Ahi Evran
Ahi Evran Biyografisi
Ahi Evran, Alevî-Bektâşî Tarikatına bağlı olmakla birlikte Ahîlik Teşkilât'ın kurucusudur.
Ahi Evran, 1171 yılında İran'ın Horasan vilayetinin Hoy kasabasında doğmuştur. Asıl adı Mahmud bin Ahmed Nasirûddin’dir. Hoy kasabası 1040 yılında yapılan Dandanakan savaşından sonra Büyük Selçuklu Devleti hükümdârı Tuğrul Bey'den beri Türkmen yerleşim bölgesidir. Horasan'ın Hoy kasabasında doğan Ahî Evran, uzun bir yolculuğun ardından Horasan'dan geldiği Anadolu'da Hacı Bektaşi Veli'nin Alevî-Bektâşî, tasavvufî Türkmen tarikatına bağlanmış, kendi adıyla adlanan Ahîlik Teşkilât'ın kurucusu olmuştur.
1203 veya 1204 yılında Bağdat'a giden Ahi Evran, burada tanıştığı Evhadüddin Kirmani'nin tavsiyesiyle Abbasi halifesi Nasır Lidinillah'ın kurmuş olduğu Fütüvvet Teşkilâtına katılmış ve bu teşkilatın önde gelen şeyhleriyle temas kurma imkânı bulmuş, başta Evhadüddin Kirmani olmak üzere birçok üstaddan istifade etmiştir. O dönemde Bağdat'ın ilim ve irfan merkezi olması, Ahi Evran'ın çok yönlü bir fikir adamı olarak yetişmesini sağlamıştır
1205 yılında Mekke’ye hacca giden Ahi Evran, orada tanıştığı Sadreddin Konevi’nin babası olan Mecdüddin İshak'ın davetiyle Evhadüddin Kirmani, Muhyiddin İbnü'l-Arabi, İbnü’l-Mufaddal ve İbnü’d-Dübeysî gibi birçok mutasavvıf ve ilim adamıyla birlikte Anadolu'da Malatya’ya gelmiştir. Daha sonra Muhyiddin İbnü'l-Arabi ve Evhadüddin Kirmani ile birlikte birçok Anadolu şehirlerini dolaştı.
Daha sonra Kayseri'ye yerleşen Ahi Evran, Fütüvvet Teşkilâtından esinlenerek ilk Ahi Teşkilâtını burada kurmuştur. Anadolu Selçuklu Devleti’nin sultanı I. Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından da desteklenen Ahi Teşkilâtı Kayseri'de pek çok sanatın icra edildiği sanayi sitesine dönüşmüştür.
1205 yılında Evhadüddin Kirmani’nin kızı Fatma Bacı ile evlendi. Ahiliğe kadınlar giremediği için Fatma Bacı da Bacıyan-ı Rum (Anadolu Kadınları) teşkilatını kurmuş ve Kadın Ana olarak tanınmıştı.
Ahi Evran, Anadolu’ya geldikten kısa bir süre sonra Kayseri’ye yerleşip burada bir debbağ (derici) atölyesi kurmuştur. Bu atölyenin büyümesi, işçi ve ustaların, çalışanların çoğalmasıyla burası, “debbağlar çarşısı” haline gelmiştir. Doğal olarak bu çarşıdaki atölyelerde deriler işlenirken, yünleri yan ürün olarak ortaya çıkmıştır. Ahi Evran’ın, bu yünlerin ziyan edilmemesi, değerlendirilmesi ve işlenmesi için, hanımı Fatma Bacı’nın başkanlığında, kadın ve kızları örgücülük ve dokumacılığa yönlendirmesi ile kadınlar, hem bir sanat öğrenmişler hem de iktisadi alana destek olmuşlardır. O dönemin sosyal şartlarının bir sonucu olarak, Fatma Bacı, kadınları hem eğitmiş hem de yan ürünlerin işlenmesi konusunda liderlik yapmıştır. Bacıyan-ı Rum kadınlarının eğitim ve zanaat öğrenmesi zaman içinde tüm Anadolu’ya yayılmıştır.
Ahi Evran’ın şeyhliği altında 13. yüzyılda Ankara ve Kırşehir’de toplanan Ahiler, kısa sürede Selçuklu şehirlerine yayılmışlardı. Osmanlı devletinin kuruluşunda etkili olmuşlardır.
1227 ile 1228 yılları arasında muhtemelen Sultan I. Alaaddin Keykubad'ın arzusuyla Konya'ya yerleşen Ahi Evran, burada da sanatını icra etmiştir. Fakat Ahilerin en büyük hamisi olan Sultan I. Alaaddin Keykubad, 31 Mayıs 1237 tarihinde II. Gıyaseddin Keyhusrev'in tertiplediği bir suikast sonucu öldürülünce, vezir Sadeddin Köpek tarafından pek çok Ahi ve Türkmen cezalandırılmış, Ahi Evran de Konya’da hapsedilmiştir.
1243 yılında Anadolu’ya saldıran Moğollar’ın Kayseri şehrini kuşatmalarına direnen Ahiler, kale muhafızlarıyla birlikte şehri on beş gün savundular. Moğolların tam vazgeçecekleri sıra bir Ermeni dönmesi olan Kayseri iğdişbaşısının Moğol Komutanı Baycu Noyan’la gizlice anlaşması sonucunda Moğollar kente girerek Ahileri kılıçtan geçirdiler. Bu sırada Konya’da tutuklu bulunan Ahi Evran bu katliamdan kurtuldu.
II. Gıyaseddin Keyhusrev'in ölümünden sonra 1246 yılında saltanat naibliğine getirilen Celaleddin Karatay, tutuklu Ahi ve Türkmenleri serbest bıraktı. Serbest bırakılan Ahi Evran, Denizli'ye giderek orada bir yıl kadar kaldı. Selçuklu tahtına geçen Sultan II. İzzeddin Keykavus’un çağrısı üzerine Konya’ya dönerek muhtelif medreselerde ders vermeye başladı.
Ahi Evran’ın Konya’ya dönüşünden bir müddet sonra 1247 yılında, Mevlana'nın oğlu Alaeddin Çelebi'nin Mevlana'nın hocası Şems-i Tebrizi'nin öldürülmesinde parmağı olduğu iddiası yayılmıştır. Ahi Evran ile Alaeddin Çelebi'nin bu süreçte birlikte olduğu ve Mevlana ve hocası Şems-i Tebrizi ile Ahi Evran arasında çekişme olduğu bilinmektedir. Bu olaydan sonra da Kırşehir'e gidip yerleşir ve hayatının sonuna kadar (15 yıl) burada kalır.
Ömrünün sonlarına doğru Anadolu Selçuklu Devletindeki taht mücadelelerine karışan Ahi Evran, II. İzzeddin Keykavus tarafını tutar. Mevlana ve çevresi ile de siyasi ihtilafa düşer. Bu ihtilafta da Mevlana'nın oğlu Alaeddin Çelebi Ahi Evran'ın yanındadır.
1260 yılında kardeşlerinin taht kavgası sonucunda nihayet tek başına Anadolu Selçuklu Devletinin yönetimini ele geçiren IV. Kılıç Arslan’ın Moğolların baskısıyla yaptığı atamalar sebebiyle, Türkmenler ve Ahiler sultana ve Moğollara karşı direnişe geçmişlerdi. En güçlü direnmenin vuku bulduğu Kırşehir’de, IV. Kılıç Arslan ve Moğol ilhanı, Kırşehir Emiri Nureddîn Caca’yı bu isyanı bastırmakla görevlendirdi. İsyan, Nureddîn Caca yönetimindeki Moğol kuvvetlerince çok kanlı bir biçimde bastırıldı. Moğollar tarafından yapılan katliamda öldürülenlerin arasında Ahi Evran ve Mevlana’nın oğlu Alâaddîn Çelebi’nin de bulunduğu anlaşılmaktadır.
Ahi Evran, 12 Nisan 1261 tarihinde Kırşehir’de 90 yaşında ölmüştür. Cenazesi Kırşehir’de Ahi Evran Mahallesi’ndeki Ahi Evran Câmii bitişiğindeki bütün gün ziyarete açık olan türbesindedir.
Kırşehir'de adını taşıyan Ahi Evran Üniversitesi, 2006 yılında kurulmuştur. Ayrıca adının içinde "Ahi Evran" bulunan birçok lise ve mahalle adı vardır.
Kaynak:Biyografi.info
Ahi Evran için yapılan aramalar
Ahi Evran, Ahi Evran biyografi, Ahi Evran hayatı, Ahi Evran özgeçmişi, Ahi Evran hakkında, Ahi Evran doğum yeri, Ahi Evran fotoğraf, Ahi Evran video, Ahi Evran resim, Ahi Evran kimdir?, Ahi Evran kaç yaşında?, Ahi Evran nereli, Ahi Evran memleketi
- Pavel Durov 15 Kasım
- Aleksandr Lukaşenko 14 Kasım
- Cihat Aral 11 Kasım
- Şimal 10 Kasım
- Edi Rama 09 Kasım
- Ayşe Egesoy 08 Kasım
- Victor Osimhen 07 Kasım