Efsane isim James Brown, hayatını kaybetti
2006-12-25
Soul müziğin efsane isimlerinden Amerikalı şarkıcı James Brown, 73 yaşında öldü. Brown'un bağlı olduğu menajerlik ajansı, sanatçının zatürree teşhisiyle Atlanta'da hastaneye kaldırıldığını ancak TSİ 06:45'te yaşamını yitirdiğini açıkladı.
'Soul'un babası' lakabını alan James Brown, popüler müzik üzerinde büyük etki yarattı. Siyahların kilise müziği olarak tanımlanan 'gospel' müziği R&B'ye, soul müziği de kendi yarattığı funk türüne dönüştürdü. 1933'te Güney Carolina'da doğan Brown 7 yaşında Georgia'da bir 'genelevde' yaşamak zorunda kaldı. Kirasını ödeyebilmek için ayakkabı boyacılığı, ara sokaklarda tap dansı yapan James Brown 16 yaşında otomobil hırsızlığı suçlamasıyla 8-16 yıl arasında hapis cezası aldı. Cezaevinde üç yıl bir gün kalan Brown, tahliye edildikten sonra bir gospel korosuna katıldı.
Bir yandan koroda şarkı söyleyip diğer yandan yarı profesyonel boksör olarak yaşamını sürdüren Brown, ilerleyen yıllarda James Brown Revue'nün kurucusu oldu. James Brown'u şöhrete ulaştıran şarkısı 1956 yılında yazdığı 'Please, please, please' oldu. Bir milyon adet satan bu şarkıyı sanatçının diğer önemli sarkıları izledi. Yılda 250 gece sahneye çıkan James Brown, 'şov dünyasının en ağır çalışan sanatçısı' unvanını da kazandı.
Yaptığı müzikten taviz vermeyen Brown, orkestrasını bir ordu komutanı gibi katı kurallarla yönetti. Geç kalanlara, giyim kuşamına dikkat etmeyenlere, sahnede kötü performans gösterenlere para cezaları verdi.
Brown'un müziğe gösterdiği titizlik onu ve grubunu 1960'lı yılların başlarında, siyahî müziğin tapınağı olarak gösterilen Harlem Apollo Theatre'a taşıdı. Müziğin asıl ruhunun stüdyo kayıtlarında değil sahnede yakalanabileceğine inanan Brown, tüm masraflarını üstlenerek Harlem Apollo'da verdikleri bir konseri kaydettirdi. Bu albüm James Brown'u tüm Amerika Birleşik Devletleri'nde tanınan bir isim haline getirdi. Harlem Apollo'da kaydedilen bu konser ise hâlâ en önemli konser kayıtlarından birisi olarak anılmakta.
Amerika Birleşik Devletleri'nde siyahların ünlü liderlerinden Martin Luther King'in öldürülmesi ardından James Brown 'siyah Amerika' için önde gelen isimlerden birisi oldu ve ülkede çatışmaların yatışmasında üstlendiği rol nedeniyle Başkan Johnson tarafından Beyaz Saray'a davet edilerek ödüllendirildi.
1980'li yıllar James Brown'a, funk müzikle daha büyük bir ün ve para getirdi. 'Siyah Kapitalizm' ifadesi daha ortada yokken, James Brown bu görüşü benimsedi ve tüm siyahlara Amerikan rüyasını yaşamaları için telkinde bulunmaya başladı. 1988 yılında bir silahlı çatışma ve polis takibi sonrasında iki buçuk yıl hapis cezası alan Brown, cezaevinden çıktığında dünya, Brown'un müziğinin etkilerini taşıyan rap ve hip-hop müzikle tanışmıştı. Brown'un popüler müziğe katkıları bu yıllarda hiç olmadığı kadar hissedilmeye başlamıştı.
Tüm siyah Amerikalılar için önemli bir esin kaynağı olan, 800 şarkılık bir repertuara sahip olan James Brown Ekim ayında Londra'da BBC'nin düzenlediği konserlerde sahneye çıkmıştı.
'Soul'un babası' lakabını alan James Brown, popüler müzik üzerinde büyük etki yarattı. Siyahların kilise müziği olarak tanımlanan 'gospel' müziği R&B'ye, soul müziği de kendi yarattığı funk türüne dönüştürdü. 1933'te Güney Carolina'da doğan Brown 7 yaşında Georgia'da bir 'genelevde' yaşamak zorunda kaldı. Kirasını ödeyebilmek için ayakkabı boyacılığı, ara sokaklarda tap dansı yapan James Brown 16 yaşında otomobil hırsızlığı suçlamasıyla 8-16 yıl arasında hapis cezası aldı. Cezaevinde üç yıl bir gün kalan Brown, tahliye edildikten sonra bir gospel korosuna katıldı.
Bir yandan koroda şarkı söyleyip diğer yandan yarı profesyonel boksör olarak yaşamını sürdüren Brown, ilerleyen yıllarda James Brown Revue'nün kurucusu oldu. James Brown'u şöhrete ulaştıran şarkısı 1956 yılında yazdığı 'Please, please, please' oldu. Bir milyon adet satan bu şarkıyı sanatçının diğer önemli sarkıları izledi. Yılda 250 gece sahneye çıkan James Brown, 'şov dünyasının en ağır çalışan sanatçısı' unvanını da kazandı.
Yaptığı müzikten taviz vermeyen Brown, orkestrasını bir ordu komutanı gibi katı kurallarla yönetti. Geç kalanlara, giyim kuşamına dikkat etmeyenlere, sahnede kötü performans gösterenlere para cezaları verdi.
Brown'un müziğe gösterdiği titizlik onu ve grubunu 1960'lı yılların başlarında, siyahî müziğin tapınağı olarak gösterilen Harlem Apollo Theatre'a taşıdı. Müziğin asıl ruhunun stüdyo kayıtlarında değil sahnede yakalanabileceğine inanan Brown, tüm masraflarını üstlenerek Harlem Apollo'da verdikleri bir konseri kaydettirdi. Bu albüm James Brown'u tüm Amerika Birleşik Devletleri'nde tanınan bir isim haline getirdi. Harlem Apollo'da kaydedilen bu konser ise hâlâ en önemli konser kayıtlarından birisi olarak anılmakta.
Amerika Birleşik Devletleri'nde siyahların ünlü liderlerinden Martin Luther King'in öldürülmesi ardından James Brown 'siyah Amerika' için önde gelen isimlerden birisi oldu ve ülkede çatışmaların yatışmasında üstlendiği rol nedeniyle Başkan Johnson tarafından Beyaz Saray'a davet edilerek ödüllendirildi.
1980'li yıllar James Brown'a, funk müzikle daha büyük bir ün ve para getirdi. 'Siyah Kapitalizm' ifadesi daha ortada yokken, James Brown bu görüşü benimsedi ve tüm siyahlara Amerikan rüyasını yaşamaları için telkinde bulunmaya başladı. 1988 yılında bir silahlı çatışma ve polis takibi sonrasında iki buçuk yıl hapis cezası alan Brown, cezaevinden çıktığında dünya, Brown'un müziğinin etkilerini taşıyan rap ve hip-hop müzikle tanışmıştı. Brown'un popüler müziğe katkıları bu yıllarda hiç olmadığı kadar hissedilmeye başlamıştı.
Tüm siyah Amerikalılar için önemli bir esin kaynağı olan, 800 şarkılık bir repertuara sahip olan James Brown Ekim ayında Londra'da BBC'nin düzenlediği konserlerde sahneye çıkmıştı.
- Okan Demir 18 Aralık
- Süleyman Saim Tekcan 18 Aralık
- Reshad Strik 16 Aralık
- Derya Uluğ 15 Aralık
- Balım Sultan 12 Aralık
- Charles Leclerc 10 Aralık
- Aka Gündüz Temur 09 Aralık
- Colin Farrell 23
- Naomi Watts 21
- Sanem Çelik 21
- Yağız Aydoğan 21
- Safiye Soyman 19
- Yeşim Salkım 19
- Hasan Arat 18
- Brad Pitt 17
- Ben Affleck 16
- John Napier 16
- Josh Holloway 16
- Okan Demir 16
- Scott Adkins 16
- Kamran Usluer 15
- Muharrem İnce 14