''Ordu Erdoğan'ı durdurabilir mi?''
2007-03-30
Haftalık Economist dergisi son sayısında Türkiye'deki cumhurbaşkanlığı tartışmalarını ele alıyor.
"Erdoğan'ın İkilemi" başlıklı yazıda, yaklaşan cumhurbaşkanlığı için Başbakan Erdoğan'ın adaylığını koyup koymamasının Ankara'da en hararetle tartışılan konu olduğu hatırlatılıyor.
Cumhurbaşkanlığı seçimleri üzerinde ordunun gölgesinin dolaştığını yazan dergi, "ordu generalleri ve laik müttefiklerinin Atatürk'ün cumhuriyetinin tehlikede" olduğunu savunduklarını ifade ediyor.
Bunun nedeninin Başbakan Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığına adaylığını koyması ihtimali olduğunu dile getiren Economist, muhaliflerinin Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olması halinde NATO'nun ikinci büyük ordusunun genelkurmay başkanını, üniversite rektörlerini ve yargıçları atama yetkisine sahip olacağını, böylece İslamcı gündemini engellenmeksizin ilerletebileceğini söylediklerini belirtiyor.
Economist, ayrıca başı örtülü olan Emine Erdoğan'ın da cumhurbaşkanı eşi olması durumunda, bunun laik cumhuriyetin çöküşünün tamamlanması anlamına geleceğinin de dile getirildiğini yazıyor.
İşlerin aslında bu denli kötü olmadığını savunan Economist, Erdoğan'ın dört yıllık başbakanlığı süresince zinayı suç kapsamına almak, imam hatip liseleri öğrencilerine tanınan imkânları genişletmek ve İslamcı bir bankacıyı Merkez Bankası'nın başına atamaya çalışmak gibi birkaç adım attığını; ancak buna karşın Türkiye'nin batı yanlısı, laik duruşuna zarar vermediğini belirtiyor.
Darbe günleri geride kaldı
AB'ye üyelik müzakerelerinin de Ekim 2005'te Erdoğan'ın iktidarı sırasında başladığını hatırlatan dergi, yazısına şöyle devam ediyor:
"Ordu Erdoğan'ı durdurmak için ne yapabilir? Bir askeri darbe haricinde pek az şey... Ama iş kadını Ümit Boyner'in sözleriyle, 'Darbe günleri geride kaldı.'
"Tabii bu, generallerin cumhurbaşkanı olması halinde Erdoğan'a hayatı zindan etmek için ellerinden geleni yapmayacakları anlamına da gelmiyor.
"Yani Türkiye çok daha gerilimli bir yola girebilir. Belki de zaten bu nedenle, Türklerin çoğu AKP'nin tüm popülaritesine karşın Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığına karşı çıkıyor.
"Kendisini destekleyenler bile cumhurbaşkanı olmaması için bir dizi neden görüyor.
"Erdoğan rakipsiz bir karizmaya sahip ve AKP'yi Kasım ayında yeni bir seçim zaferine taşıyabilir.
"Birçok iş adamı o olmaksızın milliyetçiler, liberaller ve İslamcıların gevşek bir koalisyonu olan partisinin dağılmasından, bunun da Türkiye'yi yine istikrarsızlığa sürüklemesinden kaygı duyuyor.
"Erdoğan cumhurbaşkanı olduğu takdirde, otokratik güdüleri halefi olmaya en yakın isim olarak görülen ve asla bir fino köpeği olmayan Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'le ilişkilerini de zedeleyebilir.
"Aslında devlet adamı duruşuna sahip Abdullah Gül'ün Erdoğan'dan daha iyi bir cumhurbaşkanı olacağı yönündeki sesler giderek yükseliyor. "Kararlı bir Avrupa yanlısı olan, yolsuzluk suçlamalarıyla lekelenmemiş Abdullah Gül, eski İslamcı başbakan Necmettin Erbakan'a karşı isyanı yürüten ve AKP'yi kuran isim olarak ahlaki otoriteye sahip...
"Erdoğan'ın aksine akıcı bir İngilizcesi ve yurtdışında yaşamışlığı var. Tek pürüzü ise onun da karısının başının örtülü olması... Ama zaten Türkiye'deki kadınların yarısından fazlasının da başı örtülü."
"Erdoğan'ın İkilemi" başlıklı yazıda, yaklaşan cumhurbaşkanlığı için Başbakan Erdoğan'ın adaylığını koyup koymamasının Ankara'da en hararetle tartışılan konu olduğu hatırlatılıyor.
Cumhurbaşkanlığı seçimleri üzerinde ordunun gölgesinin dolaştığını yazan dergi, "ordu generalleri ve laik müttefiklerinin Atatürk'ün cumhuriyetinin tehlikede" olduğunu savunduklarını ifade ediyor.
Bunun nedeninin Başbakan Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığına adaylığını koyması ihtimali olduğunu dile getiren Economist, muhaliflerinin Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olması halinde NATO'nun ikinci büyük ordusunun genelkurmay başkanını, üniversite rektörlerini ve yargıçları atama yetkisine sahip olacağını, böylece İslamcı gündemini engellenmeksizin ilerletebileceğini söylediklerini belirtiyor.
Economist, ayrıca başı örtülü olan Emine Erdoğan'ın da cumhurbaşkanı eşi olması durumunda, bunun laik cumhuriyetin çöküşünün tamamlanması anlamına geleceğinin de dile getirildiğini yazıyor.
İşlerin aslında bu denli kötü olmadığını savunan Economist, Erdoğan'ın dört yıllık başbakanlığı süresince zinayı suç kapsamına almak, imam hatip liseleri öğrencilerine tanınan imkânları genişletmek ve İslamcı bir bankacıyı Merkez Bankası'nın başına atamaya çalışmak gibi birkaç adım attığını; ancak buna karşın Türkiye'nin batı yanlısı, laik duruşuna zarar vermediğini belirtiyor.
Darbe günleri geride kaldı
AB'ye üyelik müzakerelerinin de Ekim 2005'te Erdoğan'ın iktidarı sırasında başladığını hatırlatan dergi, yazısına şöyle devam ediyor:
"Ordu Erdoğan'ı durdurmak için ne yapabilir? Bir askeri darbe haricinde pek az şey... Ama iş kadını Ümit Boyner'in sözleriyle, 'Darbe günleri geride kaldı.'
"Tabii bu, generallerin cumhurbaşkanı olması halinde Erdoğan'a hayatı zindan etmek için ellerinden geleni yapmayacakları anlamına da gelmiyor.
"Yani Türkiye çok daha gerilimli bir yola girebilir. Belki de zaten bu nedenle, Türklerin çoğu AKP'nin tüm popülaritesine karşın Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığına karşı çıkıyor.
"Kendisini destekleyenler bile cumhurbaşkanı olmaması için bir dizi neden görüyor.
"Erdoğan rakipsiz bir karizmaya sahip ve AKP'yi Kasım ayında yeni bir seçim zaferine taşıyabilir.
"Birçok iş adamı o olmaksızın milliyetçiler, liberaller ve İslamcıların gevşek bir koalisyonu olan partisinin dağılmasından, bunun da Türkiye'yi yine istikrarsızlığa sürüklemesinden kaygı duyuyor.
"Erdoğan cumhurbaşkanı olduğu takdirde, otokratik güdüleri halefi olmaya en yakın isim olarak görülen ve asla bir fino köpeği olmayan Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'le ilişkilerini de zedeleyebilir.
"Aslında devlet adamı duruşuna sahip Abdullah Gül'ün Erdoğan'dan daha iyi bir cumhurbaşkanı olacağı yönündeki sesler giderek yükseliyor. "Kararlı bir Avrupa yanlısı olan, yolsuzluk suçlamalarıyla lekelenmemiş Abdullah Gül, eski İslamcı başbakan Necmettin Erbakan'a karşı isyanı yürüten ve AKP'yi kuran isim olarak ahlaki otoriteye sahip...
"Erdoğan'ın aksine akıcı bir İngilizcesi ve yurtdışında yaşamışlığı var. Tek pürüzü ise onun da karısının başının örtülü olması... Ama zaten Türkiye'deki kadınların yarısından fazlasının da başı örtülü."
- Pavel Durov 15 Kasım
- Aleksandr Lukaşenko 14 Kasım
- Cihat Aral 11 Kasım
- Şimal 10 Kasım
- Edi Rama 09 Kasım
- Ayşe Egesoy 08 Kasım
- Victor Osimhen 07 Kasım