Kosova
Sırbistan, güneyde Kuzey Makedonya ve Arnavutluk, batıda ise Karadağ ile komşudur. 1999 yılından bu yana fiilen Birleşmiş Milletler idaresinde olan bir bölgedir. 2008 yılında Sırbistan'dan tek taraflı olarak bağımsızlığını ilan etti.
Mart 2020 itibarıyla 97 ülke tarafından tanınmaktadır. Kosova'nın bağımsızlığını tanımayan Sırbistan, bölgeyi kendisine bağlı Kosova ve Metohiya Özerk Bölgesi olarak kabul etmektedir.
Kosova'da bağımsızlık ilanının ardından, denetim, Birleşmiş Milletler'den Avrupa Birliği'ne geçti. Kosova'daki Avrupa Birliği temsilciliği, bundan sonra Uluslararası Sivil Temsilcilik adı altında hizmet vereceğini açıkladı. Böylece Birleşmiş Milletler'in de 1999 yılından bu yana Kosova'da üstlendiği yönetim sona ermiş oldu. Kosova'da Avrupa Birliği ülkelerinden 1900 polis ve yargı mensubu görev yapacak. Kosova bu şekilde bağımsızlığını tanıyan ülkeler tarafından Avrupa'nın 50. ülkesi olarak sınıflandırılmıştır.
Roma İmparatorluğu’nun zamanında Kosova bölgesi adlandırmalarından biri "Dardania" idi. “Dardania” adlı bu küçük yönetim bölgesinin, bugünkü Kosova topraklarıyla kesiştiği mevkileri vardır. Dardania, "Moesia Superior" adlı eyaletin içindeki küçük bir bölgenin adı idi. Günümüzde Kosova'da Dardanlara ait olduğu düşünülen bazı kalıntılara rastlanmıştır. Kosova'da yaşayan Arnavutların çoğu, kendilerinin Dardanlar ve İlirlerin vârisleri olduklarına inanır. Bu teorinin kanıtı olarak da; insan yapısı, aynı kültür ve dilin konuşulması fikirleri belirtilir. Dardanlar yapı olarak güçlü ve sert insanlar olarak izah ediliyor.
Roma İmparatorluğu devrinde ve bu imparatorluğunun ikiye ayrılması sonrasında Doğu Roma İmparatorluğu sınırları içinde kalan (3. ve 4. yüzyıl) Kosova muhitinde Hun, Avar, Bulgar, Peçenek, Uz gibi kavimlerin geçici ve kalıcı yerleşmeleri de söz konusu olmuştur. Slavların bölgeye gelişleri ise, 7. yüzyıldan sonra olmuştur. M. S. 5. yüzyılda Hunların bilhassa Attila önderliğinde birleşerek oluşturdukları devlet döneminde Balkanlar (Kosova’yı da içine alacak şekilde), Hunların geçici ve kalıcı iskânlarına sahne olmuştur.
6. yüzyılda Tuna'nın kuzeyine yerleşen Avarlar, buraya doğru ilerlemişlerdir. Bu devrin dil ve kültür kalıntılarına dair arkeolojik buluntular, Balkanlar’ın çeşitli bölgelerinde vardır. Doğu Roma İmparatorluğu zamanında Doğu Roma (Bizans) ordusunda ve Doğu Roma topraklarının uçlarına (ki Kosova bölgesi uçlara yakındır) Türk boyları özellikle yerleştirilmiştir. Bundaki amaç, sınır güvenliği, ordu ihtiyacı ve bu boyların merkezden uzak tutulmasıydı. Bugün Kosova’nın Gora bölgesinin dağlık arazisinde rastlanan kayalara kazınmış hâldeki damga şekillerinin, Osmanlı öncesi Türk izlerinden biridir. Bu şekillere dair yapılan dilsel incelemeler, bunların Göktürk Alfabesinin şekilleriyle olan yakınlığına işaret etmektedir. Kosova, Bizans'ın zayıfladığı dönemlerde Bulgarların ve Sırpların egemenliğine girmiştir.
Kosova, Bizans'ın zayıfladığı dönemlerde Bulgarların ve Sırpların egemenliğine girmiştir.
Arnavut Birliği
1444'te Arnavut ve Karadağ prenslikleri Balkanlar'daki Osmanlı yayılmasına karşı bir askeri savunma birliği oluşturdular. Birliğin kurucusu Arnavut Akçahisar (Kruya) Prensi Gjergj Kastrioti (İskender Bey) oldu. Katolik beyi Gjergj Kastrioti, bir zamanlar Osmanlı devşirmesi olduğu ve Osmanlı ordu bürokrasisinde yer aldığı için İskender Bey adıyla anılmaktadır. Katolik Kastrioti şahsiyeti adı ve kimliği altında günümüzde modern Arnavut kimliği ve milliyetçiliği oluşturulmaya çalışılmaktadır. Bu kimlik de Osmanlı devrinden yakın devirlere kadar gelen Arnavut kimliğiyle örtüşmemektedir. Birlik Venedik Cumhuriyeti tarafından da desteklendi.
Mart 1444'te İskender Bey o zaman Venedik hâkimiyetindeki liman şehri Leş (Alessio)'da bölgenin en önemli prenslikleri olan Thopia, Muzaka, Ballsha ve Crnojevic aileleriyle bu birliği kurdu. Daha ufak diğer kuzey Arnavut aşiretleri de bu birliğe katıldılar. Osmanlılara karşı mücadele için kendi aralarındaki anlaşmazlıkları bir tarafa bıraktılar. İskender Bey birliğin komutanlığına seçildi. Alınan siyasi kararlarda bütün birlik üyelerinin kabul etmesi şartı vardı.
1444'te İskender Bey, Osmanlı ordusunu Torviol Ovası'nda yenmeyi başardı. 1450'de Akçahisar’ı kuşatan Osmanlı birlikleri kuşatmayı kaldırmak zorunda kaldılar. 1451'de İskender Bey Napoli Krallığı ile bir ittifak kurdu. 1452'de Osmanlı ordusu Mokrica ve Meçadi'de yenildi. 1453'te İstanbul'un fethi üzerine Arnavutlar, Napoli, Venedik, Papalık ve Macaristan Krallarından maddî yardım almaya başladılar. 1462'ye kadar Arnavutlar her yıl Osmanlı ordusunu püskürtüyor, ama ertesi yıl Osmanlılar tekrar aynı güçle geliyorlardı. 1460 ve 1463'te yapılan ateşkesler dışında Arnavut-Osmanlı savaşı hiç durmadan sürdü. 1462'de İskender Bey önemli bir şehir olan Ohri'yi almayı başardı.
1466'da Akçahisar’ın ikinci kuşatması da Arnavut Birliği'nce engellendi. Fakat aynı yıl Osmanlılar Shkumbin Vadisi'nde Elbasan Kalesi'ni kurmayı başardılar. 1467'de Akçahisar’ın üçüncü kuşatması da birlikçe engellendi.
1468'de İskender Bey'in ölümüyle Leç Ligi zayıflamaya başladı. Venedik'in yardımıyla Kuzey Arnavutlar Osmanlılarla mücadele etmeyi sürdürdüler, ancak Venedik yönetimindeki İşkodra 1479'da Osmanlılarca fetholununca, Arnavut direnişi sona ermese de zayıfladı. Bundan sonra bölgenin tamamı Osmanlı hâkimiyetine girdi.
Osmanlı dönemi
1389-1913 yılları arasında Kosova, Osmanlı-Türk hâkimiyetinde kaldı. Kosova'nın çok önemli batı-doğu ticaret yolları üzerinde bulunması nedeniyle, Osmanlı yönetimi Venedik'in de kontrolüne yakın olan bölgenin geri kalan kısımlarının aksine yoğun bir devşirme-İslamlaştırma politikasını Kosova'da uyguladı.
Kosova bölgesinde Osmanlı devlet yönetimiyle beraber, Roma devrinden beri sürekli olarak sağlanamayan düzenlilik sağlanmıştır. Bölge, Osmanlı öncesinde buralarda yaşayan Müslüman olmayan Türklerle, Osmanlı Devleti ile beraber artan Müslüman Oğuz Türkleriyle Türklük açısından iyice yoğun nüfuslu bir hâle geldi. 1912 yılı civarlarıyla beraber Osmanlı hükümranlığının kalktığı zamana kadar Kosova’da Türkçe, genel kültürel dil kimliğindeydi. Zaten bölgedeki Türk nüfusu da bunu sağlayan önemli sebeplerin başında geliyordu. Bölgenin Türk olmayan halkları, Türkçe ile hem dinî yönden hem kültürel yönden iyice geliştiler. Bunun neticesinde de Kosova ve çevresi, Osmanlı Devleti’nin önemli bölgelerindendi.
Osmanlı idaresi, bölgede yaşayan Arnavutlara, Sırplara da herhangi bir zorlama uygulamadı. Özellikle Arnavutlar, kültürel yönden sıkıntılar yaşamadılar ve bugünlerine geldiler. Arnavutlar, Balkan Savaşlarına kadar Osmanlı Devleti’ne bağlı, kendilerini Türklerden pek ayırmayan bir halk kimliğindeyken, özellikle 1800’lerin ikinci yarısında artan bir eğilimle Osmanlı algısından kısmî kopma istek ve tepkilerini geliştirmeye başladılar. Bunda, Hristiyan Batı dünyasının ayrılıkçı kışkırtmaları ön planda olmuştur. Bu kopma eğilimi Arnavutluk devletinin kurulmasıyla son hâle geldi. Bugün Kosova’da Arnavutlarla Türklerin ortak yaşayışlarındaki sıcak ilişkiler ve samimiyet de gizli veya açık düşmanlıklar da o dönemlerin ürünleridir.
1878 Rus - Osmanlı Savaşı sonrası Sırplar Kosova'da hak iddia etmeye başladılar. Bu devir, Sırpların bağımsız Sırbistan çabalarının meyve verdiği bir devirdir.
I. Kosova Savaşı
Kosova, I. Murat zamanında 1389 I. Kosova Savaşı’ndan sonra Osmanlı Devleti topraklarına tam olarak katıldı. 5 asırdan fazla Osmanlı idaresinde kalan bölge, 1912'de I. Balkan Savaşı sırasında Sırbistan'ın eline geçti.
Sırpların genel algısının Kosova’yı kendi ırklarının önemli yerlerinden biri saymasının sebebinde, I. Kosova Savaşının etkisi çok büyüktür. 1371’de Çirmen’de elde edilen zafer, Balkanlar’ın içlerine doğru ilerleyişin kapılarını açmış olmasına rağmen, Balkanlar’da Osmanlı hâkimiyetini belirleyecek olan hadise, Birinci Kosova Savaşı olmuştur. 28 Haziran 1389’da cereyan eden Birinci Kosova Savaşı’nda Osmanlı’nın karşısında yenik düşen Hristiyan ittifakının liderliğini, Osmanlı güçleri tarafından öldürülen Sırp Prens Lazar Hrebelyanoviç yapmıştı. Birinci Kosova Savaşı’nı kazanmış gibi davranan Sırplar, 28 Haziran tarihini en kutsal günleri arasında saymakta ve “Vidovdan” adı altında kutlamaktadırlar.
Kosova Savaşı ve etkisi
Birinci Kosova Savaşı’nın Sırp toplumunun psikolojisine yarattığı etki ise yıllarca değil, geliştirilen mitoloji ve efsaneler sayesinde yüzyıllarca sürmektedir. Her şeyden önce Prens Lazar, Sırp Ortodoks Kilisesi tarafından tanrısallaştırılmıştır. Mevcut mitolojiye göre, Birinci Kosova Savaşı’nın arifesinde bir melek Lazar’a seslenerek, “fani çarlık” ile “ilahi çarlık” arasında bir seçim yapmasını istemiştir. Sırplara göre Lazar ilahi çarlığı seçmiştir. Dahası, Lazar ile İsa arasında benzerliklerin kurulduğu da görülmektedir. Genel olarak 1. Kosova Savaşı ve bu savaşta yer alan karakterler hakkındaki Sırp yorumları, Hristiyan mitolojisindeki olaylar ve karakterlerle karışmıştır. İşte bu sebepten dolayı, Sırplar kendine “ilahi millet” sıfatını yakıştırmaktadır. Diğer taraftan, Türklere karşı yürütülen Kosova Savaşı hakkında yazılan destansı halk şiirleri, en iyi bilinen ve en güzel kabul edilen şiirlerdir. Bütün bunlar ise, Sırpların Kosova’ya “Sırbistan’ın Kudüs’ü”, “Sırp dini değerlerinin ve Sırp medeniyetinin beşiği” gözüyle bakmasına yol açmıştır.
Sırp milletinin şuurunda Birinci Kosova Savaşı, tarihlerinin en önemli olayı olarak yaşamaktadır. Sırplar bu savaş hakkında, okula başlamadan önce, dedelerinden öğrenmektedirler. Sırp devleti daha önce parçalanmış olmasına rağmen, Sırp ve Karadağlılar, söz konusu savaşı, Orta Çağ Sırp Devletinin ölümüne ve “Sırpların Türklerce köleleştirilmesine” yol açan savaş olarak hatırlamaktadırlar.
Tam tarihi bile tartışmalı olan Birinci Kosova Savaşı hakkında kesin olarak bilinenler, çatışmaların şiddetli geçtiği, iki tarafın da ağır kayıplar verdiği, Sultan I. Murat ile Prens Lazar’ın öldüğüdür. Murad ile Lazar’ın tam olarak nasıl ve ne zaman öldükleri hakkında da kesin bilgi yoktur. 18. yüzyıldan itibaren soy ismi “Obiliç” olarak anılmaya başlayan Miloş Kobiloviç (Kobiliç) tarafınca şehit edildiği düşünülen Sultan I. Murat’ın yerine oğlu Yıldırım Bayezid, Lazar’ın yerine ise küçük oğlu Stefan Lazareviç geçmiştir.
Annesi Kraliçe Milica’nın nasihatine uyan Lazarević, sonradan Osmanlı’ya bağlanmayı kabul etmiştir. Sırplar Osmanlı’dan tam bağımsızlığı ancak 1878 yılında elde edebilmişlerdir.
Osmanlı döneminin sonu
30 Mayıs 1913 Londra Antlaşması ile Kosova Vilayeti, Sırbistan Krallığı’na bırakıldı. Kısa bir zaman sonra bölge, yeni kurulan Yugoslavya Krallığı’nın (ilk adıyla Sırp-Hırvat-Sloven Krallığı) sınırları içinde yer aldı.
Yugoslavya dönemi
Sırp, Hırvat ve Sloven Krallığı’nın kısa hükümranlığından sonra II. Dünya Savaşı sırasında İtalya'nın Almanya'ya teslim olması üzerine Josip Broz Tito tarafından kurulan meclisçe Yugoslavya 1945 yılında ilan edildi ve monarşi yıkıldı. Bu olaydan sonra Kosova; Yugoslavya'ya bağlı bir eyalet statüsüne geçti.
SSCB'nin çöküşü ile dağılmaya başlayan ülkeler arasına Yugoslavya da katıldı. Yugoslavya 1992 yılında özerk bölgelerinin bağımsızlığını ilan etmesi ile dağılmaya başladı. Hırvatistan, Bosna-Hersek, Slovenya, Kuzey Makedonya bağımsızlığını ilan etti. Bosna-Hersek’in Yugoslavya’dan bağımsızlığını kazanması sırasında yaşanan eşitliksiz savaş ve Sırp katliamları, Yugoslavya’nın parçalanması sürecindeki en büyük olaylardan biriydi. Kosova bu süreçte, Sırp baskısı ve askeri müdahaleleri sonucunda bağımsızlığına kavuşamadı. 1995 yılında Sırp ordusu Kosova'ya girdi ve birçok sivilin öldürülmesine sebep oldu. 1999 yılındaki NATO Müdahalesi ile Kosova, Sırbistan idaresinden koparıldı.
Karadağ’ın da bağımsız olmasıyla Yugoslavya yapısı sadece bir anı hâline dönüşmüş ve 2003 yılında resmî varlığını kaybeden Yugoslavya Federal Cumhuriyeti, gayri resmî varlığını da kaybetmiştir.
Bağımsızlık ilanı
ABD, NATO ve AB, Kosova'nın bağımsızlığını tanıma konusunda hemfikirdir. 2008'in Şubat ayının 17'sinde tek taraflı bağımsızlık ilan edildi. Rusya, Yunanistan, Kıbrıs Cumhuriyeti, Sırbistan, İspanya ve Azerbaycan, bağımsızlığa karşı çıkan devletlerdir. Kıbrıs Rum Kesimi ve Yunanistan'ın bağımsızlığa karşı çıkma nedeni, Kosova'nın, KKTC için bir örnek olmasıdır. Azerbaycan, Ermeniler tarafından işgal edilen ve (Ermenistan dâhil) tanınmayan "Dağlık Karabağ Cumhuriyeti"ne örnek teşkil edeceği için Kosova'nın bağımsızlığına karşı çıkıyor. İspanya ise toprakları içinde özerk durumda bulunan Bask Ülkesi ve Katalonya'nın benzer şekilde bağımsızlık ilan etmesinden korktuğu için Kosova'nın bağımsızlığını tanımıyor. Rusya'nın mazereti ise tam tersine, batılı devletlerin diğer yeni bağımsız olan ülkeleri (Abhazya, Güney Osetya, KKTC vb.) tanımadıkları için uyguladıkları çifte standart.
Rusya devlet başkanı Vladimir Putin, KKTC'nin 40 yıldır tanınmadığı hâlde batılı devletlerin Kosova'yı hemen bağımsız hâle getirmelerini sağladıkları için batılı devletleri "ikiyüzlü" olarak nitelendirmiştir ve "Bundan utanmalısınız..." demiştir. Kosova, 17 Şubat 2008 pazar günü bağımsızlığını ilan etmiştir.
Kosova'nın bağımsızlığının Bosna-Hersek sınırları içerisinde bulunan Sırp Cumhuriyeti'nin bağımsızlık taleplerinin artmasına ve Sırbistan içerisinde bulunan Voyvodina özerk bölgesindeki etnik istikrarsızlığın artarak sürmesine yol açması beklenmektedir. Yunanistan ise Kuzey Makedonya bölgesindeki bağımsızlık taleplerinin şiddetlenmesinden endişe etmektedir. KKTC'nin başarılı bir dış politika ile bağımsızlık yolunda önemli bir adım atması da beklenenler arasındadır.
İdari bölümler
Kosova’nın günümüzde idari durumu tek yapılı değildir. İdari yapılardan biri, Şubat 2008 itibarıyla tek taraflı bağımsızlığını ilan eden Kosova Cumhuriyeti’nin idari yapılanmasıdır. Bir diğeri, BM’nin bölgedeki yönetiminin (UNMIK) kabul ettiği yapılanmadır. Üçüncü idari yapılanma, Kosova üzerinde hâlen hak iddia edip kendi toprakları içinde kabul eden Sırbistan Cumhuriyeti’nin idari yapılanmasıdır.
Siyaset
Kosova Cumhuriyeti, parlamenter temsilî demokrasi ile yönetilir. Yürütme erki, Kosova başbakanının liderliğindeki Kosova hükûmeti tarafından sağlanır.
Kosova’da Arnavut ve Sırpların siyasi arenada birden çok partileri vardır. Türkler iki (2010 itibarıyla) ve Goralılar tek parti ile siyasi düzlemde temsil edilmektedirler.
Kosova Türklerinin tek siyasi temsilcisi 2010 yılında dek Kosova Demokratik Türk Partisi olmuştur. KDTP, 1990 yılından itibaren çok partili sisteme geçişle Kosova Türklerini siyasi arenada temsil etmektedir. Savaştan sonra 3 dönem genel seçimlerde milletvekili elde eden KDTP, 2008’de de mecliste milletvekili, bakan ve bakan yardımcılığı ile temsil edilmiştir. 2010 yılında KDTP’nin yanında Kosova Türk Birliği Partisi de siyasi arenaya katılmış ve 2010 genel seçimlerinde de yer almıştır.
Dış ilişkiler
Kosova'nın bağımsızlık bildirisine uluslararası tepkiler
Kosova'yı ilk tanıyan ülke Kosta Rika, ikinci ülke Amerika Birleşik Devletleri olmuştur. Türkiye, Arnavutluk, Birleşik Krallık ve Afganistan da Kosova'yı tanıyan ilk ülkelerdendir.
Bu bağımsızlığı tanımayacağını ilan eden Yunanistan, Kıbrıs Cumhuriyeti, Sırbistan ve Rusya'ya göre burası hâlen Sırbistan’a bağlı özerk bir bölgedir.
Bağımsızlık ilanı sonrasında Kosova'yı tanıyan ülkeler arasına Japonya, Macaristan ve Hırvatistan da katılmıştır. En son Antigua ve Barbuda 20 Mayıs 2015 tarihinde Kosova'nın 17 Şubat 2008’de tek taraflı olarak ilan ettiği bağımsızlığını resmen tanıyan 111. ülke olmuştur. Bu tanıma süreci sürekli gelişerek devam edecek bir seyir izlemektedir.
10 Eylül 2012 gününe dek gözetimli bağımsızlık altında bulunan Kosova bu tarihten itibaren ise tam bağımsız olarak yoluna devam etmektedir.
Coğrafya
Kosova 10.887 km2'lik alana, 2 milyon civarında bir nüfusa sahiptir. Kuzeybatısında Karadağ, kuzey ve doğusunda Sırbistan, güneyinde Kuzey Makedonya ve güneybatısında Arnavutluk bulunmaktadır. En büyük yerleşim merkezi başkent Priştine'dir. Koordinatları 42,6394 (42°38'21.840"K) kuzey enlemi ve 21,0961 (21°5'45.960"D) doğu boylamıdır.
Kosova'nın iklimi karasal iklimdir. Kışları soğuk ve kar yağışlıdır; yazları ise sıcak ve kurak geçer.
Kosova topraklarının büyük bir kısmı dağlık arazidir. Kuzey Makedonya sınırı boyunca Şar Dağları uzanmaktadır. Burada kış turizmi faaliyetleri yapılmaktadır. Brezoviça en önemli kış turizmi yerleşkelerinden birisidir. Kosova dağları çok yüksek ve dik yamaçlara sahiptir. 2656 m ile Ceraviça zirvesi ülkenin en yüksek doruğudur. Dreniça, Karaleva gibi kasabalar, bu bölgenin yüksek yamaçlarında kurulmuş yerleşim birimleridir.
Kosova Cumhuriyeti’nin güneybatısında Arnavutluk Alpleri uzanmaktadır. Kuzeyinde ise Kopaonik Dağları bulunmaktadır.
Ekonomi
Sanayi sektörü genelde metal işleme, basit makine üretimi, deri işleme, ağaç işleme ve mobilya üretiminde faaliyet gösteren küçük ölçekli imalatçılardan oluşuyor. Kosova’nın GSYİH’sı 4.3 milyar dolar civarındadır. Yıllık ekonomik büyüme kapasitesi ise yüzde 4 düzeyindedir ve 2012 yılında bu oranı tutturmuştur. Enflasyon ortalama yüzde 3.5’tir. İşsizlik yüzde 45 gibi, çok yüksektir. Asgari ücret Kosova’da 170 dolardır, ortalama maaşlar ise 250-300 dolar seviyesindedir. Kosova’nın ekonomi gündeminde şu başlıklar durmaktadır: Altyapı yetersizliği. Enerji kaynaklarının sürdürülebilir olmaması. Ülkenin posta ve Telekom operatörlerinin henüz daha özelleştirilme sürecinde bulunması. Kosova Avrupa’nın en fakir ülkelerinden biri olmasına rağmen, geçmiş 10 yılda istikrarlı büyüme kaydedilmiştir. GSYİH’nın yüzde 15’ini oluşturan işçi dövizleri tüketimi yükseltmiştir. Ayrıca, yabancı hibe ve yardımlar GSYİH’nın üçte birini oluşturmaktadır. Petrol, sigara ve çimento önemli mallar olup, karaborsa yaygındır. Hükûmet genişlemeci iktisat politikaları izlemektedir. 2012 yılında enerji sektörü reformları ve vergi reformları gerçekleştirilmiştir.
Kosova ekonomisi yurt içi talep, işçi dövizleri ve yabancı yatırım (özellikle inşaat) tarafından desteklenmektedir.
Demografi
Dil
Kosova Cumhuriyeti'nin resmî dilleri Arnavutça ve Sırpçadır. Bunun yanında, Kosova Anayasası’nda Boşnakça, Romca (veya Romanca) ve Türkçe de belediye statüsünde resmî dil hüviyeti elde edebilir ve bu diller toplamda toplumun yaklaşık %5'i tarafından konuşulmaktadır. Resmî diller dışında Gora bölgesinde Goralılar tarafından kullanılan dil, “Boşnakça ile Makedonca arasında” şeklinde tarif edilmektedir.
Kosova’da Arnavutça son dönemlerle beraber kullanılma oranını arttırmıştır. Bunda, bağımsızlıkla beraber Kosova’da resmî dil statüsüne sahip olması da önemli bir etkendir. Arnavutçaya 1000 yıldan fazla Doğu Roma (Bizans) yönetimi sonucu Latince ve Yunanca ve ayrıca 500 yılı aşkın Osmanlı yönetimi sonucu Türkçe sözler girmiştir. Arnavutlar, Kosova’nın geneline yayılmış bir hâldedirler. Ancak, nüfus oranı olarak ağırlıklı yapıda Kosova’nın orta ve doğu kesimlerinde yerleşiktirler. Kosova’da köy nüfusunun büyük kısmı Arnavut etnisitesine aittir.
Sırpça'nın Kosova’da resmiyeti bulunur. Ülkede en çok konuşulan ikinci dil olduğu ve Boşnakça'dan daha yaygın olduğu tahmin edilmesine rağmen, ülke de yürütülen istatistikleri boykot etmelerinden ötürü Sırpça'nın gerçekte olduğundan daha az göründüğü düşünülmektedir. Kosova’da resmî dil olarak Sırpçanın yer almasının sebebi Kosova Sırplarına, Birleşmiş Milletler tarafından özel azınlık hakları verilmesidir. Ayrıca, bu durumun siyasi boyutları ve kültürel derinlikleri de vardır. Bugün Kosova’da, 1999 yılındaki savaş sonrasında yaşayan Sırpların nüfusu, eski oranın çok altındadır. Günümüzde Kosovalı Sırplar, Kosova’da özellikle Prizren yakınlarında Brezoviça dağlık bölgesinde birkaç köyde; Priştine yakınlarındaki birkaç köyde ve Kuzey Mitroviça’da; Kosova’nın kuzeyinde yaşamaktadırlar.
Türkçe bugün Kosova’da, Prizren, Mamuşa, Priştine, Mitroviça, Vıçıtırın, Gilan belediyelerinde resmî statüye sahiptir ve bu bölgelere ek olarak Doburçan, Yanova, Mitroviça ve İpek yerleşim bölgelerinde de Türk nüfus bulunmaktadır. Kosova’da Türkler, genelde güney, güneydoğu ve doğuda ağırlıkla yaşasa da dağınık bir hâlde bütün Kosova’ya yerleşmişlerdir. Bu dağınıklık özellikle Kosova’nın kuzeyine doğru yayılan bölgelerde yaşayan Türkler için, asimilasyon neticesinde nüfus oranlarında azalma tehlikesini doğurmaktadır. Kosova Türkleri, Müslümandır ve Kosova’da yaşayan Arnavutların çoğu da İslam inancına sahiptir. Bu sebeple söz konusu iki grup ve bunlara eklemlene bilecek Goralı, Torbeş ve Boşnaklar, dinî yönden asimilasyona açık hâle gelebilmektedirler.
Etnik yapı
Kosova'nın tahminî etnik haritası
Kosova Cumhuriyeti’nde yaşayan etnik gruplar, en geniş tanım ve tabirleri ile, Arnavutlar, Sırplar, Boşnaklar, Romlar, Türkler, Goralılar, Torbeşler, Aşkalilerdir. Bu isimlendirmelerden bazıları büyük, bazıları da küçük bir topluluğu belirtir. Söz konusu etnik grupların nüfus oranları tam olarak bilinmemektedir. Ülkede 1999 yılı öncesinde ve özellikle 1999 ile beraber sürekli bir değişkenlik gösteren demografik durumlar, bu durumu doğurmuştur. Ülkeden ayrılanlar, ülkeye gelenler, kimlik gelgitleri gibi etkenlere, uzun süreden beri Kosova’da etnik yapı bilgisine yönelik nüfus sayımı yapılmamasını da eklemek gerekir. Şimdilik Kosova Cumhuriyeti’nde %85-90 civarı Arnavut, %3-4 Sırp, %3-4 diğer halklar şeklinde bir oran öne sürülmektedir.
Kosova Türklerinin bugünkü nüfusu dilsel açıdan incelendiğinde 20.000 kişi civarında olduğu düşünülmektedir. Yugoslavya döneminde yapılan nüfus sayımlarına göre Kosova Türklerinin sayısı 12.500 olarak kaydedilmiştir. 1999 yılındaki Kosova Operasyonundan sonra Birleşmiş Milletler denetiminde, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) tarafından yapılan nüfus kayıtlarında Kosova vatandaşlarının millî mensubiyetinden ziyade konuştukları diller sorulmuştur. Bu verilere göre, Kosova’da yaklaşık 20.000 kişinin Türkçe konuştuğu kaydedilmiştir. 1989 yılına kadar resmî dil olarak kabul edilen Türkçe, 1999 yılından sonra BM önderliğindeki uluslararası güç tarafından resmiyetten kaldırılmıştır.
Kosova,(Sırpça Kosovo i Metohija, Arnavutça:Kosovë or Kosova) Güneydoğu Avrupa'da, kuzeyde ve doğuda Mart 2020 itibarıyla 97 ülke tarafından tanınmaktadır. Kosova'nın bağımsızlığını tanımayan Sırbistan, bölgeyi kendisine bağlı Kosova ve Metohiya Özerk Bölgesi olarak kabul etmektedir.
Kosova'da bağımsızlık ilanının ardından, denetim, Birleşmiş Milletler'den Avrupa Birliği'ne geçti. Kosova'daki Avrupa Birliği temsilciliği, bundan sonra Uluslararası Sivil Temsilcilik adı altında hizmet vereceğini açıkladı. Böylece Birleşmiş Milletler'in de 1999 yılından bu yana Kosova'da üstlendiği yönetim sona ermiş oldu. Kosova'da Avrupa Birliği ülkelerinden 1900 polis ve yargı mensubu görev yapacak. Kosova bu şekilde bağımsızlığını tanıyan ülkeler tarafından Avrupa'nın 50. ülkesi olarak sınıflandırılmıştır.
Roma İmparatorluğu’nun zamanında Kosova bölgesi adlandırmalarından biri "Dardania" idi. “Dardania” adlı bu küçük yönetim bölgesinin, bugünkü Kosova topraklarıyla kesiştiği mevkileri vardır. Dardania, "Moesia Superior" adlı eyaletin içindeki küçük bir bölgenin adı idi. Günümüzde Kosova'da Dardanlara ait olduğu düşünülen bazı kalıntılara rastlanmıştır. Kosova'da yaşayan Arnavutların çoğu, kendilerinin Dardanlar ve İlirlerin vârisleri olduklarına inanır. Bu teorinin kanıtı olarak da; insan yapısı, aynı kültür ve dilin konuşulması fikirleri belirtilir. Dardanlar yapı olarak güçlü ve sert insanlar olarak izah ediliyor.
Roma İmparatorluğu devrinde ve bu imparatorluğunun ikiye ayrılması sonrasında Doğu Roma İmparatorluğu sınırları içinde kalan (3. ve 4. yüzyıl) Kosova muhitinde Hun, Avar, Bulgar, Peçenek, Uz gibi kavimlerin geçici ve kalıcı yerleşmeleri de söz konusu olmuştur. Slavların bölgeye gelişleri ise, 7. yüzyıldan sonra olmuştur. M. S. 5. yüzyılda Hunların bilhassa Attila önderliğinde birleşerek oluşturdukları devlet döneminde Balkanlar (Kosova’yı da içine alacak şekilde), Hunların geçici ve kalıcı iskânlarına sahne olmuştur.
6. yüzyılda Tuna'nın kuzeyine yerleşen Avarlar, buraya doğru ilerlemişlerdir. Bu devrin dil ve kültür kalıntılarına dair arkeolojik buluntular, Balkanlar’ın çeşitli bölgelerinde vardır. Doğu Roma İmparatorluğu zamanında Doğu Roma (Bizans) ordusunda ve Doğu Roma topraklarının uçlarına (ki Kosova bölgesi uçlara yakındır) Türk boyları özellikle yerleştirilmiştir. Bundaki amaç, sınır güvenliği, ordu ihtiyacı ve bu boyların merkezden uzak tutulmasıydı. Bugün Kosova’nın Gora bölgesinin dağlık arazisinde rastlanan kayalara kazınmış hâldeki damga şekillerinin, Osmanlı öncesi Türk izlerinden biridir. Bu şekillere dair yapılan dilsel incelemeler, bunların Göktürk Alfabesinin şekilleriyle olan yakınlığına işaret etmektedir. Kosova, Bizans'ın zayıfladığı dönemlerde Bulgarların ve Sırpların egemenliğine girmiştir.
Kosova, Bizans'ın zayıfladığı dönemlerde Bulgarların ve Sırpların egemenliğine girmiştir.
Arnavut Birliği
1444'te Arnavut ve Karadağ prenslikleri Balkanlar'daki Osmanlı yayılmasına karşı bir askeri savunma birliği oluşturdular. Birliğin kurucusu Arnavut Akçahisar (Kruya) Prensi Gjergj Kastrioti (İskender Bey) oldu. Katolik beyi Gjergj Kastrioti, bir zamanlar Osmanlı devşirmesi olduğu ve Osmanlı ordu bürokrasisinde yer aldığı için İskender Bey adıyla anılmaktadır. Katolik Kastrioti şahsiyeti adı ve kimliği altında günümüzde modern Arnavut kimliği ve milliyetçiliği oluşturulmaya çalışılmaktadır. Bu kimlik de Osmanlı devrinden yakın devirlere kadar gelen Arnavut kimliğiyle örtüşmemektedir. Birlik Venedik Cumhuriyeti tarafından da desteklendi.
Mart 1444'te İskender Bey o zaman Venedik hâkimiyetindeki liman şehri Leş (Alessio)'da bölgenin en önemli prenslikleri olan Thopia, Muzaka, Ballsha ve Crnojevic aileleriyle bu birliği kurdu. Daha ufak diğer kuzey Arnavut aşiretleri de bu birliğe katıldılar. Osmanlılara karşı mücadele için kendi aralarındaki anlaşmazlıkları bir tarafa bıraktılar. İskender Bey birliğin komutanlığına seçildi. Alınan siyasi kararlarda bütün birlik üyelerinin kabul etmesi şartı vardı.
1444'te İskender Bey, Osmanlı ordusunu Torviol Ovası'nda yenmeyi başardı. 1450'de Akçahisar’ı kuşatan Osmanlı birlikleri kuşatmayı kaldırmak zorunda kaldılar. 1451'de İskender Bey Napoli Krallığı ile bir ittifak kurdu. 1452'de Osmanlı ordusu Mokrica ve Meçadi'de yenildi. 1453'te İstanbul'un fethi üzerine Arnavutlar, Napoli, Venedik, Papalık ve Macaristan Krallarından maddî yardım almaya başladılar. 1462'ye kadar Arnavutlar her yıl Osmanlı ordusunu püskürtüyor, ama ertesi yıl Osmanlılar tekrar aynı güçle geliyorlardı. 1460 ve 1463'te yapılan ateşkesler dışında Arnavut-Osmanlı savaşı hiç durmadan sürdü. 1462'de İskender Bey önemli bir şehir olan Ohri'yi almayı başardı.
1466'da Akçahisar’ın ikinci kuşatması da Arnavut Birliği'nce engellendi. Fakat aynı yıl Osmanlılar Shkumbin Vadisi'nde Elbasan Kalesi'ni kurmayı başardılar. 1467'de Akçahisar’ın üçüncü kuşatması da birlikçe engellendi.
1468'de İskender Bey'in ölümüyle Leç Ligi zayıflamaya başladı. Venedik'in yardımıyla Kuzey Arnavutlar Osmanlılarla mücadele etmeyi sürdürdüler, ancak Venedik yönetimindeki İşkodra 1479'da Osmanlılarca fetholununca, Arnavut direnişi sona ermese de zayıfladı. Bundan sonra bölgenin tamamı Osmanlı hâkimiyetine girdi.
Osmanlı dönemi
1389-1913 yılları arasında Kosova, Osmanlı-Türk hâkimiyetinde kaldı. Kosova'nın çok önemli batı-doğu ticaret yolları üzerinde bulunması nedeniyle, Osmanlı yönetimi Venedik'in de kontrolüne yakın olan bölgenin geri kalan kısımlarının aksine yoğun bir devşirme-İslamlaştırma politikasını Kosova'da uyguladı.
Kosova bölgesinde Osmanlı devlet yönetimiyle beraber, Roma devrinden beri sürekli olarak sağlanamayan düzenlilik sağlanmıştır. Bölge, Osmanlı öncesinde buralarda yaşayan Müslüman olmayan Türklerle, Osmanlı Devleti ile beraber artan Müslüman Oğuz Türkleriyle Türklük açısından iyice yoğun nüfuslu bir hâle geldi. 1912 yılı civarlarıyla beraber Osmanlı hükümranlığının kalktığı zamana kadar Kosova’da Türkçe, genel kültürel dil kimliğindeydi. Zaten bölgedeki Türk nüfusu da bunu sağlayan önemli sebeplerin başında geliyordu. Bölgenin Türk olmayan halkları, Türkçe ile hem dinî yönden hem kültürel yönden iyice geliştiler. Bunun neticesinde de Kosova ve çevresi, Osmanlı Devleti’nin önemli bölgelerindendi.
Osmanlı idaresi, bölgede yaşayan Arnavutlara, Sırplara da herhangi bir zorlama uygulamadı. Özellikle Arnavutlar, kültürel yönden sıkıntılar yaşamadılar ve bugünlerine geldiler. Arnavutlar, Balkan Savaşlarına kadar Osmanlı Devleti’ne bağlı, kendilerini Türklerden pek ayırmayan bir halk kimliğindeyken, özellikle 1800’lerin ikinci yarısında artan bir eğilimle Osmanlı algısından kısmî kopma istek ve tepkilerini geliştirmeye başladılar. Bunda, Hristiyan Batı dünyasının ayrılıkçı kışkırtmaları ön planda olmuştur. Bu kopma eğilimi Arnavutluk devletinin kurulmasıyla son hâle geldi. Bugün Kosova’da Arnavutlarla Türklerin ortak yaşayışlarındaki sıcak ilişkiler ve samimiyet de gizli veya açık düşmanlıklar da o dönemlerin ürünleridir.
1878 Rus - Osmanlı Savaşı sonrası Sırplar Kosova'da hak iddia etmeye başladılar. Bu devir, Sırpların bağımsız Sırbistan çabalarının meyve verdiği bir devirdir.
I. Kosova Savaşı
Kosova, I. Murat zamanında 1389 I. Kosova Savaşı’ndan sonra Osmanlı Devleti topraklarına tam olarak katıldı. 5 asırdan fazla Osmanlı idaresinde kalan bölge, 1912'de I. Balkan Savaşı sırasında Sırbistan'ın eline geçti.
Sırpların genel algısının Kosova’yı kendi ırklarının önemli yerlerinden biri saymasının sebebinde, I. Kosova Savaşının etkisi çok büyüktür. 1371’de Çirmen’de elde edilen zafer, Balkanlar’ın içlerine doğru ilerleyişin kapılarını açmış olmasına rağmen, Balkanlar’da Osmanlı hâkimiyetini belirleyecek olan hadise, Birinci Kosova Savaşı olmuştur. 28 Haziran 1389’da cereyan eden Birinci Kosova Savaşı’nda Osmanlı’nın karşısında yenik düşen Hristiyan ittifakının liderliğini, Osmanlı güçleri tarafından öldürülen Sırp Prens Lazar Hrebelyanoviç yapmıştı. Birinci Kosova Savaşı’nı kazanmış gibi davranan Sırplar, 28 Haziran tarihini en kutsal günleri arasında saymakta ve “Vidovdan” adı altında kutlamaktadırlar.
Kosova Savaşı ve etkisi
Birinci Kosova Savaşı’nın Sırp toplumunun psikolojisine yarattığı etki ise yıllarca değil, geliştirilen mitoloji ve efsaneler sayesinde yüzyıllarca sürmektedir. Her şeyden önce Prens Lazar, Sırp Ortodoks Kilisesi tarafından tanrısallaştırılmıştır. Mevcut mitolojiye göre, Birinci Kosova Savaşı’nın arifesinde bir melek Lazar’a seslenerek, “fani çarlık” ile “ilahi çarlık” arasında bir seçim yapmasını istemiştir. Sırplara göre Lazar ilahi çarlığı seçmiştir. Dahası, Lazar ile İsa arasında benzerliklerin kurulduğu da görülmektedir. Genel olarak 1. Kosova Savaşı ve bu savaşta yer alan karakterler hakkındaki Sırp yorumları, Hristiyan mitolojisindeki olaylar ve karakterlerle karışmıştır. İşte bu sebepten dolayı, Sırplar kendine “ilahi millet” sıfatını yakıştırmaktadır. Diğer taraftan, Türklere karşı yürütülen Kosova Savaşı hakkında yazılan destansı halk şiirleri, en iyi bilinen ve en güzel kabul edilen şiirlerdir. Bütün bunlar ise, Sırpların Kosova’ya “Sırbistan’ın Kudüs’ü”, “Sırp dini değerlerinin ve Sırp medeniyetinin beşiği” gözüyle bakmasına yol açmıştır.
Sırp milletinin şuurunda Birinci Kosova Savaşı, tarihlerinin en önemli olayı olarak yaşamaktadır. Sırplar bu savaş hakkında, okula başlamadan önce, dedelerinden öğrenmektedirler. Sırp devleti daha önce parçalanmış olmasına rağmen, Sırp ve Karadağlılar, söz konusu savaşı, Orta Çağ Sırp Devletinin ölümüne ve “Sırpların Türklerce köleleştirilmesine” yol açan savaş olarak hatırlamaktadırlar.
Tam tarihi bile tartışmalı olan Birinci Kosova Savaşı hakkında kesin olarak bilinenler, çatışmaların şiddetli geçtiği, iki tarafın da ağır kayıplar verdiği, Sultan I. Murat ile Prens Lazar’ın öldüğüdür. Murad ile Lazar’ın tam olarak nasıl ve ne zaman öldükleri hakkında da kesin bilgi yoktur. 18. yüzyıldan itibaren soy ismi “Obiliç” olarak anılmaya başlayan Miloş Kobiloviç (Kobiliç) tarafınca şehit edildiği düşünülen Sultan I. Murat’ın yerine oğlu Yıldırım Bayezid, Lazar’ın yerine ise küçük oğlu Stefan Lazareviç geçmiştir.
Annesi Kraliçe Milica’nın nasihatine uyan Lazarević, sonradan Osmanlı’ya bağlanmayı kabul etmiştir. Sırplar Osmanlı’dan tam bağımsızlığı ancak 1878 yılında elde edebilmişlerdir.
Osmanlı döneminin sonu
30 Mayıs 1913 Londra Antlaşması ile Kosova Vilayeti, Sırbistan Krallığı’na bırakıldı. Kısa bir zaman sonra bölge, yeni kurulan Yugoslavya Krallığı’nın (ilk adıyla Sırp-Hırvat-Sloven Krallığı) sınırları içinde yer aldı.
Yugoslavya dönemi
Sırp, Hırvat ve Sloven Krallığı’nın kısa hükümranlığından sonra II. Dünya Savaşı sırasında İtalya'nın Almanya'ya teslim olması üzerine Josip Broz Tito tarafından kurulan meclisçe Yugoslavya 1945 yılında ilan edildi ve monarşi yıkıldı. Bu olaydan sonra Kosova; Yugoslavya'ya bağlı bir eyalet statüsüne geçti.
SSCB'nin çöküşü ile dağılmaya başlayan ülkeler arasına Yugoslavya da katıldı. Yugoslavya 1992 yılında özerk bölgelerinin bağımsızlığını ilan etmesi ile dağılmaya başladı. Hırvatistan, Bosna-Hersek, Slovenya, Kuzey Makedonya bağımsızlığını ilan etti. Bosna-Hersek’in Yugoslavya’dan bağımsızlığını kazanması sırasında yaşanan eşitliksiz savaş ve Sırp katliamları, Yugoslavya’nın parçalanması sürecindeki en büyük olaylardan biriydi. Kosova bu süreçte, Sırp baskısı ve askeri müdahaleleri sonucunda bağımsızlığına kavuşamadı. 1995 yılında Sırp ordusu Kosova'ya girdi ve birçok sivilin öldürülmesine sebep oldu. 1999 yılındaki NATO Müdahalesi ile Kosova, Sırbistan idaresinden koparıldı.
Karadağ’ın da bağımsız olmasıyla Yugoslavya yapısı sadece bir anı hâline dönüşmüş ve 2003 yılında resmî varlığını kaybeden Yugoslavya Federal Cumhuriyeti, gayri resmî varlığını da kaybetmiştir.
Bağımsızlık ilanı
ABD, NATO ve AB, Kosova'nın bağımsızlığını tanıma konusunda hemfikirdir. 2008'in Şubat ayının 17'sinde tek taraflı bağımsızlık ilan edildi. Rusya, Yunanistan, Kıbrıs Cumhuriyeti, Sırbistan, İspanya ve Azerbaycan, bağımsızlığa karşı çıkan devletlerdir. Kıbrıs Rum Kesimi ve Yunanistan'ın bağımsızlığa karşı çıkma nedeni, Kosova'nın, KKTC için bir örnek olmasıdır. Azerbaycan, Ermeniler tarafından işgal edilen ve (Ermenistan dâhil) tanınmayan "Dağlık Karabağ Cumhuriyeti"ne örnek teşkil edeceği için Kosova'nın bağımsızlığına karşı çıkıyor. İspanya ise toprakları içinde özerk durumda bulunan Bask Ülkesi ve Katalonya'nın benzer şekilde bağımsızlık ilan etmesinden korktuğu için Kosova'nın bağımsızlığını tanımıyor. Rusya'nın mazereti ise tam tersine, batılı devletlerin diğer yeni bağımsız olan ülkeleri (Abhazya, Güney Osetya, KKTC vb.) tanımadıkları için uyguladıkları çifte standart.
Rusya devlet başkanı Vladimir Putin, KKTC'nin 40 yıldır tanınmadığı hâlde batılı devletlerin Kosova'yı hemen bağımsız hâle getirmelerini sağladıkları için batılı devletleri "ikiyüzlü" olarak nitelendirmiştir ve "Bundan utanmalısınız..." demiştir. Kosova, 17 Şubat 2008 pazar günü bağımsızlığını ilan etmiştir.
Kosova'nın bağımsızlığının Bosna-Hersek sınırları içerisinde bulunan Sırp Cumhuriyeti'nin bağımsızlık taleplerinin artmasına ve Sırbistan içerisinde bulunan Voyvodina özerk bölgesindeki etnik istikrarsızlığın artarak sürmesine yol açması beklenmektedir. Yunanistan ise Kuzey Makedonya bölgesindeki bağımsızlık taleplerinin şiddetlenmesinden endişe etmektedir. KKTC'nin başarılı bir dış politika ile bağımsızlık yolunda önemli bir adım atması da beklenenler arasındadır.
İdari bölümler
Kosova’nın günümüzde idari durumu tek yapılı değildir. İdari yapılardan biri, Şubat 2008 itibarıyla tek taraflı bağımsızlığını ilan eden Kosova Cumhuriyeti’nin idari yapılanmasıdır. Bir diğeri, BM’nin bölgedeki yönetiminin (UNMIK) kabul ettiği yapılanmadır. Üçüncü idari yapılanma, Kosova üzerinde hâlen hak iddia edip kendi toprakları içinde kabul eden Sırbistan Cumhuriyeti’nin idari yapılanmasıdır.
Siyaset
Kosova Cumhuriyeti, parlamenter temsilî demokrasi ile yönetilir. Yürütme erki, Kosova başbakanının liderliğindeki Kosova hükûmeti tarafından sağlanır.
Kosova’da Arnavut ve Sırpların siyasi arenada birden çok partileri vardır. Türkler iki (2010 itibarıyla) ve Goralılar tek parti ile siyasi düzlemde temsil edilmektedirler.
Kosova Türklerinin tek siyasi temsilcisi 2010 yılında dek Kosova Demokratik Türk Partisi olmuştur. KDTP, 1990 yılından itibaren çok partili sisteme geçişle Kosova Türklerini siyasi arenada temsil etmektedir. Savaştan sonra 3 dönem genel seçimlerde milletvekili elde eden KDTP, 2008’de de mecliste milletvekili, bakan ve bakan yardımcılığı ile temsil edilmiştir. 2010 yılında KDTP’nin yanında Kosova Türk Birliği Partisi de siyasi arenaya katılmış ve 2010 genel seçimlerinde de yer almıştır.
Dış ilişkiler
Kosova'nın bağımsızlık bildirisine uluslararası tepkiler
Kosova'yı ilk tanıyan ülke Kosta Rika, ikinci ülke Amerika Birleşik Devletleri olmuştur. Türkiye, Arnavutluk, Birleşik Krallık ve Afganistan da Kosova'yı tanıyan ilk ülkelerdendir.
Bu bağımsızlığı tanımayacağını ilan eden Yunanistan, Kıbrıs Cumhuriyeti, Sırbistan ve Rusya'ya göre burası hâlen Sırbistan’a bağlı özerk bir bölgedir.
Bağımsızlık ilanı sonrasında Kosova'yı tanıyan ülkeler arasına Japonya, Macaristan ve Hırvatistan da katılmıştır. En son Antigua ve Barbuda 20 Mayıs 2015 tarihinde Kosova'nın 17 Şubat 2008’de tek taraflı olarak ilan ettiği bağımsızlığını resmen tanıyan 111. ülke olmuştur. Bu tanıma süreci sürekli gelişerek devam edecek bir seyir izlemektedir.
10 Eylül 2012 gününe dek gözetimli bağımsızlık altında bulunan Kosova bu tarihten itibaren ise tam bağımsız olarak yoluna devam etmektedir.
Coğrafya
Kosova 10.887 km2'lik alana, 2 milyon civarında bir nüfusa sahiptir. Kuzeybatısında Karadağ, kuzey ve doğusunda Sırbistan, güneyinde Kuzey Makedonya ve güneybatısında Arnavutluk bulunmaktadır. En büyük yerleşim merkezi başkent Priştine'dir. Koordinatları 42,6394 (42°38'21.840"K) kuzey enlemi ve 21,0961 (21°5'45.960"D) doğu boylamıdır.
Kosova'nın iklimi karasal iklimdir. Kışları soğuk ve kar yağışlıdır; yazları ise sıcak ve kurak geçer.
Kosova topraklarının büyük bir kısmı dağlık arazidir. Kuzey Makedonya sınırı boyunca Şar Dağları uzanmaktadır. Burada kış turizmi faaliyetleri yapılmaktadır. Brezoviça en önemli kış turizmi yerleşkelerinden birisidir. Kosova dağları çok yüksek ve dik yamaçlara sahiptir. 2656 m ile Ceraviça zirvesi ülkenin en yüksek doruğudur. Dreniça, Karaleva gibi kasabalar, bu bölgenin yüksek yamaçlarında kurulmuş yerleşim birimleridir.
Kosova Cumhuriyeti’nin güneybatısında Arnavutluk Alpleri uzanmaktadır. Kuzeyinde ise Kopaonik Dağları bulunmaktadır.
Ekonomi
Sanayi sektörü genelde metal işleme, basit makine üretimi, deri işleme, ağaç işleme ve mobilya üretiminde faaliyet gösteren küçük ölçekli imalatçılardan oluşuyor. Kosova’nın GSYİH’sı 4.3 milyar dolar civarındadır. Yıllık ekonomik büyüme kapasitesi ise yüzde 4 düzeyindedir ve 2012 yılında bu oranı tutturmuştur. Enflasyon ortalama yüzde 3.5’tir. İşsizlik yüzde 45 gibi, çok yüksektir. Asgari ücret Kosova’da 170 dolardır, ortalama maaşlar ise 250-300 dolar seviyesindedir. Kosova’nın ekonomi gündeminde şu başlıklar durmaktadır: Altyapı yetersizliği. Enerji kaynaklarının sürdürülebilir olmaması. Ülkenin posta ve Telekom operatörlerinin henüz daha özelleştirilme sürecinde bulunması. Kosova Avrupa’nın en fakir ülkelerinden biri olmasına rağmen, geçmiş 10 yılda istikrarlı büyüme kaydedilmiştir. GSYİH’nın yüzde 15’ini oluşturan işçi dövizleri tüketimi yükseltmiştir. Ayrıca, yabancı hibe ve yardımlar GSYİH’nın üçte birini oluşturmaktadır. Petrol, sigara ve çimento önemli mallar olup, karaborsa yaygındır. Hükûmet genişlemeci iktisat politikaları izlemektedir. 2012 yılında enerji sektörü reformları ve vergi reformları gerçekleştirilmiştir.
Kosova ekonomisi yurt içi talep, işçi dövizleri ve yabancı yatırım (özellikle inşaat) tarafından desteklenmektedir.
Demografi
Dil
Kosova Cumhuriyeti'nin resmî dilleri Arnavutça ve Sırpçadır. Bunun yanında, Kosova Anayasası’nda Boşnakça, Romca (veya Romanca) ve Türkçe de belediye statüsünde resmî dil hüviyeti elde edebilir ve bu diller toplamda toplumun yaklaşık %5'i tarafından konuşulmaktadır. Resmî diller dışında Gora bölgesinde Goralılar tarafından kullanılan dil, “Boşnakça ile Makedonca arasında” şeklinde tarif edilmektedir.
Kosova’da Arnavutça son dönemlerle beraber kullanılma oranını arttırmıştır. Bunda, bağımsızlıkla beraber Kosova’da resmî dil statüsüne sahip olması da önemli bir etkendir. Arnavutçaya 1000 yıldan fazla Doğu Roma (Bizans) yönetimi sonucu Latince ve Yunanca ve ayrıca 500 yılı aşkın Osmanlı yönetimi sonucu Türkçe sözler girmiştir. Arnavutlar, Kosova’nın geneline yayılmış bir hâldedirler. Ancak, nüfus oranı olarak ağırlıklı yapıda Kosova’nın orta ve doğu kesimlerinde yerleşiktirler. Kosova’da köy nüfusunun büyük kısmı Arnavut etnisitesine aittir.
Sırpça'nın Kosova’da resmiyeti bulunur. Ülkede en çok konuşulan ikinci dil olduğu ve Boşnakça'dan daha yaygın olduğu tahmin edilmesine rağmen, ülke de yürütülen istatistikleri boykot etmelerinden ötürü Sırpça'nın gerçekte olduğundan daha az göründüğü düşünülmektedir. Kosova’da resmî dil olarak Sırpçanın yer almasının sebebi Kosova Sırplarına, Birleşmiş Milletler tarafından özel azınlık hakları verilmesidir. Ayrıca, bu durumun siyasi boyutları ve kültürel derinlikleri de vardır. Bugün Kosova’da, 1999 yılındaki savaş sonrasında yaşayan Sırpların nüfusu, eski oranın çok altındadır. Günümüzde Kosovalı Sırplar, Kosova’da özellikle Prizren yakınlarında Brezoviça dağlık bölgesinde birkaç köyde; Priştine yakınlarındaki birkaç köyde ve Kuzey Mitroviça’da; Kosova’nın kuzeyinde yaşamaktadırlar.
Türkçe bugün Kosova’da, Prizren, Mamuşa, Priştine, Mitroviça, Vıçıtırın, Gilan belediyelerinde resmî statüye sahiptir ve bu bölgelere ek olarak Doburçan, Yanova, Mitroviça ve İpek yerleşim bölgelerinde de Türk nüfus bulunmaktadır. Kosova’da Türkler, genelde güney, güneydoğu ve doğuda ağırlıkla yaşasa da dağınık bir hâlde bütün Kosova’ya yerleşmişlerdir. Bu dağınıklık özellikle Kosova’nın kuzeyine doğru yayılan bölgelerde yaşayan Türkler için, asimilasyon neticesinde nüfus oranlarında azalma tehlikesini doğurmaktadır. Kosova Türkleri, Müslümandır ve Kosova’da yaşayan Arnavutların çoğu da İslam inancına sahiptir. Bu sebeple söz konusu iki grup ve bunlara eklemlene bilecek Goralı, Torbeş ve Boşnaklar, dinî yönden asimilasyona açık hâle gelebilmektedirler.
Etnik yapı
Kosova'nın tahminî etnik haritası
Kosova Cumhuriyeti’nde yaşayan etnik gruplar, en geniş tanım ve tabirleri ile, Arnavutlar, Sırplar, Boşnaklar, Romlar, Türkler, Goralılar, Torbeşler, Aşkalilerdir. Bu isimlendirmelerden bazıları büyük, bazıları da küçük bir topluluğu belirtir. Söz konusu etnik grupların nüfus oranları tam olarak bilinmemektedir. Ülkede 1999 yılı öncesinde ve özellikle 1999 ile beraber sürekli bir değişkenlik gösteren demografik durumlar, bu durumu doğurmuştur. Ülkeden ayrılanlar, ülkeye gelenler, kimlik gelgitleri gibi etkenlere, uzun süreden beri Kosova’da etnik yapı bilgisine yönelik nüfus sayımı yapılmamasını da eklemek gerekir. Şimdilik Kosova Cumhuriyeti’nde %85-90 civarı Arnavut, %3-4 Sırp, %3-4 diğer halklar şeklinde bir oran öne sürülmektedir.
Kosova Türklerinin bugünkü nüfusu dilsel açıdan incelendiğinde 20.000 kişi civarında olduğu düşünülmektedir. Yugoslavya döneminde yapılan nüfus sayımlarına göre Kosova Türklerinin sayısı 12.500 olarak kaydedilmiştir. 1999 yılındaki Kosova Operasyonundan sonra Birleşmiş Milletler denetiminde, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) tarafından yapılan nüfus kayıtlarında Kosova vatandaşlarının millî mensubiyetinden ziyade konuştukları diller sorulmuştur. Bu verilere göre, Kosova’da yaklaşık 20.000 kişinin Türkçe konuştuğu kaydedilmiştir. 1989 yılına kadar resmî dil olarak kabul edilen Türkçe, 1999 yılından sonra BM önderliğindeki uluslararası güç tarafından resmiyetten kaldırılmıştır.
- Okan Demir 18 Aralık
- Süleyman Saim Tekcan 18 Aralık
- Reshad Strik 16 Aralık
- Derya Uluğ 15 Aralık
- Balım Sultan 12 Aralık
- Charles Leclerc 10 Aralık
- Aka Gündüz Temur 09 Aralık
- John Napier 544
- Okan Demir 440
- Orhan Ayhan 119
- Kaya Çilingiroğlu 97
- Tahir Sarıkaya 96
- Feridun Kunak 81
- Türkan Şoray 80
- Harika Avcı 79
- Nesrin Topkapı 78
- Mustafa Kemal ATATÜRK 69
- Vahap Akay 65
- Hasan Ali Cura 60
- Beren Saat 57
- Nicole Scherzinger 56
- Onur Osman 55
- Ece Aksoy 52
- Tahir Sarıkaya 96
- Öznur Kalender 54
- Nicole Scherzinger 56
- Feridun Kunak 81
- Nesrin Topkapı 78
- Onur Osman 55
- Hasan Ali Cura 60
- Orhan Ayhan 119
- Rüştü Asyalı 54