FB TW PIN NWS

Amiral Bristol Raporu

Amiral Bristol Raporu,

İzmir'in işgali dünya kamuoyunda büyük bir yankı ve kınamaya sebep olunca; olayın sorumlusu durumunda olan itilaf devletleri hem kamuoyunu yatıştırmak hem de İzmir bölgesindeki durumdan haberdar olabilmek için bölgeye Amerikalı Amiral Bristol önderliğinde bir ekip göndermişlerdir. Aynı zamanda Osmanlı Devleti de Yunanlıların İzmir'i işgal ettikten sonra katliamları dünyaya duyurmak için, Türklerin haklı olduğunu göstermek için, bölgeye bir heyetin gönderilmesini istemiştir. Amerikalı Amiral Bristol önderliğinde İngiliz, Fransız ve İtalyan generallerden oluşan bir heyet bölgeye giderek bir rapor yayımladılar. Bu rapora Amiral Bristol Raporu denilmektedir.

Amiral Bristol Raporunun içeriğini maddeler halinde yazacak olur isek şöyle yazabiliriz:
• Bölgedeki olayların sorumlusu Türkler değil; Rumlar'dır.
• Batı Anadolu'da Yunanlıların propaganda ettiği gibi Rum nüfusun fazla olmadığı da ortaya çıkmıştır. Bölgede Türkler çoğunluktadır.
• Yunanlıların bölgeyi işgali bölgeye egemen olmaya yöneliktir. Bölgenin güvenliğini sağlamaya yönelik değildir. Yani İzmir'in işgalinin haksız yere olduğu ileri sürülmüştür.
• İzmir'den Yunan ordusu çekilerek; bölgeye itilaf devletlerinin güvenlik birimleri yerleşmelidir.

Amiral Bristol Raporunun önemi hem dünya hemde Osmanlı açısından büyüktür. Amiral Bristol Raporunu yine maddeler halinde sıralayabiliriz.
• Yunanlıların Paris konferansına sahte rapor verdiği anlaşılmıştır. Ayrıca, mondros mütarekesinden sonra İzmir ve çevresindeki hıristiyan halkın güvenliği tehlikeye düşmemiştir.
• ABD Yunanlılar tarafından kandırıldığını görmüş, Wilson ilkelerinin uygulanmamasına kızarak aktif dünya siyasetinden çekilmiş, "Monroe Doktrini" uygulanmıştır.
• İşgalin gereksiz ve haksız yere olduğu belirtilmiştir.
Amiral Bristol Raporu,Türk halkının milli mücadelesinin haklılığını ortaya koyan ilk uluslararası belgedir.



1. Dünya Savaşına ABD girmeden önce Amerika Birleşik Devletleri başkanı Woodrow Wilson İlkelerini yayınladı. Bu ilkeler arasında yenen devletler yenilen devletlerden toprak talep etmeyecek ve herhangi bir işgalde bulunmayacaktı. Yunanlılar İzmir’de Rumların daha fazla olduğunu bu yüzden yapılan işgalin haksız olmadığını söylüyorlardı. Türk tarafı ise İzmir’de Türklerin fazla yaşadığını bu yüzden işgalin tamamen işgal olduğunu savunuyordu. Durumu araştırmak için Amiral Bristol Türkiye’ye gelerek durumu araştırdı. Mezarlık ziyaretleri yaptı. Yerleşim yerlerini gezdi. Yaptığı incelemede Amiral Bristol Türklerin bölgede çok fazla sayıda olduğu yönündeki Amiral Bristol Raporunu hazırladı.


Wilson Ä°lkeleri

Birinci Dünya Savaşının kazananları ve yenilenleri kesinleşmeye başladıktan sonra 8 Ocak 1918 günü ABD Başkanı Woodrow Wilson tarafından Wilson İlkeleri olarak adlandırılan ve taraflar arasındaki antlaşma koşullarını sınırlayan 14 ilke (İng: Fourteen Points) açıklanmıştır. Bu ilkeler doğrultusunda ABD Başkanı Wilson, dünyada bir daha böyle bir savaşın yaşanmasını engellemeyi ve insanların barış içerisinde yaşayabilecekleri koşulları oluşturmayı hedeflemiştir.

Başta Wilson’un bu çabalarından haberdar olan Fransa Başkan ve Dışişleri Bakanı 27 Aralık 1917’de Fransa’nın savaş amaçlarını açıklarken; Fransa’nın istila amacı gütmediğini, kendilerine çalışan Doğu halklarına kendi kaderlerini kararlaştırma hakkını verecek ‘uluslar prensibi’ için savaştıklarını belirtiyorlardı. İngiltere Başbakanı Llyod George ise 5 Ocak 1918’de yaptığı konuşmada, Türklerin başkentinde gözleri olmadığını, Türk halkına dayanan bir Osmanlı İmparatorluğu’nun varlığına karşı olmadıklarını belirtti. Böylece hem Wilson tatmin edilecek hem de İttifak Devletleri kamuoyuyla savaştan çıkmak isteyeceklerdi. Daha sonradan eklenen maddelerle birlikte toplam 27’ye ulaşan bu prensipler, 11 Şubat’ta Wilson’un bir konuşmasında, devletlerin yeni topraklar kazanamayacakları, savaş tazminatı alamayacağını açıklamasıyla birlikte bütün Dünya kamuoyuyla paylaşılmıştır.


Wilson ilkelerinin kuruluş amaçları ve kullanılma şekilleri birbirine zıttır. Amaçların ilk olanı savaşı bitirmektir. Savaş sonrası uluslararası ilişkilerin belirlenmesi ve devletin bu sistemdeki yerinin güçlendirilmesidir. Yenilen devletlerin haklarını koruyarak, ABD çıkarlarının bütün dünyada geçerliliğini sağlamaktır.

Birinci Dünya Savaşı yıkım olarak geniş alanlara yayılmış, tam anlamıyla savaşan devletler tükenme noktasına gelmiş ve bazı müttefikler kendi içlerinde ihtilallerle isyanlarla boğuşmak zorunda kalmıştır. Savaş, Avrupa’ya tam anlamıyla açlık, sefalet ve ölüm kusmuştur. Savaşın kazananları olan İtilaf grubu antlaşma koşullarının konuşulması için ittifak devletleriyle çeşitli barış antlaşmaları imzalamıştı. Her ne kadar Wilson ilkeleri yenilen devletlerin toprak bütünlüğünü korumayı amaçlıyor olsa da aslında İngiltere ve Fransa, ABD’nin dostluğunu kazanmak için buna karşı çıkmamıştır. Fakat daha sonra kazanan devletlerin çıkarlarına ABD’de dahil edilince Wilson İlkeleri sadece kağıt üzerinde kalmıştır.

14 Wilson Ä°lkesi
1. Tam bir açıklık içinde varılmış barış anlaşmalarından sonra hiçbir özel uluslararası anlaşmaya gidilmemeli ve diplomatik etkinlik her zaman içtenlikle ve kamuoyunun gözü önünde yürütülmelidir.

2. Denizlerin uluslararası sözleşmeler gereğince bütünüyle ya da kısmen kapatılabilmesi dışında, savaşta ve barışta karasuları dışındaki bütün denizlerde mutlak seyrüsefer serbestliği sağlanmalıdır.

3. Barışı onaylayan ve korumak için anlaşan ülkeler arasındaki bütün ekonomik engeller olabildiğince kaldırılmalı ve ticaretin eşitlik temelinde yürütülmesi sağlanmalıdır.

4. Her ülkede silah gücünün iç güvenliği sağlamaya yetecek en düşük düzeye indirilmesi için yeterli güvenceler karşılıklı olarak verilmelidir.

5. Sömürgelerin bütün talepleri serbest, açık görüşlü ve tümüyle tarafsız bir yaklaşımla ele alınmalı, bu tür egemenlik sorunlarının çözümünde ilgili halkların çıkarlarıyla egemenliği tartışılan devletin adil taleplerinin eşit ağırlık taşıması ilkesine kesinlikle uyulmalıdır.

6. Rusya İmparatorluğu'na ait bütün topraklardan yabancı askerler çekilmeli, Rusya'yı ilgilendiren bütün sorunlar, kendi siyasal gelişimini ve ulusal politikalarını bağımsızca belirlemesine olanak verecek biçimde dünyanın öbür uluslarının en uygun ve özgür işbirliğiyle çözülmeli, Rusya'nın kendi belirleyeceği kurumsal yapıyla özgür uluslar topluluğuna içtenlikle kabul edimesi, hatta gereksinim duyabileceği ya da isteyebileceği her türlü yardımın yapılması sağlanmalıdır. Gelecek birkaç ay içinde öbür ulusların Rusya'ya karşı tutumları iyi niyetlerinin, Rusya'nın gereksinimlerinin kendi çıkarlarından farklılığını kavrayıp kavramadıklarının ve bencillikten uzak, akıllı bir yaklaşımla onun sorunlarına yakınlık duyup duymadıklarının kesin göstergesi olacaktır.

7. Yabancı askerler Belçika'dan çekilmeli ve bu ülke hiçbir kısıtlama olmaksızın bütün öbür özgür ulusların sahip olduğu egemenlik haklarına yeniden kavuşmalıdır. Bunun gerçekleşmesi, ulusların birbirleriyle ilişkilerini düzenlemek amacıyla koydukları kurallara duydukları güvenin yeniden sağlanmasında en önemli rolü oynayacaktır. Bu düzeltme yapılmadan uluslararası hukukun yapısı ve geçerliliği örselenmiş kalacaktır.

8. Bütün Fransız toprakları özgürlüğüne kavuşmalı ve işgal edilen kesimler geri verilmelidir. 1871'de Alsace-Lorraine konusunda Fransa'ya Prusya tarafından yapılan ve yaklaşık elli yıldır dünyada istikrarlı bir barışın kurulmasını önleyen haksızlık, herkesin çıkarlarına olan barışın yeniden sağlanabilmesi için düzeltilmelidir.

9. İtalya'nın sınırları, açıkça belirlenmiş ulusal sınırlar temelinde yeniden çizilmelidir.

10. Avusturya-Macaristan halklarının uluslar arasındaki yeri korunmalı ve güvence altına alınmalı, bu halklara özerk gelişme olanağı tanınmalıdır.

11. Yabancı askerler Romanya, Sırbistan ve Karadağ'dan çekilmeli, işgal edilen topraklar geri verilmelidir. Sırbistan'a denize serbest ve güvenli çıkış sağlanmalıdır. Çeşitli Balkan devletleri arasındaki ilişkiler tarihsel bağlılık ve ulusal sınırlar temelinde dostça görüşmeler yoluyla yürütülmelidir. Balkan devletlerinin siyasal ve ekonomik bağımsızlığıyla toprak bütünlüğüne ilişkin uluslararası güvenceler anlaşmada yer almalıdır.

12. Bugünkü Osmanlı İmparatorluğu'ndaki Türk kesimlerine güvenli bir egemenlik tanınmalı, Türk yönetimindeki öbür uluslara da her türlü kuşkudan uzak yaşam güvenliğiyle özerk gelişmeleri için tam bir özgürlük sağlanmalıdır. Ayrıca Çanakkale Boğazı uluslararası güvencelerle gemilerin özgürce geçişine ve uluslararası ticarete sürekli açık tutulmalıdır.

13. Polonyalıların yaşadığı tartışmasız olan toprakları içine alacak bağımsız bir Polonya devleti kurulmalı, bu devletin denize serbest ve güvenli çıkışı sağlanmalı, siyasal ve ekonomik bağımsızlığıyla toprak bütünlüğü de uluslararası sözleşmeyle güvence altına alınmalıdır.

14. Büyük küçük bütün devletlerin siyasal bağımsızlığı ve toprak bütünlüğü konusunda karşılıklı güvence vermek üzere özel sözleşmelerle bütün ulusları içine alan bir birlik oluşturulmalıdır.

Wilson İlkelerinin Önemi
İlkelerin açıklanmasıyla birlikte yenilen taraf olan İttifak Devletleri umutlanmış ve böylece savaş daha çabuk bitmiştir. Açıklanan ilkelerin içerdiği koşullar çok uluslu yapıdaki imparatorlukların parçalanmasını öngörüyordu. İttifak tarafı bu ilkeleri bir kurtuluş olarak görmüş olsa da İtilaf devletleri ilkeleri kendilerine göre yorumlamışlardır. Bir savaşın kazananları kaybedenleri nasıl parçalıyorsa hiçbir değişiklik olmadan istenilen paylaşımlar yapılmıştır. İmzalanan antlaşmada Wilson İlkerlerine uyulmadığı için ABD belli bir dönem Avrupa siyasetinden çekilmiştir. Özellikle yapılan paylaşımlar sonrası ortaya çıkan Kurtuluş Savaşı ve ardından taraflar arasında tekrarlanan II. Dünya Savaşıyla birlikte Wilson İlkelerinin amacına ulaşmadığı anlaşılmıştır.