiren bölümlerini izlediğini ifade ederek, şöyle konuştu:
"Açıkçası alınan kararları doğru bulmuyorum. Özelikle eğitim açısından doğru olmayan kararlar alındığını düşünüyorum. Bu şura, beni biraz hayal kırıklığına uğrattı. Türkiye’nin bu kadar seçkin eğitimcilerinin katıldığı bir şurada, çok daha derinlemesine ve eğitimle ilgili konularda görüşlerin belirtileceğini, kararların alınacağını düşünüyor insan. Oysa bu yönde belki bir tek, okul öncesi eğitimin zorunlu hale getirilmesi gibi bir öneri vardı. O da çok fazla ilgi çekmedi. Onun dışında gerçekten eğitimle ilgili bir görüşün veya bir kararın alındığını görmedim. Bütün şura, büyük ölçüde belli bir konuya odaklandı.
Sanki şura o amaçla toplanmış izlenimi verdi. Bu yüzden de aslında şuranın amacına ulaştığını düşünmüyorum."
Yarımağan, şurada katsayı ile ilgili konuda alınan kararı da şöyle değerlendirdi: "Bu bence eğitim açısından son derece olumsuz bir karar. Kararın kökeninde programların, yani meslek lisesi programlarının lise programlarıyla karşılaştırılarak gruplandırılacağı ifade ediliyor. Bunun arkasında şu seziliyor:
'Meslek lisesi programları lise programlarıyla eşitlenmeye çalışılacak, aynı haklara sahip olunması için. Bu da tabii eğitimi olumsuz yönde etkileyecek. Bir meslek lisesinin hem meslek lisesi derslerini hem de genel lisenin belli bir alanının tüm derslerini içermesi kağıt üzerinde gerçekleştirilebilir ama uygulamada buradan çıkacak adaylar ne meslek lisesi mezunu olurlar ne de genel lise mezunu olurlar. İkisinin ortasında, açıkçası çok da başarılı olmayacak öğrenciler olurlar. Bu tamamen belli bir amaca yönelik uygulamadır. Gerçekleştirileceğine inanmıyorum ama gerçekleştirilirse de son derece olumsuz sonuçlar verir. Bunun yerine bence daha sağlıklısı, meslek lisesi mezunlarının kendi alanlarında üniversiteye gitme imkanlarının sağlanmasıdır. Meslek lisesi mezunlarının bir kısmı iş hayatına atılacaktır, bir kısmı sınavsız geçiş ile meslek yüksekokuluna gidecektir ama çok başarılı öğrencilere de kendi alanlarında lisans programlarına gitme imkanı verilebilir. Bunun ötesindeki uygulamalar bence eğitim açısından sağlıklı değil.'
- Okan Demir 18 Aralık
- Süleyman Saim Tekcan 18 Aralık
- Reshad Strik 16 Aralık
- Derya Uluğ 15 Aralık
- Balım Sultan 12 Aralık
- Charles Leclerc 10 Aralık
- Aka Gündüz Temur 09 Aralık