Ümit Kocasakal CHP Genel Başkanlığı'na adaylığını açıkladı
2018-01-17Ümit Kocasakal, 17 Ocak 2018 tarihinde Taksim'deki bir otelde basın toplantısı düzenleyerek 3-4 Şubat 2018 tarihinde yapılacak 36. Olağan Kurultay'da CHP Başkanlığı için aday olduğunu açıkladı.
İstanbul Barosu eski Başkanı Ümit Kocasakal CHP Genel Başkanlığı için aday olduğunu açıkladı. Kocasakal'ın "Mustafa Kemal'in askeriyim" sözleri büyük alkış aldı. Alkışlar ve İzmir Marşı eşliğinde basın toplantısı düzenleyen Ümit Kocasakal "Bu açıklamayı Mustafa Kemal'in bir askeri olarak yapıyorum" dedi ve CHP Genel Başkanlığına aday olduğunu resmen açıkladı.
Ancak CHP tüzüğü uyarınca, Kocasakal'ın resmen genel başkan adayı olabilmesi için, delege sayısının yüzde 10'unun yani en az 120 delegenin imzasını alması gerekiyor.
Kocasakal toplantıda şunları söyledi:
Öncelikle yurdun dört bir yanından buraya gelen gönül dostlarına, Atatürk ve Cumhuriyet sevdalılarına teşekkür ediyorum. Beni bilirsiniz, ben çok kağıttan bir şey okumayı sevmem ama bu önemli bir açıklama. Daha iyi aktarılması için görüşlerimi aktaracağım, özellikle basınımızın hoşgörüsüne sığınıyorum. Bu anlamda açıklamalarıma girmek istiyorum; Çıkış noktam şu; oy vermeye tıpış tıpış değil koşa koşa ve heyecanla gidilecek. Özüne, kimliğine, fabrika ayarlarına geri dönen bir CHP. Bundan sonra da bu sloganı kullanacağım; Kurtuluş kuruluştadır.
Hiçbir kimseyi dışlamadan bir bütün içinde kucaklayan değerleri yurttaşlarım, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan bu yana yakın geçmişle karşılaştırılamayacak tehditlerle karşı karşıyadır. Milletçe kenetlenmemiz halinde ancak üstesinden geleceğimiz sorunlarla karşı karşıyayız. Siyaset de fikri özünden çıkarılıp kişilere hapsedilerek, aynı gemide olduğu unutularak yandaşlık ve karşıtlık üzerinden tezahürat yapan, birbirinden uzaklaştırılmış insanlar ülkesi olmamız dayatılmaktadır. Büyük Orta Doğu projesinin eş başkanlığına soyulan iktidar Cumhuriyetin kolonlarını tahrip etmekle meşguldür.
Yeni Türkiye adı altında ülkenin kurumları çökertilmekle, devletin genetiğiyle oynanmakta, devlet çökertilmektedir. Gelinen noktada bu siyasi anlayış Türkiye Cumhuriyeti için beka sorunu haline gelmiştir. Ben her şeyimi Atatürk'e ve Cumhuriyet'e borçluyum. Bu açıklamayı yaşananlar sebebiyle mutsuz, umutsuz milyonlarca vatansever yurttaşlarımız adına yapıyorum. Bu bir vicdan haykırışı ve isyanıdır. Bu açıklamayı Mustafa Kemal'in askeri olarak yapıyorum. Birileri Mustafa Kemal'in askeri olmayı anlamıyor. Bu bir simgedir, bu onun izinde olmak, ilkelerini benimsemektir.
Askerlik üniformasız, gönüllü bir askerliktir ve ömür boyudur. Bu nedenle Atatürk'ün askeri olmak şereftir. Ne yazık ki şu anda partimiz bu görevini yapamayacak hale getirilmiştir. Partinin kimyasıyla, ideolojisiyle uyuşmayan birtakım kişilerin partinin tüzel kişiliğine zarar verdiği görülmektedir. Atatürk'e kefere diyen, Mustafa Kemal'in askeri olmaktan rahatsız olanlar, üniter yapıyla sorunu olanlar, HDP güzellemesi yapanlar Atatürk'ün partisinde siyaset yapamaz. Bu partide Atatürk'ün resimleri indirilemez, bu bir marifet gibi gösterilemez. Sen Atatürk'ün kurduğu partide olacaksın, onun resimleri sende alerjik reaksiyon yapacak.
Bu partide aynı zamanda Said Nursi ve Seyit Rıza güzellemesi de yapılamaz. Buna göz yumulamaz. Kimse Atatürkçü, Cumhuriyetçi olmak, bu değerlere sahip olmak zorunda değildir. Bu kişilerin ifadelerini de serbestçe savunup siyaset yapma hakkı vardır ama bunu Atatürk'ün partisinde yapamazlar. Bir sürü böyle parti var veya yeni bir parti kurulabilir.
Artık bu maskeli balo son bulsun. O yüzden siyasi olmanın öncesine ve ötesinde ahlaki bir sorun olarak görüyorum. CHP kimsesizlerin partisidir ama kimsesiz ve sahipsiz değildir. CHP birilerinin siyasi kariyer hesapları yapacağı, at koşturacağı kişisel bir şov yeri de değildir. Bu ahlaki sorunu çok önemsiyorum; CHP sıradan bir parti olmadığı gibi bir fikir kulübü, kooperatif de değildir. Bu kişiler gidip başka partilerde siyaset yapabilirler. Ama CHP Atatürk’le kavgalı olanların toplanma yeri değildir. Dolayısıyla bu ahlaki sorunun çok ciddi olduğunu düşünüyorum. Ve ne yazık ki genel başkanın da bir tepkisini görebilmiş değiliz. Kimse bu partiyi kullanamaz. CHP’ye oy ve gönül vermiş milyonlarca seçmen bu gelişmelere tepkilidir. Unutanlar için hatırlatmakta fayda var; CHP milli mücadeleyi yürütmüş, kurucusu Atatürk olan partidir.
CHP sadece bugünün değil, dünün ve yarının partisidir. Bir mezhebin, bölgenin değil, Cumhuriyet ve Atatürk’le barışık bütün yurttaşların partisidir. Yüzde yüz yerli ve milli bir partidir. Ulusal bütünlüğün, milli birlik ve beraberliğin teminatıdır. Sol ve sağ gibi şekli dar kalıplara hapsedilemeyecek, ilkeleri gibi kapsayıcı bir şemsiyedir. CHP Çanakkale’dir, Conk Bayırı’dır. CHP’nin menzili çağdaş uygarlıktır, kucaklaşmadır. Pusulası hukuk devletidir. CHP anti emparyalisttir, halkçıdır, kamucudur, planlamacıdır. Altı ok emperyalizme karşı bir milli savunma sistemidir. Almayı düşündüğümüz füzelerden daha etkilidir.
CHP evrensel değerleri reddetmeyecek şekilde millidir, ulusalcıdır. Vay vay vay ‘ırkçı ulusalcılar’ diyorlar. Şimdi ben size gerçek ulusalcılığı tarif etmek istiyorum; Ulusalcılık ırkçılık değildir. Kendi ulusunun çıkarını başka ulusların örneğin ABD’lilerin üzerinde tutmaktır. Yani ulusalcılık vatanseverliktir. Bu ülkenin değerleriyle bezelik olmaktır. Bunun neresinde ırkçılık vardır? Ulusalcılığın karşısında emperyalizm vardır.
İbadet özgürlüğünü bu ülkeye getiren CHP’dir. Dine en saygılı parti de CHP’dir. Din ve camiler üzerinden toplumu bölmez. CHP, ulu bir çınardır. Şimdi işte CHP bu gerçek kimliğine özüne yabancılaştırılmıştır. Partiye genetik kodlarına aykırı virüsler yüklenmiştir. CHP’yi CHP yapan ilkeler aşındırılmaktadır. Partinin yapısına, kimliğine aykırı eylem ve söylemlerle partinin tüzel kişiliği zarar görmektedir. CHP’nin Türkiye’ye karşı bir saldırı içinde emperyalizme açık bir şekilde söyleyeceği sözü olmalıdır. Yurttaşlık, liyakatın yerini alt kimliklere dayalı aidiyetler almıştır. Bu aidiyetlerini öne çıkarmayan kişiler partide yer alamamaktadır. CHP’nin kongrelerinde artık yumruklar konuşuyor, CHP’nin kongresinde fikirler konuşulmalıdır. Gerçek partililer partiden uzaklaşmaktadır. Kimse bu partide Atatürk’ü, altı oku tartışamaz. Kimse Cumhuriyet’i kuran bu partinin üzerinde olamayacağı gibi CHP kimsenin dilediğini yapabileceği bir parti de değildir.
Sağlam bir ideolojisi olan bir fikir partisidir. CHP elbette tüm toplumu kucaklayacaktır ama kimliğinden ödün vererek olmaz, olamaz. CHP’nin içinde bulunduğu durum sadece vekillerin değil, tüm yurttaşların sorunudur. Partimiz hiçbir ayrım gözetmeksizin herkese kapılarını açmalıdır. CHP, küresel odaklarla veya onun uzantılarıyla ittifak yapamaz, bir araya gelemez. Kendini inkar, imha olur. CHP kendi kimliğini, özünü muhafaza ederek fikirlerle ittifak yapar. Bunu yaparken de hiçbir yurttaşını etnik köken, mezhep, kılık kıyafetle farklı görmez. CHP tüm yurttaşlarını, yurttaşlık bilinciyle kucaklar. Herkes için hak ve özgürlük ister. CHP sadece haklı da olsa AK Parti ve Erdoğan karşıtlığı içinde söz duellosu ile sağ seçmenden oy alamaz.
CHP, kendi kimliği ve kendinin var eden değerlerle tüm yurttaşların oyuna talip olmalıdır. AK Parti’nin halkı ezen politikalarına, serbest sömürü ekonomisine karşı çıkmalıdır. Kamucu ve halkçı politikaları çekinmeden savunmalıdır. Siyasetin ana gayesi de budur. Tüm bu nedenlerle AK Parti gündelik söylem ve politikalarla, genel geçer sözlerle yıkılmaz aksine güçlenir. Eklemek gerekir ki hiçbir siyasi amaç ülkenin çıkarından üstün olamaz. İktidar olmak bu temel amacın parçasıdır. Ama muhalefetken de bu amaçtan sapılamaz.
Siyasi parti için esas olan kendi kimliği ışığında ülkenin sorunlarına çözüm önermektir. Türkiye Cumhuriyeti’nin CHP’ye her zamankinden daha fazla ihtiyacı vardır. Sonuç olarak; 36. Kurultay bir şahlanış, bir umut, bir diriliş kurultayı oymalıdır. Uyuyan güç uyanmalı, efsane geri dönemlidir. Bu dediğim şey şahıs olarak birilerinin gidip, birilerinin gelmesi meselesi değildir. Partinin kimliğini geri kazanması meselesidir. Partinin özüne dönmesi demektir, halka geri dönmesidir.
CHP, iktidarın bunca yanlışlığına rağmen yüzde 20-25 bandına çakılıp kalacak bir parti değildir. CHP sağlam politikaları ile halka güven vermelidir, bunun için de 8 kez yenilmiş, partinin toplumsal algısına zarar veren temsilcilerinin değişmesi gerekmektedir. CHP kurucu değerlerine geri döndüğünde sağlam ve geçilmez bir milli direniş mevzisi olacaktır, yeni bir milli mücadele başlayacaktır. Kurtuluş kuruluştadır, Atatürk’tedir. Altı oku alacağız başucumuza koyacağız. Öyle masa da durmayacak. Atatürk’ün sadece Meclis açılış konuşmalarında söyledikleri bu ülkeyi karanlıktan çıkarmaya yetiyor.
Bu alanda CHP’nin ihtiyacı sadece budur. Elbetteki bu öze dönüş, esasen CHP ve Atatürk’ü anlayamamış CHP hükümetlerinin hatalarını da tekrarlamamak gerekiyor. CHP’nin hak ve özgürlüklerin, hiçbir ayrım gözetmeksizin tüm yurttaşlara yaymak, herkesin refah içerisinde yaşamasını sağlaması görevi vardır. Bunun için de iktidar olma mecburiyeti vardır.
Çözüm ve ciddi bir seçenek; herkesi kucaklamaktır. Biz emperyalizmin oyunlarıyla birbirimize düşürülürken ülke kaosa gitmektedir. Mesele kişisel değil, Kılıçdaroğlu çok iyi bir insan olabilir ama CHP bir siyasi partidir. Kimse CHP’nin genetik kodları üzerine çıkamaz. Defalarca denemiş ve kaybetmiştir, bunun da siyasi bedeli olmalıdır.
Tüm bu nedenlerle; ben kendi adıma Ümit Kocasakal olarak değil, milyonlarca Cumhuriyet ve Atatürk sevdalısı adına, partisini özleyenler adına CHP Genel Başkanlığı’na adayım. Kişi değil, fikir adayıyım. Bu zor dönemde siyasetin sıkıştığı bir ortamda CHP’nin başına manen ve fikri olarak Mustafa Kemal ATATÜRK’ün genel başkan olmasını sağlamak adına adayım.”
- Baba Mondi Bugün
- Arda Kardeşler Dün
- Murat Balcı 03 Kasım
- Levent Dönmez 25 Ekim
- Sergio Perez 24 Ekim
- Utku Varlık 13 Ekim
- Lando Norris 09 Ekim
- Rahmi Özkan 75
- Beren Saat 60
- George Washington 57
- Hadi Neşet Türkmen 51
- Levent Yıldız 51
- Arda Turan 48
- Çağrı Doğanay 48
- Müge Dağıstanlı 48
- İsmail Hacıoğlu 47
- Yunus Emre Genç 46
- Murat Göğebakan 44
- Oya Aydoğan 39
- Gülcan Zeybel 38
- Melike Zobu 38
- Oytun Erbaş 38