Şems-i Tebrizi
Şems-i Tebrizi Biyografisi
Şems-i Tebrizi, daha sonraları Secaslı Şeyh Rukneddin, Tebrizli Selahaddin Mahmut ile mutasavvıf Necmüddin Kübra'nın halifelerinden Centli Baba Kemal'e intisap ederek onlardan feyz almıştır. Hz Muhammed'in ahlâkını örnek alan Şemseddin-i Tebrizi, devamlı bir arayış içerisinde olmuş, manevi bir işaret üzerine de Mevlana'yı arayıp bulmuştur. Dünyaya, kılık ve kıyafete önem vermeyen Şems, Mevlana ile üç- üçbuçuk yıl süren beraberliği neticesinde onun hayatında yeni ufukların açılmasına vesile olmuş, onu ilahi aşkın potasında eriterek, kamil bir Hak aşığı yapmaya muvaffak olmuştur.
Şems-i Tebrizî Şam’a döndüğünde, Mevlana Celâleddîn Rûmî için onun yokluğu dayanılmazdır. Şems’in varlığını kabullenememiş kimseler, Mevlânâ’ya ileri geri laflar etmişlerdir. Celâleddîn Rûmî’nin bu kimselerden birine verdiği cevap şöyledir:
"Onun ışığı vurmazdan önce ölü bir nakıştım sadece taş duvarlarınızda. O, elindeki yay ile vurmazdan önce tellerime; hep aynı nameyi çalıp söyleyen, kendi sesine yabancı bir kuru rebaptım. Ben onun avucunda bağlar, bahçeler ağaçlar görür; deryalar gibi geniş, deryalar kadar berrak sular görürüm. Onun avucunda çıkan ağaçların gölgesinde dinlenirim. Lâkin siz bunların hiçbirini göremezsiniz." |
Bir süre sonra Şems-i Tebrizi, Mevlana Celâleddîn Rûmî’in oğlu Sultan Veled’in çağrısı üzere Konya’ya geri gelir. Mevlânâ bir daha şehirden ayrılmasın diye, onu bir kızla evlenmeye iknâ eder; bu kız Celâleddîn Rûmî’nin evinde evlâtlık olan Kimyâ Hâtun’dur. Kimya Hatun’a gizliden aşık olan, Mevlânâ’nın küçük oğlu Âlâeddin, bu durumu hazmedemez ve Şems aleyhtarlarının yanında yer almaya başlar.
Şems-i Tebrizi, 1247 yılında Konya’da 62 yaşında ölmüştür. Aslında Şems-i Tebrizi, hicri 645, miladi 1247 tarihinde Mevlana'da meydana gelen büyük değişikliği hazmedemeyenler tarafından öldürüldü.
Bu gün Konya'da Şems makamı olarak bilinen, halk ve bilhassa Mevlevilerce Mevlana türbesinden önce ziyaret edilen bu mescit-türbe de mevcut sanduka, boş bir sanduka mı, yoksa Mehmet Önder Bey"in bir hatırasında anlatıldığı gibi, Şems gerçekten burada mı medfundur, bu da bilinmez.
Niğde'deki Kesikbaş Türbesi de Şem'e izafe edilir. Bunlardan ayrı olarak tebriz'de Geçil denilen mezarlıkta, Hoy'da, Pakistan'ın Multon şehrinde Şems türbeleri veya makamları vardır. Bunlar çeşitli rivayetlerle süslenmiştir. Pakistan'lıların söylediklerine göre de Şems, Konya'dan bir gece yarısı gizlice ayrılmış, önce Tebriz'e oradan da Hindistan'a gelmiş, meczup ve perişan yıllarca ormanlarda dolaştıktan sonra Multon şehrinde ölmüştür.
Şems-i Tebrîzî mescidde, talebelere bir kerpiçle teyemmüm nasıl yapılacağını gösteriyordu. Gelen felsefeciler üç suâl sormak istediklerini belirttiler, Şems-i Tebrîzî “Sorun” buyurdu. İçlerinden birini reîs seçtiler. Hepsinin adına o soracaktı. Sormaya başladı: “Allah var dersiniz. Ama görünmez, göster de inanalım.” Şems-i Tebrîzî buyurdu ki:
“Öbür sorunu da sor!” “Şeytanın ateşten yaratıldığını söylersiniz, sonra da ateşle ona azâb edilecek dersiniz, hiç ateş ateşe azâb eder mi?” Şems-i Tebrîzî: “Peki öbürünü de sor!” “Ahırette herkes hakkını alacak, yaptıklarının cezasını çekecek diyorsunuz. Bırakın insanları canları ne istiyorsa yapsınlar, karışmayın!”
Bunun üzerine Şems-i Tebrîzî, elindeki kuru kerpici adamın başına vurdu. Soru sormaya gelen felsefeci, derhâl zamanın kadısına gidip, Tebrîzî’yi şikâyet etti ve; “Ben, soru sordum, o başıma kerpiç vurdu” dedi. Şems-i Tebrîzî; “Ben de sâdece cevap verdim” buyurdu. Kâdı bu işin açıklamasını istedi. Şems-i Tebrîzî de şöyle anlattı: “Efendim, bana Allahü teâlâyı göster de inanayım, dedi. Şimdi bu felsefeci, başının ağrısını göstersin de görelim.” O kimse şaşırarak; “Ağrıyor ama gösteremem” dedi: Şems-i Tebrîzî; “İşte Allahü teâlâ da vardır, fakat görünmez. Yine bana, şeytana ateşle nasıl azâb edileceğini sordu. Ben buna toprakla vurdum. Toprak onun başını acıttı. Halbuki kendi bedeni de topraktan yaratıldı. Yine bana; “Bırakın herkesin canı ne isterse onu yapsın. Bundan dolayı bir hak olmaz” dedi. Benim canım onun başına kerpici vurmak istedi ve vurdum. Niçin hakkını arıyor? Aramasa ya! Bu dünyâda küçük bir mes’ele için hak aranırsa, o sonsuz olan âhıret hayâtında niçin hak aranmasın?” buyurdu. Felsefeci, bu güzel cevaplar karşısında mahcûb olup, söz söyleyemez hâle düştü.
Kaynak:Biyografi.info
Şems-i Tebrizi kitapları
-
Evvelimiz Aşk
Yarın tarihi : 2015-03-31
Yayınevi : YASON YAYINCILIK
İslam » Tasavvuf
-
Aşkın Kırk Kuralı
Yarın tarihi : 2015-10-08
Yayınevi : AZ KİTAP
İslam » Tasavvuf
-
Makalat Sohbetler, Yazışmalar ve Mektuplar
Yarın tarihi : 2010-06-07
Yayınevi : FRİDA YAYINLARI
İslam » Tasavvuf
Şems-i Tebrizi için yapılan aramalar
Şems-i Tebrizi, Şems-i Tebrizi biyografi, Şems-i Tebrizi hayatı, Şems-i Tebrizi özgeçmişi, Şems-i Tebrizi hakkında, Şems-i Tebrizi doğum yeri, Şems-i Tebrizi fotoğraf, Şems-i Tebrizi video, Şems-i Tebrizi resim, Şems-i Tebrizi kimdir?, Şems-i Tebrizi kaç yaşında?, Şems-i Tebrizi nereli, Şems-i Tebrizi memleketi
- Aleksandr Lukaşenko Dün
- Cihat Aral 11 Kasım
- Şimal 10 Kasım
- Edi Rama 09 Kasım
- Ayşe Egesoy 08 Kasım
- Victor Osimhen 07 Kasım
- Orhan Tatar 06 Kasım
- Şeyh Temim bin Hamad El Sani 1159
- George Washington 149
- Faruk Peker 145
- Çağrı Doğanay 125
- Rahmi Özkan 117
- Özlem Zengin 102
- Pınar Hacıbektaşoğlu 99
- Nevzat Demir 93
- Recep Tayyip Erdoğan 90
- Gezegen Mehmet 86
- Sezen Aksu 82
- Türkan Şoray 80
- İlkay Buharalı 79
- Hasan Heybetli 72
- Mike Tyson 72
- Şeyh Temim bin Hamad El Sani 1159
- Çağrı Doğanay 125
- Danilo Zanna 71
- Gezegen Mehmet 86
- Sezen Aksu 82
- Nilgün Kasapbaşoğlu 51
- Acun Ilıcalı 65
- Mike Tyson 72
- Kenan Erçetingöz 60
- Yılmaz Erdoğan 65