Fuat Sezgin
Fuat Sezgin Biyografisi
Fuat Sezgin, 24 Ekim 1924 tarihinde Bitlis’de doğmuştur. Tam adı Mehmet Fuat Sezgin’dir. Annesi Cemile Hanım da Bitlis’liydi. Babası Mehmet Mirza Efendi Osmanlı döneminde bir müftü idi ve Cumhuriyet’in ilk yıllarında bu görevi bırakmıştı. Aile soy olarak Eyyübîlerin Hasankeyf koluna dayanmaktaydı. Süphiye, Mehmet Servet, Meliha ve Refet isimlerinde kardeşleri vardı. İlkokulu Doğubeyazıt’da okudu. Ortaokulu ve liseyi Erzurum'da okuyup 1943 yılında ilk planına göre matematik okuyup mühendis olmak için İstanbul'a geldi. Bir akrabası'nın tavsiyesi üzerine, İstanbul Üniversitesi Şarkiyat Araştırmaları Enstitüsü´nde alanında en tanınmış uzmanlardan Alman şarkiyatçı Helmut Ritter tarafından verilen bir seminere katılan Fuat Sezgin, ilk planını kökten değiştirdi. Helmut Ritter’in anlattıklarının büyüleyici etkisi altında Fuat Sezgin ertesi gün derslere kayıt olmak üzere İstanbul Üniversitesi Şarkiyat Araştırmaları Enstitüsü’ne gitti. Ne kayıt için son günün geçmesi, ne de Helmut Ritter´in alanının çok zor olduğuna yönelik uyarmaları, Sezgin´i kesin kararından vazgeçiremedi.
Helmut Ritter, Ebû Hamid el-Gazali’nin İhyâu Ulûmi´d-Dîn kitabını okuması için Fuat Sezgin´in önüne koyduğunda, öğrencisinin bunu kolayca başarabilmesine çok memnun oldu. Dil öğrenmede büyük yeteneğe sahip olan Fuat Sezgin’in beş dile aynı anda başlayarak her yıl yeni bir dil öğrenmesini önerdi. Sezgin de ileri yaşlarına kadar bu yüksek çalışma temposunu devam ettirdi. Fuat Sezgin’in dil öğrenme çabası sadece Arapça ile sınırlı kalmamıştır. Lisans eğitiminin ilk yıllarından itibaren Farsça, Latince, Yunanca, İbranice ve Süryanice gibi dilleri de öğrenmeye başlamıştır.
Fuat Sezgin, 1947 yılında Bedî’ ilminin tekâmülü konusundaki tezini bitirdikten sonra, Helmut Ritter´in danışmanlığıyla Ebû Ubeyde Me’mar ibn el-Musennâ´nın Mecâzu´l-Kur’ân’ındaki filolojik tefsirini konu alan ikinci bir tez hazırladı.
Fuat Sezgin, üniversitede lisans eğitimini bitirdikten sonra Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı olarak İstanbul Müftülüğü’nde kâtip olarak memuriyet hayatına başladı. Kısa bir süre içerisinde 1948 yılı itibariyle de gezici vaizlik görevine terfi etti. 1949 yılında yeni bir görev değişikliği ile İstanbul Üniversitesi’nde kütüphane memurluğuna geçti.
Hemen bir yıl sonra Ankara’da akademik hayata adımını attı. Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ne 1950 yılı itibariyle asistan oldu ve üç yıl burada görev yaptıktan sonra 1953 yılında İstanbul Üniversitesi’nde İslâm Araştırmaları Enstitüsü’ne bağlı Umumi Türk Tarihi asistanlığına tayin edildi.
1951 yılında Helmut Ritter’in danışmanlığında Arap Dili ve Edebiyatı üzerine doktora eğitimine başladı. 1954 yılında İstanbul Üniversitesi’nde Doçent olarak öğretim üyeliğine başladı.
Fuat Sezgin, doktora tezi için araştırmalarını sürdürdüğü Muhammed el-Buhari’nin hadis kitabından bazı yerlerin Mecâzu´l-Kur’ân’dan alındığını fark etti. El-Buhârî’nin yazılı kaynakları kullanmış olması, daha önce akademisyenlerin ve muhaddislerin mecmualarının sadece sözlü geleneğe dayandıklarına dair tezlerinin yanlış olduğunu kanıtladı. Fuat Sezgin Buhârî´nin Kaynakları Hakkında Araştırmalar adındaki takdim tezini 1956 yılında yayımladı.
Fuat Sezgin, 1953 yılı itibariyle sıklıkla ilmî amaçlar için gitmekteydi. Bu sayede Frankfurt Üniversitesi’nde bilimler tarihi ile ilgili dersleri takip etme şansına sahip olmuştu. Hocası Helmut Ritter’in de 1949 yılı itibariyle İstanbul Üniversitesi’ndeki görevinden ayrılarak Almanya’ya taşınmıştı. 1957 yılında misafir doçent olarak gittiği Almanya’da Frankfurt şehrinde Bilimler Tarihi Enstitüsü’nde katıldığı ders ve seminerlerde İslâm bilimler tarihinin yazılması ile ilgili kesin kararını verdi.
Bu süreçte 1957-1958 yıllarında Frankfurt ve Malburg Üniversitelerinde, ayrıca Türkiye’ye döndükten sonrada İstanbul Üniversitesi’nde bilim tarihi dersleri okuttu.
1960 yılında 27 Mayıs 1960 Darbesi’nin ardından kurulan hükümet tarafından hazırlanan ve 147’ler olarak anılan 147 akademisyenin üniversitelerden men edildiği listede kendi adının da bulunması üzerine Fuat Sezgin, Türkiye dışında çalışmalarını sürdürmek zorunda kaldı. Çaresiz anavatandan 1961 yılında ayrılarak Almanya’da Frankfurt üniversitesinde araştırma ve öğretim faaliyetlerine devam etti. 1965 yılında Cabir Bin Hayyan konusunda ikinci doktora tezini Frankfurt Üniversitesi Institut für Geschichte der Naturwissenschaften´da yazdı ve bir yıl sonra profesör unvanını kazandı.
Fuat Sezgin, 1961 yılında Almanya'ya gittikten 4 ay sonra tanıştığı ve önceden Müslüman olmuş olan kendisi gibi şarkiyatçi olan Ursula Sezgin (d. 1939) ile 1966 yılında evlendi. Hilâl Sezgin (d.1970) adında bir kız çocuğu vardır. Kızları Hilal Sezgin, Almanya'da yaşayan bir gazeteci ve yazardır.
Fuat Sezgin Almanya’da, İnsanlık tarihinin başlangıcından bugüne kadar sahasında yazılan en kapsamlı eser olan Arap-İslam Bilim Tarihi’nin (Geschichte des Arabischen Schrifttums) ilk cildini, 1967 yılında yayınladı. 17 ciltten oluşan eserin 18. cildini yazarken hayata veda etmiştir.
Bu kapsamlı eserin muhtelif ciltlerinde bulunan konulardan bazısı şöyledir: Kur’an ilimleri, hadis ilimleri, tarih, fıkıh, kelam, tasavvuf, şiir, tıp, farmakoloji, zooloji, veterinerlik, simya, kimya, botanik, ziraat, matematik, astronomi, astroloji, meteoroloji ve ilgili alanlar, dilbilgisi, matematiksel coğrafya, İslâm’da kartografya, İslam felsefe tarihi.
Fuat Sezgin, Arap-İslam Bilim Tarihi’nin (Geschichte des Arabischen Schrifttums) ilk cildini, 1967 yılında tamamladığında İstanbul'da bulunan Hocası Helmut Ritter´in uzman gözüyle değerlendirmesini öğrenmek için birinci cildin bir kopyasını gönderdiği zaman, tecrübeli şarkiyatçi, “böyle bir çalışmayı daha önce kimsenin yapamadığını ve bundan sonra da hiç kimsenin yapamayacağını” ifade ederek Fuat Sezgin’i kutladı.
1978 yılında Kral I. Faysal Vakfı İslamî İlimler Ödülü’ne lâyık görülen Fuat Sezgin, bu ödül kendisine takdim edildiğinde, verilen bu desteği değerlendirerek 1982 yılında, Johann Wolfgang von Goethe Üniversitesi´ne bağlı olan, Institut für Geschichte der Arabisch-Islamischen Wissenschaften´ı kurdu.
1852- 1928 yılları arasında yaşamış olan Alman fizikçi Eilhard Wiedemann, İslam bilim aletlerini kitaplardan modeller halinde insanlara tanıtmak isteyerek, 1900 yılında İslam bilim aletlerinin modellerini yapmaya başlamış, 1928 yılına kadar hayatının yaklaşık 30 yılında beş aletin modelini yapmayı başarmıştır. Prof. Dr. Fuat Sezgin de "Acaba 30 aleti yapmayı başarabilir miyim?", "Bir müze olmasa bile bir odayı doldurabilir miyim?" düşüncesi ile başladığı çalışmalarını Frankfurt´ta kurduğu İslam Bilim Tarihi müzesinde 800´den fazla alete ulaştırmıştır.
Müzede, İslam kültür çevresinde yetişen bilim insanlarının buluşlarını bilimsel alet, araç ve gereçlerinin yazılı kaynaklara dayanarak yaptırdığı sekiz yüzden fazla örnekleri sergilenmektedir. Aynı binada hayatı boyunca dünyanın her yerinden büyük bir özenle, zorluk ve sıkıntılara katlanarak aldığı 45 000 ciltlik kitaplarla kurduğu Bilimler Tarihi Kütüphanesi bulunmaktadır.
Bazı kitapları, sahasında orijinal tek nüsha olma özelliğini taşıyan bu kütüphane İslam Bilimler Tarihi açısından dünyada tek olma özelliğine sahip, koleksiyon bir ihtisas kütüphanesidir.
2008 yılında Prof. Dr. Fuat Sezgin’in olağanüstü gayretleri ve çalışmalarıyla ikinci bir müze olarak tarihinde içerisinde yaklaşık 700 eserin olduğu ve bu eserlerin tamamına yakını, bağış olarak kazandırılmış İstanbul Gülhane Parkı içerisindeki binada “İstanbul İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi”nde sergilenmeye başlamıştır. Bu müzeler, Müslüman bilim adamlarının yüzyıllar boyu insanlığa armağan ettiği icat ve keşiflerini bilim tarihinin değişik disiplinlerdeki evrimini kapsamlı bir şekilde sunmakta olup kendi sahasında dünyada bir yenilik arz etmektedir.
Astronomi, coğrafya, gemicilik, zaman ölçümü, geometri, optik, tıp, kimya, mineraloji, fizik, mimari, teknik ve harp tekniği sahalarında sistematik bir düzenle sergilenen eserler, İslam Bilimlerinin büyük keşif ve muazzam buluşlarını göstermekle birlikte bu keşif ve buluşların değişik yollardan Avrupa’ya geçip orada kabul bulduğunu ve alınarak özümsendiğini nefis bir görsellikle ziyaretçilerine apaçık bir şekilde sunmaktadır. Böylece bilimler tarihinin de bir bütün olduğunu, gerçeğe uygun, hislerden ve önyargılardan uzak, tam bir objektiflikle ispatlamaktadır. Bu müzelerdeki aletleri tanıtıcı mahiyette Prof. Dr. Fuat Sezgin tarafından yazılmış olan 5 ciltlik toplamda 1.121 sayfa “İslam’da Bilim ve Teknik” adlı katalog eser bulunmaktadır. Böyle bütüncül ve kapsamlı bir eser bugüne kadar müze kataloğu olarak ilk defa yazılabilmiş, Türkçe, İngilizce, Almanca ve Fransızca olarak 4 dilde yayınlanmıştır.
2010 tarihinde İstanbul İslam Bilim ve Teknoloji Müzesi’nin faaliyetlerini desteklemek amacıyla Prof. Dr. Fuat Sezgin İslam Bilim Tarihi Araştırmaları Vakfı kurulmuş, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi bünyesinde kurulan Prof. Dr. Fuat Sezgin İslam Bilim Tarihi Enstitüsü ise 2013 yılında öğretime başlamıştır. Prof. Dr. Fuat Sezgin İslam Bilim Tarihi Araştırmaları Vakfı, Bilim Tarihi bölümünde lisans eğitimi alan öğrencilere ayda 1.000 TL, enstitüde yüksek lisans yapan öğrencilere ayda 1.400 TL burs vermektedir. Fuat Sezgin’in vakıf tarafından yayınlanan kitaplarının satışından elde edilen gelir öğrenci burslarına tahsis edilmektedir.
Uluslararası çeşitli akademilerin üyesi bulunan Prof. Dr. Fuat Sezgin, çok sayıda önemli ödül ve nişana layık görülmüştür. Bunlardan bazıları Kahire Arap Dili Akademisi, Şam Arap Dili Akademisi, Fas Rabat Kraliyet Akademisi, Bağdat Arap Dili Akademisi, Türkiye Bilimler Akademisi şeref üyeliğidir. Erzurum Atatürk Üniversitesi, Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi, Kayseri Erciyes Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi tarafından Prof. Dr. Fuat Sezgin´e fahri doktora unvanı verilmiştir. Ayrıca Frankfurt am Main Goethe Plaketi, Almanya Birinci Derece Federal Hizmet Madalyası, Almanya Üstün Hizmet Madalyası, İran İslami Bilimler Kitap Ödülü, Hessen Kültür Ödülü ve T.C. Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü sahibidir.
Fuat Sezgin, 1961 yılından vefatına kadar Almanya’da ikamet etmiştir. Başta Almanya olmak üzere çeşitli Avrupa ülkelerinin vatandaşlık tekliflerini reddedip, vefatına kadar Türk vatandaşı olarak kalmıştır.
Fuat Sezgin, 30 Haziran 2018 tarihinde İstanbul’da 94 yaşında ölmüştür. Cenazesi Gülhane Parkı içerisindeki İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi'nin önünde ayrılan kısma defnedildi.
Ölümünden sonra adı Silivri'de bir fen lisesine ve Şehir Hatları'nda görev yapan Caddebostan vapuruna verilmiştir.
Ödülleri :
1978 - Kral Faysal Vakfı - İslami Bilimler ödülü
1980 - Frankfurt am Main Goethe Plaketi
1982 - Almanya Federal Cumhuriyeti Liyakat Nişanı
2001 - Almanya Üstün Hizmet Madalyası
2004 - İran İslami Bilimler Kitap Ödülü
2009 - Hessen Kültür Ödülü. (Kendisine verilmesi kararlaştırılan Hessen Kültür Ödülü’nü Alman Yahudiler Birliği başkanı Salomon Korn ile birlikte almak istemediği için reddetti)
2013 - T.C. Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü
2016 - Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Ödülü
Prof. Dr. Fuat Sezgin’in Üyelikleri:
- Arap Dili Akademisi (Kahire)
- Arap Dili Akademisi (Şam)
- Fas Kraliyet Akademisi (Rabat)
- Arap Dili Akademisi (Bağdat)
- TÜBA (Türkiye Bilimler Akademisi) Şeref Üyeliği
Kaynak:Biyografi.info
Fuat Sezgin için yapılan aramalar
Fuat Sezgin, Fuat Sezgin biyografi, Fuat Sezgin hayatı, Fuat Sezgin özgeçmişi, Fuat Sezgin hakkında, Fuat Sezgin doğum yeri, Fuat Sezgin fotoğraf, Fuat Sezgin video, Fuat Sezgin resim, Fuat Sezgin kimdir?, Fuat Sezgin kaç yaşında?, Fuat Sezgin nereli, Fuat Sezgin memleketi
- Okan Demir Bugün
- Süleyman Saim Tekcan Bugün
- Reshad Strik 16 Aralık
- Derya Uluğ 15 Aralık
- Balım Sultan 12 Aralık
- Charles Leclerc 10 Aralık
- Aka Gündüz Temur 09 Aralık
- John Napier 1913
- Harika Avcı 586
- Ercument Karacan 251
- Tansu Polatkan 210
- İlhan Uzgel 195
- Mustafa Taviloğlu 194
- Arsen Gürzap 162
- Nevzat Demir 161
- Hasan Cemal 136
- Semiramis Pekkan 126
- Uğur Yücel 118
- Osman Müftüoğlu 117
- Haldun Solmaztürk 113
- Türkan Şoray 101
- Füsun Demirel 94
- Hasan Cemal 136
- Arsen Gürzap 162
- Uğur Dündar 87
- Mustafa Taviloğlu 194
- Osman Müftüoğlu 117
- Güler Ökten 55
- İlhan Uzgel 195
- Uğur Yücel 118
- Haldun Solmaztürk 113
- Özhan Eren 69